A password will be e-mailed to you.

Sanatatak yazarı Efe Beşler bu hafta ve her hafta yeni çıkan kitaplardan en önemlilerini seçiyor: Beauvoir Dersleri, Kısa Roma Tarihi, Siyaset Bilimi ve Havva’nın Üç Kızı.

Beauvoir Dersleri 

Geçen aylarda Belge Yayınları’ndan Deniz Soysal’ın imzasıyla çıkan Beauvoir Dersleri adlı derleme kitap tanıtılmayı hak ediyor.  

Simon De Beauvoir; modern feminizmin temellendiren çok önemli yazar ve düşünürlerden biridir. 1950’lerde yayımladığı İkinci Cins(iyet)* kitabı Avrupa ve Amerika’da büyük bir etki yaratmış, erkek egemen zihniyeti temellerinden sarsmıştı. Hatta Karl Marx’ın Das Kapital’i ile karşılaştırılmıştı. Beauvoir, bu dayatmanın bilimsel incelemesini bu kitapla ortaya koymuştu. Beauvoir, taraflı tarafsız çok fazla eleştiri ve övgü alan ‘İkinci Cins’ kitabında, kadınlara ilişkin olguları incelemekte, önemli çözümlemeler yapar. Kadınların dünya ile kurduğu ilişkiyi felsefi anlamda bilimsel temele dayandırarak inceler, yaşanmış olgularla ve edebiyat eleştirisiyle harmanlar. Ezcümle, İkinci Cins kitabını ayrıca zaman ve emek harcayıp mutlaka okumak gerekiyor diye düşünüyorum.

Günümüzde ise, kadınlara dayatılan evlilik ve annelik olma hali, iktidar ve toplum tarafından hala hızla sürdürülmekte. Özellikle yarı gelişmiş demokrasisi olan ya da demokrasisi gelişmemiş ülkelerde kadına çok yönlü baskı vahim boyutlara ulaşmakta. Örnek vermek gerekirse, dünyadaki en gelişmiş demokrasi olduğunu kabul ettiğimiz ABD’de de bile, üst düzey kadın yönetici veya karar verici oranı erkelere göre çok düşük. Kendi topraklarımıza döndüğümüzde ise, şu ya da bu şekilde anne olmak istemeyen kadınlar için “yarım kadın” tanımlamasının yakışıksız ve haksız bir şekilde kullanıldığı günümüzde, üç hatta beş çocuk yapından tutun da, kadınları ev “hanımı” olarak hapsetmeye, kürtaj hakkına karışılması ve kocalarının yanında yardımcı konumda olmasına kadar giden bir süreci hayretle ve ağzımız açık bir şekilde kalarak izliyoruz. Bu süreçte kadına ne yapması gerektiğini çoğunluk üzerinden dikte ettirerek, erkek egemen konumunu korumak istiyor iktidarlar, iktidarımız. Kadına tek seçeneğin evlilik olarak sunulduğu toplumda, özellikle 90’lardan sonra gelişmeye başlayan feminist mücadelenin önemi bir kez daha görünür olmakta. Devlet ve/veya eril iktidarla mücadele eden kadınlar, kadın haklarını ciddi mücadeleler sonucunda elde ettiler. (Yeterli mi? Tabii ki değil!) Annelik üzerinden maskelenen eril iktidar, çoğunlukla kadını eve kapatıp, çocuğuna bakması için teşvikler verdi, veriyor. Erkeği de üretimin başat oyuncusu olarak belliyor ve onun üzerinden tahakkümünü kuruyor. Soysal, Simon De Beauvoir’ın İkinci Cins kitabında yer alan ‘Evli Kadın’ ve ‘Anne’ üzerinden konu başlıklarını derlediği bu kitapta, kadının erkek egemen toplumundaki açmazını analiz ederek, tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Felsefeci Deniz Soysal, bu baş yapıtın Evlilik ve Annelik bölümlerini didik didik ederek okuyucuya kapsamlı bir çalışma sunuyor. Simon De Beauvoir’ın kitaplarını ve bu kitabı, her kadının özellikle de her erkeğin okumasını şiddetle tavsiye ederim. Cinsiyet rollerimizin ne kadar çarpık ve anti-demokratik bir şekilde geliştiğini göreceksiniz. Tabii ki eril iktidarınızdan vazgeçmek kaydıyla… 

*Çevirmen burada İkinci Cins yerine Cinsiyet demeyi daha uygun buluyor. 

 

KISA ROMA TARİHİ

Arkeoloji ve tarih meraklıları için Alfa YayınlarıKısa Roma Tarihi” adlı kitabı yayımladı. Eutropius tarafından yazılan Kısa Roma Tarihi adlı kitabın Latinceden çevirisini Çiğdem Menzilcioğlu yapmış. 

İS 4. yüzyılda yaşamış olan tarihçi Eutropius, İmparator Valens kendisinden Roma tarihinin kitabını yazmasını ister. O da bu kitabı Roma’nın kuruluşundan neredeyse yıkılana kadar geçen süreyi yazar. Bu kitabı yazdıktan sonra İmparator Valens’e sunar ve ölümsüzleşir. 

