A password will be e-mailed to you.

Yaşadığımız çağın en büyük salgın tehdidi altında, evde, karantina şartlarında yaşıyoruz. Ama ne yazık ki insanlık ilk kez Corona gibi bir hastalıkla mücadele etmiyor. Tarih vebadan koleraya, sarı hummadan çiçeğe ağır ve öldürücü birçok salgınla dolu. Bu haftaki kitap önerimiz de yaşadığımız coğrafyanın salgın tarihi özetleyen Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Salgın Hastalıklar ve Kamu Sağlığı…

Toplumları en çok etkileyen unsurlardan olan salgın hastalıkları sosyal ve ekonomik tarih çalışmaları bağlamında ele almak, yeni bir yönelim olarak görülse de esasen bir mecburiyettir. Özellikle Sanayi ve Fransız devrimleri sonrası Avrupa’da dönüşen devlet yapısı ve bu dönüşümün bir nüvesi olan “sağlıklı vatandaş” düşüncesinin ortaya çıkması, kamu sağlığı uygulamalarının yaygınlaşma ve modernleşme sürecini de beraberinde getirmiştir. Bu sürecin bir parçası olarak devletin temel vazifesi sağlıklı vatandaşlar, işçiler ve askerler yetiştirmek olmuş, bu durum devlet-toplum ilişkisinde karşılıklı çıkara dayalı bir denge kurulmasının ve gündelik hayatta hem kısa, hem de uzun vadeli bazı temel pratiklerin yer edinmesinin önünü açmıştır.

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Salgın Hastalıklar ve Kamu Sağlığı” salgın hastalıklar ve kamu sağlığı uygulamalarını, çeşitli tarihsel dönemlerde devlet ve toplum perspektifinden inceleyen bir çalışmalar bütünü. Tarih Vakfı Yayınları‘ndan çıkan kitap, içerdiği yazılar, kamu sağlığı ve kenti sıhhileştirme çabaları çerçevesinde mekân ve kurum özelinde bazı değerlendirmelerde de bulunarak, imparatorluğun ve cumhuriyetin genel sağlık politikası hakkında fikir veriyor.

İsmail Yaşayanlar ve Burcu Kurt‘un editörlüğündeki çalışma, bir taraftan Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan zaman diliminde devletin sağlıklı vatandaşlar yetiştirmek için tesis ettiği kurumları, bireylerin bu uğurda nasıl seferber edildiğini inceleyerek, devletin sağlık politikaları bağlamında zihniyet değişimini ele alıyor; diğer taraftan ise toplumun belirleyiciliğine ve sağlık tarihinin ulusları aşan özelliğine dikkat çekerek, sınırların sadece devletleri birbirinden ayıran bir hattan ibaret olmadığını gözler önüne seriyor.

 

İLGİLİ HABERLER

Haftanın kitabı: Veba

Rapçi Ezhel’in hayatı kitap oldu

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 13:35:57