Pasifik Okyanusu’nun ortasında tek başına hayatta kalmaya çalışan bir adamın hikâyesi. Tıpkı yazar Herbert Clyde Lewis gibi unutulmuş, geride bırakılmış birisi. 112 sayfalık sımsıkı bir roman.
Lewis’in kara mizahla bezeli kalemiyle şekillenen Gemiden Düşen Adam, sıra dışı bir deniz macerasına davet ediyor okuyucularını. Lewis, bu eserinde denizcilik dünyasını alışılmadık bir bakış açısıyla ele alırken, okuyucularını beklenmedik olaylarla dolu bir yolculuğa çıkarıyor.
Herbert Clyde Lewis 41 yaşında New York’ta bir otel odasında tek başına öldüğünde beş parasızdı, işsizdi ve üç romanının da baskısı tükenmişti. Gençlik yıllarını Hollywood’da senaryolarını, öykülerinin film haklarını satarak geçirmiş, büyük sıçramayı bir türlü yapamamıştı. Elinizde tuttuğunuz bu kitap Lewis’in ölümünden yaklaşık 80 yıl sonra yeniden keşfedilip pek çok dile çevrildiğinde, ilk okurlarından geriye pek kimse kalmamıştı. Gemiden Düşen Adam, tam da dizimizin ismine yaraşır şekilde “kuytu”da kalmış, kıymeti yıllar sonra anlaşılmış bir eser.
Wall Street’te önemli bir bankacı olan Henry Preston Standish evli, iki çocuğu olan zengin bir adamdır. Ancak yaşadığı varoluşsal sorunlar onu evinden uzaklaşmaya, uzun bir seyahate çıkmaya zorlar. Böylece dünyayı gezmeye, seyahatini uzattıkça uzatmaya başlar. Honolulu’dan kalkan Arabella adlı bir gemiyle Panama’ya seyahat eder. Ancak yolculuk sırasında bir sabah, güvertenin arka kısmında denizi seyrederken ayağı kayar ve denize düşer. Kimse onun düştüğünü görmemiştir. Bir süre yüzüp gemiye yetişmeye çalışır, bağırır ama sesini duyuramaz.
Pasifik Okyanusu’nun ortasında tek başına hayatta kalmaya çalışan bir adamın hikâyesi, unutulmuş, geride bırakılmış bir yazar hakkında çok şey söylüyor bize.
Herbert Clyde Lewis
1909’da Brooklyn’de Rusya’dan göç eden Yahudi bir ailenin ikinci oğlu olarak dünyaya geldi. Çocukluğunu, çoğunluğu Yahudi olan ve farklı ulustan insanların bir arada yaşadığı Brownsville’de geçirdi. On altı yaşında liseyi bıraktı ve yerel gazetelerde çeşitli işlerde çalıştı.
Seyahat arzusunu gidermek için önce Paris’e, ardından da Çin’e gitti ve Şangay’da iki yıl muhabirlik yaptı. 1933’te Amerika’ya geri döndü ve evlendi. Burada muhtelif gazetelerde çalıştı ve aynı dönemde öykü ve romanlarını yazmaya başladı. 1937’de ilk romanı Gemiden Düşen Adam yayınlandı. Hollywood’da metin yazarlığı da yapan Lewis’in birçok öyküsü sinemaya uyarlandı. Ne var ki talihsizlikler peşini bırakmadı ve önce iş hayatında sonra da özel hayatında başarısız oldu. Neredeyse tüm hayatını maddi güçlükler içerisinde geçirdi. 1950’de, kaldığı otel odasında ölü bulundu.