Sanat, siyaset, estetik ilişkisine eleştirel yaklaşımlarda bulunan Alâeddin Şenel, Ali Artun, Aylin Kuryel, Begüm Özden Fırat, Ceren Özpınar, Doğan Göçmen, Emre Zeytinoğlu, Ezgi Bakçay, Feyyaz Yaman, Fırat Arapoğlu, Fuat Ercan, Julian Stallabrass, M. Kemal Coşkun ve Sungur Savran’ın yazarlığını yaptığı “Başka Bir Sanat Mümkün mü?” bu haftaki kitap önerimiz…
Patika Kitap‘tan çıkan ve Serhat Yüksekbağ tarafından yayına hazırlanan kitap sanatın topyekûn piyasaya teslim olduğunu, hiçleştiğini, tüm gücünü yitirdiğini söylemek yerine bir alternatif arayışında. Kitaba adını veren soruyu sormanın bir zorunluluk hâlini almış olduğu bilinciyle hareket ettiğini belirten yazarlar, “Her şeyin sanat, herkesin sanatçı kabul edildiği günümüzde sanat alanının giderek silikleştiğini görüyoruz. Mevcut dünya ve kapitalist üretim biçimi bir bunalım içerisindedir. Bu bunalım hayatın her alanında kendini hissettirirken, sanatın tüm dallarında ciddi bir dizi krizin belirginleşmesi, bu krizlerden çıkış yollarının aranmasına yol açıyor. Nitekim elinizdeki kitabın merkeze koyduğu günümüzün sanat tartışmaları da buna işaret etmektedir. Biz de sanattan hayata, ‘başka bir dünya ihtimali’ içerisinde tüm bu alanların tekrar tartışılmaya açılması gerektiğini düşünüyor, sanatın hâlâ bir gücünün olup olmadığının tartışılması gerektiğini düşünüyoruz” diyor.
“Başka Bir Sanat Mümkün mü?” içinde yer alan yazı, söyleşi ve dokümanlarla, “Bugün kapitalist üretim ilişkileri içerisindeki sanat ve sanatçı bu ilişkilerden muaf mıdır? Üretilen her sanat eseri meta mıdır? Sanatın özerkliği neoliberalizm koşullarında mümkün müdür? Avangard sanat postmodernizm koşullarında varlığını sürdürebilir mi? Herkesin sanatçı olduğunun öne sürüldüğü bir dönemde sanat demokratikleşmiş midir? Yoksa avangard sanatın, hayatın sanat, sanatın hayat olduğu, herkesin sanatçı olabileceği toplum hayali, bugün piyasanın çağdaş sanat stratejisine mi dönüşmüştür?” gibi sorulara cevap arıyor.
“Söyleşiler, yazılar ve çevirileri bir araya getirmek ve bunları belirli bir konsept ya da konseptler altında bir araya toplamak oldukça zorlu bir iş. Ama bu zorluk, teorik ve pratik bağlamda bir zenginleşmeyi getirdi. Bir sanatçı kolektifinin girişimi, ortak bir tartışmadan doğan ortaklaşmacı bir üretimi, bu kitabı ortaya çıkardı. Başta Atölyealtı Sanat Kolektifi olmak üzere tüm emeği geçenlere teşekkürü bir borç bilirim. Dayanışma ruhunun daim olması umuduyla…” –Fırat Arapoğlu, İstanbul, 2018