Kitapları dünya çapında milyonlarca okurla buluşan ve otuzu aşkın dile çevrilen ödüllü yazar Kim Thúy’un dokunaklı romanı Duygularını Pişiren Kadın: Man bu haftaki kitap tavsiyemiz…
Kafka Kitap logosuyla raflarda yerini alan “Duygularını Pişiren Kadın: Man“, bir yere ait hissetmeyenlerin birine ait hissetmekte de zorlandığını; nihayetinde binbir güçlükle hayata tutunanların mutlu olmak konusundaki ayak direyişini şiirsel bir anlatımla ele alıyor. Romanın başkarakteri Mãn’ın doğduğu topraklardan, Vietnam’dan Kanada’ya uzanan öyküsünde aşk ve yemek yapma tutkusu, hüzün ve umutla iç içe geçiyor.
1968’de Vietnam’da doğan, on yaşındayken Vietnam’dan ayrılarak ailesiyle birlikte Kanada’ya yerleşen Kim Thúy, 2010 Genel Valilik Edebiyat Ödülü de dahil olmak üzere pek çok ödüle layık görüldü ve 2018’de Alternatif Nobel Ödülü’nün dört adayı arasında yer aldı. Kitapları otuzu aşkın dile çevrilen Thúy, Duygularını Pişiren Kadın: Man adlı romanında, başkarakter Mãn’ın, kendisininki gibi Vietnam’dan Kanada’ya uzanan öyküsünü anlatıyor.
Kendi hayat öyküsüne benziyor
İsminin anlamı, dünyaya geliş öyküsüyle birlikte düşünüldüğünde tuhaf bir ironi yaratan Mãn (Vietnamcada “tüm arzuları gerçekleşmiş” demektir), tam üç anneye sahiptir: İlki, savaş zamanı onu bir tarlada doğurup bırakan genç bir kız; ikincisi onu bamya tarlasında bulup daha sonra yeniden terk eden bir rahibe; sonuncuysa hayatta kalmak ve çocuğunu korumak için gönülsüzce bir casusa dönüşen Maman. Onu doğuran kendisi değilse de yetişkin kızının Vietnam’da can güvenliğine sahip olmadığının farkındadır ve onu korumak için elinden geleni yapmaya hazırdır. Böylece bir gece vakti son durağı Montreal olacak tehlikeli bir yolculuğa uğurlar sevgili kızını… Planı, Mãn’ı Montreal’de yaşayan, Vietnamlı, zengin bir aşçıyla evlendirmektir. İmzalar atıldığında kadının dileği kabul olur; kızı artık güvendedir.
Mãn, anılarla dolu Vietnam’ı hüzünle terk eder ancak onu hayata bağlayan tutkuyu da keşfeder: Yemek yapmak. Duyguların, anıların ve kültürlerin birbirine karışarak seçilemez hale geldiği her tabak, onları tatmak için gelenleri zaman zaman mutlu ederken bazen de ağlatır; çünkü Mãn, duygularını yemeklere geçirebilen, çok özel bir kadındır. Ruhu alınmış kocasının restoranında saatlerce yemek yapıp olanca mutsuzluğu ve kederiyle yemekleri çeşnilendirse de ölüm korkusundan ırak bir yaşam sürmeye başlar Mãn; ta ki gerçek aşkla tanışıp onu tadana dek…
Kitabı Özlem Altun Fransızca aslından dilimize çevirdi.
İLGİLİ HABERLER
Haftanın kitabı: Emma Teyze’nin Kitabı – Yeni Başlayanlar İçin İtalyan Mutfağı