Eutropius Roma İmpratorluğu’nun kuruluşunun varsayıldığı İÖ 753 yılından, İmparator İovinus’un vefat ettiği tarih olan İS 364 yılana kadar geçen süreyi kaleme alır. Bu süre içinde Roma İmparatorluğu’nun en önemli aşamalarını, imparatorlarını, olaylarını ve savaşlarını anlatmaya çalışır. Bin yıllık sürece yayınlan Roma İmparatorluğu, hem tarih hem de günümüz için çok önemli bir yere sahip olup, hala her dönemi çalışılmakta, arkeologlar tarafından da kazılardan elde edilen veriler ışığında bilimsel çalışmalar yapılmaktadır. İmparatorların yaşamları, verdikleri kararlar, kendilerine yapılan suikastlar vb tarihe geçmiş anları Eutropius’un ağzından okuyoruz. Yazar, Roma’nın kurucusu olarak varsayılan Romus ve Romulus’tan, suikasta kurban giden meşhur tarihi figür Julius Sezar’a kadar kronolojik bir sırayla anekdotlarını bir bir anlatıyor bu kitapta. Roma gibi tarihe damga vurmuş imparatorluğu Romalı bir tarihçiden öğrenmek çok faydalı olacaktır diye düşünüyorum.

 

SİYASET BİLİMİ

Bu haftanın yeni kitaplarından biri de siyaset ile ilgili. Biliyorum içimiz dışımız siyaset oldu. Bunaldınız! Bu yaz sıcaklarında belki böyle ağır bir kitap önerilmez. Kabul! Fakat bu kitap Dipnot Yayınları’ndan çıkmışsa es geçmek pek de adil olmaz diye düşünüyorum. Rod Hague ve Martin Harrop tarafından yazılan Siyaset Bilimi Karşılaştırmalı Bir Giriş adlı kitabının çevirilerini İbrahim Yıldız, Soner Torlak ve İdil Çetin yapmış. Siyaset bilimini kapsamlı bir şekilde irdeliyor. 

Türkiyeliler olarak son birkaç yıldır ağır bir siyaset ortamı içindeyiz. 7’den 77’ye neredeyse hepimiz ‘politik hayvanlar’ olduk. Her konu hakkında fikrimizi beyan ediyoruz. Sosyal medyada afili politik analizler yapıyor ve eleştiriyoruz. Bunun sonucunda, toplum olarak da birkaç parçaya bölüyoruz, polarize oluyoruz; sevenler ve nefret edenler, laikler ve İslamcılar, milliyetçiler (ağırlıklı ırkçılar) ve Kürtler sığ ikiliği arasında gidip gelen bir toplum. Bu durum da haliyle sığlık ve bayağılık yaratıyor. İşte bu sığ ve bilginin yetersiz olduğu ortamda siyaset ile ilgili önemli bir kitap yayımlandı. Özellikle de siyasete meraklı olanlar ve öğrenciler için kapsamlı olarak hazırlanmış “Siyaset Bilimi Karşılaştırmalı Bir Giriş” adlı kitaptan faydalanabilecekleri çok fazla konu başlığı bulunmakta. Bu kitap, siyaset biliminin kritik noktalarını, çeşitli yaklaşımları, tarihsel ve güncel tartışmaları aktarırken, dünya üzerindeki siyasal sistemlerin temellerini, yapısal özelliklerini ve nasıl işlediklerini birbirleriyle karşılaştırmalı olarak bizlere kapsamlı olarak sunuyor.

Günümüzde demokrasinin nasıl olması gerektiği ile ilgili yoğun bir tartışma hala sürüyor. Ülkemizde de otoriterlik ve demokrasi arasındaki ilişki ve farklılıklar, birçok STK, kurumlar, dalında uzman hocalar, gazeteciler ve öğrenciler tarafından tartışılıyor. Ülkenin otoriter bir rejime doğru evrildiğini düşünürsek, bu kitabın önemini daha iyi anlarız. Ki kitapta otoriter rejimlerle demokratik rejimlerin kapsamlı analizleri ve karşılaştırmaları yapılmakta. Günümüz siyaseti içinde çok faydalı açılımlar sunmakta. Bu kitabı okumak istiyorsanız zaman ayırmanız ve emek sarf etmeniz şart.

 

HAVVA’NIN ÜÇ KIZI

Elif Şafak; son yılların en çok konuşulan, tartışılan kadın romancılardan. Son kitabı Havva’nın Üç Kızı Doğan Kitap’tan yayımlandı. Eminim insanlar bir an önce bu kitabı okuyup hemen yorumlayacaklar, arkadaşları ile paylaşacaklardır. Sosyal medyada sıklıkla resimlerine rastlayacağız. Yazın belki de “best seller” kitabı olacak… 

Kitap kısaca Şirin, Mona ve Peri adlı üç farklı düşünen kadının bir araya gelmesinin hikayesini anlatıyor. Ya da başka bir şekliyle bu kadınları Günahkar, İnanan ve Şaşkın olarak sıfatlandırıyor. Bu hikaye karizmatik bir adam, sarsıcı bir skandal ve sıra dışı bir aşkın ipuçlarını veriyor. Bu ilişkiler ağını, içinde barındırdığı sürprizleri ve farklılıkları bulmak artık okuyucuya kalıyor…

Elif Şafak bu kitabıyla, inanca, inançsızlığa, arayışa, farklı kadınlara ve aşka dair hayatın döngüsü içinde her an karşılaşabileceğimiz bir dünyanın varolabileceğini anlatıyor. 

Daha fazla yazı yok
2024-12-27 18:06:41