A password will be e-mailed to you.

Kurtuluş Çok Bozuldu

kurtulus-cok-bozuldu

İlk olarak Salyangoz adlı kitapla yazarlık yolculuğuna başlayan Hayko Bağdat, üçüncü kitabı ‘Kurtuluş Çok Bozuldu’ ile yoluna devam ediyor.  İnkılap Kitabevi tarafından yayımlanan kitap, espirili bir dille ‘öteki’ olma halini anlatıyor.

Hayko Bağdat son yıllarda toplantı, panel, TV programı vb. mecralara kendi deyimiyle ‘Ermeni’ kontenjanından giriyor, rahatlıkla ‘ötekilerin sesi’ diyebiliriz. Geçen senenin ortasına kadar ana akım medyada sıkça izlediğimiz ve okuduğumuz Bağdat’ı, son dönemlerdeki medyaya yapılan baskılardan dolayı pek de göremez olduk. Tüm muhaliflerin ekrandan çekilmesi, TV’lerin kapatılması Hayko Bağdat’ın vermek istediği mesajları engelledi. “Bir zamanlar bu topraklarda bir şeyler oldu” diyerek, dipten gelen acı sesin hâlâ bizi huzursuz ettiğini söylüyor her konuşmasında, her vurgusunda. Önceki kitaplarında, Ermeni/öteki olma halini keyifli bir dille anlatıyordu. Hikayelerle ‘öteki’ olma halini anlatmaya çalışıyordu, düşünmemizi ve samimi bir şekilde yüzleşmemizi istiyordu.

Şimdi çocukluğunun geçtiği Kurtuluş’taki (Tatavla) hatıralarını ortaya döküyor, aynı zamanda neler kaybettiğimizi düşünmemize sebep oluyor. Kitap hem kahkaha attıracak hem de hüzünlendirecek cinsten. Göçmen Suriyelilerden tutun da Kürtlere, Süryanilerden Translara kadar ötekinin biriktiği ve taştığı hikayeler. ‘Gavur Şef’, ‘Patrik Bartholomeos ve Fenerbahçe’, geçmişteki hatıralarımızı canlandıran ‘Vişne Likörü’, şu an yaşanan savaş haline vurgu yapan ‘Ya Barış Gelmezse’ kitaptaki hikayelerden birkaçı.

“…Cenevizliler, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Süryaniler, Türkler, Kürtler, Iraklılar, Siyahlar ve Translar isyan etme noktasına gelmiş. Kurtuluş çok bozulmuş. Suriyeliler basmış muhiti. Üstelik Suriyelilerin gelişinden daha bir ay geçmeden hırsızlık, uğursuzluk, âlemcilik, gasp ve fuhuş başlamış semtte…”*

“…Kendisine taşınacak bir semt arıyordu Barış. Adalara gelmek en çok istediği şey olsa da, kış tarifesi vapur saatleri mesai saatlerine bir türlü denk gelmiyordu. ‘Kurtuluş olabilir o vakit,’ dedi. Her kültürün iç içe yaşadığı bir semt çok cazip geliyordu medeni bir insana neticede.”*

‘Şaşırdım bu söylediğine,’ dedi. ‘Daha yeni sordum Pakrad Abi’ye, Kurtuluş harika bir semt dedi.’ ‘Nesi harika be!’ dedim; demez olaydım…” *

*Kitabın arka kapağındaki tanıtım metninden alıntıdır.

 

Bildiğin Gibi Değil

Osmanlı

bildigin-gibi-degil-osmanliHaftanın diğer yeni kitaplarından biri de ‘Bildiğin Gibi Değil Osmanlı’. Can Yayınları’ndan yayımlanan kitabın yazarı Mustafa Alp Dağıstanlı.

Osmanlı İmparatorluğu hakkında birçok kitap yazıldı, üstünde tartışıldı ve hâlâ tartışılıyor. Son dönemlerde televizyon dizleri ile Osmanlı’nın ne kadar büyük bir imparatorluk olduğundan dem vurulmakta. Bugün de Osmanlı’nın adını daha da sık duyuyoruz tarihle olan ilişkimizde. Mesela Osmanlıspor diye bir futbol kulübü bile var. İstanbul’da Eminönü’ne giderseniz Osmanlı’nın nasıl yaşatılmak istediğinin farkına kolayca varabilirsiniz. Osmanlı’ya eleştirel bakan tarihçilerden tutun da Osmanlı’yı övenler, imparatorluğun önemine ve tarihsel konumuna her zaman vurgu yapıyorlar. Son zamanlarda Türkiye halkı Osmanlı İmparatorluğu’nun o şaşalı dönemine öykünüyor, yıkılmış bir imparatorluğu anakronik de olsa yad ediyor. Hatta ruhunu geri çağırma seansları düzenliyorlar. Bir taraftan sokaktaki insanlara Osmanlı İmparatorluğu’nu sorsak acaba kaçı düzgün cevap verebilir? Halil İnalcık ve Çetin Altan kadar Osmanlı hakkında net ve kapsamlı analiz yapan az bulunur. Ancak Osmanlı’ya daha hafif bir giriş yapmak isteyenler için eğlenceli bir alternatif ‘Bildiğin Gibi Değil Osmanlı’.

