A password will be e-mailed to you.

…dönemin Rusya’sına, her dönemin Amerika’sı ve onun rüyasına; en yüksek gaye olarak geçen meditasyon ritüelinin cinsellik ve çiftleşme temasıyla çarpıtılmasına, insan-hayvan benzeşimine ve Rönesansvari bir yükselişin bilgi eksenli yapılanmasına da yer vererek çok yönlü okumaların önünü açıyor…

Şüphesiz, çizgi evrenin hiçbir gerçeklik bariyerine takılmadan kendi kurgusunu sunabilmesi, izleyicinin de bu ön kabulle söz konusu kurguya daha en baştan adapte olabilmesini sağlar. Ne var ki çizgi temsiller, psikolojik ve sosyolojik çerçevede ortaya çıktığı dönemin izdüşümünü yansıtmaktadır. Gerçeklik, yasalarıyla değil belki ama içerikleriyle animasyon evreninin kaynağını oluşturur. Ancak bazı metaforlar bir dönemin tamamlanmasının ardından okunabilmektedir. Günümüze bakacak olursak, içinde yaşadığımız dönemin eğrisi doğrusuna karışmış yahut gözlerimiz astigmattan biraz yamulmuş geliyorsa; sizleri 1970lere ait bir başyapıt üstüne fikir teatisine davet ediyorum… Fantastic Planet, Vahşi Gezegen, yahut orijinal adıyla La Planète Sauvage; temsillerin orijinallerini aratmadan çarpıştığı bir hikayenin görsel – işitsel bir şölene dönüşmüş hali.

Senaryosu, Stefan Wul’un Oms En Serie isimli romanından uyarlanan animasyon, Çekoslovakya – Fransız ortak yapımı olup, Fransız yönetmen René Laloux’un en başarılı eseri olarak değerlendiriliyor. Film, 1968’de Prag’ın Jirí Trnka stüdyolarında başlamış olsa da gerek Çekoslovakya’nın finansman sorunları gerekse Rusya’nın Prag’ı işgaliyle birlikte yapımı dört senelik bir sekteye uğramış; Fransa’dan finansman desteği alınmasıyla ancak 1972 yılında tamamlanmış ve 1973’te gösterime girmiştir. Bu süreç göz önüne alındığında filmin işgal altındaki Avrupa halklarını da sembolik olarak yansıttığı düşünülmekte. Laloux, efendi-köle ilişkisine atıfta bulunularak dönemin Rusya’sına, her dönemin Amerika’sı ve onun rüyasına; en yüksek gaye olarak geçen meditasyon ritüelinin cinsellik ve çiftleşme temasıyla çarpıtılmasına, insan-hayvan benzeşimine ve Rönesansvari bir yükselişin bilgi eksenli yapılanmasına da yer vererek çok yönlü okumaların önünü açıyor.

Alternatif bir Avrupa animasyon dili

La Planète Sauvage; insan, doğa, hayvan, toplumsal sınıflar ve politika konularına değinirken, bilim kurgu ögelerini baskın animasyon diline alternatif oluşturacak şekilde sunuyor. Disney animasyonları ve Miyazaki animeleri gibi küresel eğilimi oluşturan kalıplaşmış görsel tekniklerden farklı olarak alternatif bir Avrupa animasyon dili sunan Laloux’nun, sürreal bir tablo tavrı kurguladığı düşünülebilir. Filmin müzikleri de başlı başına enfes… Alain Goraguer’in avangart caz türündeki tınılarıyla harmanlanan film görsellerle birleşince sizi psikedelik bir hissiyatla sarmalayabilir. Dolayısıyla Fantastic Planet’in 1973 Cannes Film Festivali Jüri Özel Ödülü ve 11. Trieste Bilim Kurgu Film Festivali Uluslararası Jüri Özel Ödülü almış olmasını olağan karşılıyoruz.

 

Konu

Film, Ygam gezegeninde gelişmiş bir medeniyet olarak yaşayan Draag adındaki dev mavi ırk ile küçük insansıların; yani Om’ların ilişkisini anlatmaktadır. Başka gezegenden getirilmiş olan Om’ların bir kısmı Draag çocuklarının oyalanacağı evcil hayvanlar olarak kullanılmaktadır. Ancak evcil Om’ların dışında yabani olarak yaşayan Om’lar da mevcuttur ki, kabileler halindeki bu topluluklar hızlı üredikleri gerekçesiyle belli dönemlerde tasfiye işlemine maruz bırakılarak nüfusu kontrol altına alınmaya çalışılır. Bunun bir sebebi de Om’ların zeki yaşam formları olabileceklerini düşünen Draag’ların, Om’ların kendi gezegen ve medeniyetlerini yıkıma sürüklemiş olma ihtimali üstünde durmalarıdır. Medeniyeti bilgi ekseninde yansıtan Laloux, Draag’ların kullandığı bilgi edinme aparatının (bilgiyi zihne silinemeyecek halde yansıtan bir taç) Om’ların eline geçmesi neticesinde gelişen olaylara yer veriyor.

Kucağında bebeğiyle koşmakta olan bir Om kadınıyla başlıyor film. Kadının entarisi Grek dönemini mi çağrıştırıyor yoksa yalnızca bir yaban kıyafeti mi; bunu Rönesans atfına bırakarak filmin sonunda tekrar düşünebiliriz. Koşmakta olan kadını her defasında parmağının ucuyla ittiren dev mavi el ise karşılaştığımız ilk ve belki de en modern çizgilere sahip öge. Kadınla bir süre oynayarak onun ölümüne sebep olan el ve o elin sahibi olan Traag çocukları, bu hayvanın öldüğüne ve artık onunla daha fazla oynayamayacaklarını söylerler. Bu sırada oradan geçmekte olan yönetici Shi ve oğlu annesiz kalan bebeği görür ve onu evcil hayvan olarak almaya karar verir. Hikaye de böylece başlar…

Tiwa’nın (Traag çocuğu) evcil hayvanı olan Terr (Om bebek) birlikte yaşar ve büyürler. Bu süreçte Traagların hayatına ait enstantanelere şahit oluruz ve Ygam gezegeninin işleyişini az çok kavrarız. Filmin kırılma noktalarını kuran temel ise Tiwa’nın ders çalışma zamanlarında onunla zaman geçiren Terr’in, Tiwa’nın edindiği Traag bilgisini boynundaki tasmanın iletkenliği sebebiyle alıyor oluşudur. Tasma, Terr’in büyümeye başladıkça kaçmaya yeltenmesinin ardından takılmıştır. Ancak Terr, tutsaklığının nişanesinin getirdiği bilgi ile ırkını özgürlüğe taşımayı amaçlayan bir lidere dönüşecektir…

   

 

İLGİLİ HABERLER

Haftanın Animasyonu: KIZUMONOGATARI

Mülteci metaforlu yeni Nosferatu filmi

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 08:35:09