Bu haftanın okuma önerilerinde yaşadığımız kentlerin sorunlarına odaklanan ve bulunduğumuz yerin ötesini görmemizi sağlayacak, insan ve doğa arasındaki ilişkiyi sorgulayan kitaplar var…
Yeni Kentsel Kriz, Richard Florida ( Doğan Kitap)
Kentler savruluyor mu?
Richard Florida’ya göre, kentler savruluyor!
Şehirlerin bitmek tükenmek bilmeyen döngüsü içinde yaşanan dönüşümler var olanı tüketmeye yönelik. Büyükşehirlerin bu tüketim iştahıyla kurgulanan varoluşu öte yanda büyükşehir olamayanların kaynaklarını da sömürmekte.
Hal böyleyken uçurum gitgide büyüyor, şehirlerdeki sözde soylulaştırma, gelir eşitsizliği ve sınıf ayrımını da keskinleştirerek net bir şekilde gözümüzün önüne koyuyor. Yazar daha önce Yaratıcı Sınıf Adres Değiştiriyor kitabında bu bağlamda ele aldığı kentlerin dönüşümünü, Yeni Kentsel Kriz’de yer yer önceki görüşlerini eleştirip güncellerken, yaşanan sorunlara yeni çözümler öneriyor.
Yaban Yaşam, George Monbiot ( Everest Yayınları)
Zoolog, ekolojist ve gazeteci George Monbiot, Yaban Yaşam’da bugüne kadar ekoloji ve doğa konusunda bildiklerimizi kökten sorguluyor.
Yaban Yaşam: Karayı, Denizi ve İnsan Yaşamını Yeniden-yabanlaştırmak altbaşlığını taşıyan kitap “romantik bir doğaya dönüş çağrısı” değil, zaten artık böyle bir şeyin mümkün olamayacağını hepimiz biliyoruz.
Monbiot’nun şöyle bir teorisi var: Nesli tükenmiş vahşi hayvanları tekrar ekosisteme katmak için uğraşmalıyız. Bu şekilde kaynakları yönünden ciddi sıkıntıları olan yerküreyi tekrardan harekete geçirebiliriz, hem de insanlar “yaban yaşam”a katılıp daha tatminkâr, daha zengin hayatlar sürebilir.
Monbiot’un önerdiği şekilde yaban yaşama katılabilmemiz günün birinde mümkün olacak mı dersiniz?
Dışsal Günlük, Michel Tournier ( YKY)
Michel Tournier, edebi anlamda kışkırtıcı olmayı tercih eden yazar.
Dışsal Günlük‘te de daha önceler gibi imgeleri eğip bükerek bilinenden bilinmeze ya da tam tersine kurguluyor metnini, günlüğün dışsalına…
Dünya, evren, doğa olayları arasında arasında bir günlük denemesi bu kitap, bugüne kadar mahrem alanda korunan günlük yazımına bir alternatif deneme aynı zamanda.
“Tüm bu seyahatler, gökyüzü incelemeleri, yapılan ziyaretler ve ağırlanan ziyaretçiler, yazılı izler, küçük notlar, yorumlar ve ekler olmasa yayımlanmaya değer olmazdı. Dışarıdaki şeyler, hayvanlar ve insanlar bana her zaman kendi aynamdan daha ilginç gelmiştir esasen. Sokrates’in meşhur “Kendini bil” sözü hep anlamsız gelmiştir. Ben penceremi ya da kapımı açarak ilham alıyorum. Gerçek, hayal gücümün kaynaklarından çok daha ileride ve bende durmadan şaşkınlık ve hayranlık yaratmaya devam ediyor.”
Balıkçıl, Giorgio Bassani (YKY)
Uzaklardan gelen sancının, sakin ve epik bir anlatısı Balıkçıl.
Diğer her günden farksız bir uyanışla başlayan gün.
Ve o günden itibaren anlatılan bir hayatın detayları silip atabilecek mi insanoğlunun hayat korkusunu…
“Belki odanın soğuk olması, belki de tavanın ortasından sarkan avizenin yaydığı soluk ışık yüzündendi: Kesin olan bir şey varsa, o da evlendikten sonra kısa bir süre için ve İsviçre’de bulunduğu o bir buçuk sene boyunca doğal olarak uzak kalmasının dışında, çocukluğundan beri uyumuş olduğu bu yatak odasının gözüne hiç bu kadar tuhaf ve berbat görünmediğiydi. Sol duvarın büyük bir bölümünü kaplayan yüksek, geniş ve göbekli koyu renk elbise dolabı (annesi bu dolaba hep bombeli demişti); sağ duvarda, kravat bağlamak için bile bir işe yaramayacak kadar solgun yüzlü, oval, küçük bir aynanın yükseldiği heybetli bir şifonyer…
(…) duvarların hemen her yerinde, her duruma uyan, her çeşit passe-partout –üniversite diploması, özellikle dağda çekilmiş fotoğraflar gibi– gözünün önündeki her mobilya, her süs eşyası ve her cisim sinirini bozuyor, onu rahatsız ediyordu. Sanki o nesneyi hayatında ilk kez görüyordu. Ya da, daha doğrusu, biçimsiz, sevimsiz ve tuhaf görüntüsünü fark etmesi için sanki şimdi, ilk defa ona görme şansı verilmişti.”
Kar, Köpek, Ayak, Claudio Morandini ( Timaş Yayınları)
Dino Buzzati’nin günümüzdeki temsilcisi olarak gösteriliyor kimilerince Morandini…
Kar, Köpek, Ayak Alpler’de tek başına yaşayan bir adamın doğayla verdiği savaşı anlatıyor. Kısaca yalnızlığı(!)
Hafızanın oynadığı oyunlar, gerçek ile gerçek-olmayan arasında kaybolan adamın hayatına bir anda giren köpek…
Doğa, kollarına atılan bu adamı sarmalayacak mı?