Bildiğin Gibi Değil serisinin ilk kitabı olan Osmanlı, yanlış bildiğimiz konuları hakikatin izinden giderek soru-cevap niteliğinde bizlere sunuyor. Gündelik hayattan saraya kadar ilginç sorularla hazırlanmış:

Fatih Hıristiyan olmaya gerçekten niyetlendi mi?

Tecavüz yaygın mıydı?

Kardeş katline kurban giden en küçük şehzade kaç yaşındaydı?

Ordu sefere ne zaman çıkardı?

Cinayet işlenince devlet ne yapardı?

Hangi padişah hacca gitti?

Kimler sakal bırakmazdı?

Yeniçeri ordusunu kaldırmanın faturasını kimler ödedi?

Bellini’nin Fatih portresi Londra’ya nasıl gitti?



Alternatif ve Aktivist Yeni Medya

aktivist-yeni-medya

Biraz teorik bir okumaya geçelim. Kaliforniya Üniversitesi, Enformasyon Çalışmaları Bölümü Profesörü Leah A. Lievrouw tarafından yazılan ‘Alternatif ve Aktivist Yeni Medya’ yı Kafka Yayınları basmış. İngilizceden çevirisini İlkay Sevgi Temizalp yapmış.

Günümüz dünyasındaki medya algısı artık alternatif ve aktivist bir yöne doğru ilerlemekte. Ana akım eskisi gibi haber yapmıyor, yayın politikaları daha çok sermaye ve devlet tandanslı. Dünyada 90’lardan sonra gelişen kimlik hareketleri, neoliberal politikalar ve sonucunda 2000’li yıllarda ekonomideki çöküş sonrası çıkan Occupy %99 hareketleri, Arap Baharı’nda Mısır Tahrir Meydanı’ndaki protestolara katılan insanlar, özellikle de gençler hep alternatif ve aktivist medya kullandılar. Ana akım medya bu tip protestoları devletin de desteğiyle görmezden gelirken, aktivistler alternatif medya kanallarını kullanarak topluma “biz de varız” ve “taleplerimiz şunlardır” diye haykırıyorlardı. “Sizlere yeni bir yol açıyoruz” diyorlardı. İşte ana akım medyanın 2000 yıllardan sonra giderek çürümesi üzerine, aktivizmle birleşmiş yeni bir alternatif medyanın yaratılması aslında küreselleşmenin geldiği noktayı da gösteriyor. Her bir mecrada devletin ve sermayenin baskısına karşı aktivizm gerçekleştiriliyor. Aktivizm, ekolojiden tutun da, kadın ve LGBTİ sorununa, işçi haklarından etnik kimliğe kadar ana akımın teğet geçtiği konuları alternatif bir medya aracılığıyla duyurmaya çalışıyor. 

Leah A. Lievrouw,  hegemon kültüre karşı koymak ve itiraz etmek için tüm dünyadaki aktivistlerin, sanatçıların, marjinal grupların görünürlük ve güç kazandığını söyleyerek kendi enformasyon sistemlerini paylaştıklarını anlatıyor. Yazar, bunu yaparken zengin bir içerik kullanıyor.

“Alternatif ve aktivist yeni medya projelerinin beş ana biçimi, geleneksel medya biçimlerinden ve içeriğinden ayrılan özellikleriyle birlikte sunuluyor. Kitap, bu projelerin, alternatif medyadaki, toplumsal hareketlerdeki ve aktivist sanattaki tarihsel köklerine, en önemli örnek olay incelemelerinin analizleri ve ilgili elektronik kaynakların bağlantıları ile birlikte keşfe çıkıyor. Alternatif ve Aktivist Yeni Medya, yeni medya ve toplum üzerine tüm dersler için kullanışlı bir kaynak ve yeni medya aktivizmiyle ilgilenen okuyucular için temel bir kitap olacaktır.”*

*Kitabın arka kapak tanıtım metninden alıntıdır.

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 16:27:42