83 yaşındaki Alman ressam Georg Baselitz, günümüz sanat dünyasının kotalar içinde yaşadığını söylüyor. Yarım yüzyılı aşkın süredir tartışmalara yol açıyor. 1960’larda bir çocuğu müstehcen biçimde resmettiği için, daha sonra 1980 Venedik Bienali’nde Nazi selamı veren ahşap figürleriyle ve son zamanlarda kadın sanatçıların yetenekleri üzerine basına yaptığı açıklamalarla… Son röportajını Artnet‘e veren sanatçı gerçekten iyi bir sanatçı olmanın gerekliliklerini anlattı ve 2013 yılında Der Spiegel’e yaptığı kadın ressamlarla ilgili açıklamaya açıklık getirdi. Röportajın ilgili bölümünü sizlerle paylaşıyoruz:
Kadınların çok iyi ressamlar yaptığını düşünmediğinizi söylediğiniz 2013’teki Der Spiegel röportajını kimse unutmadı. Bu konudaki görüşünüz değişti mi?
Bu, bağlamı dışında aktarılan ve yanlış anlamalara yol açan provokasyonlarımdan biriydi. Sanatı kotalara göre sınıflandırmayı aptalca buluyorum: erkek, kadın, Siyah, beyaz… Benim için sadece iyi ya da kötü sanat var. Elbette, örneğin Artemisia Gentileschi‘nin ressam babasından daha iyi olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Ayrıca daha güncel düşünürsek; Sarah Lucas, Tracey Emin, Cecily Brown gibi isimlerin diğerlerinden daha çarpıcı eserleri var.
Bundan dolayı daha iyi, daha uyumlu bir toplum haline geleceğimizi gerçekten düşünmüyorum. Ama yine de sanatta yeniliği inşa etmek için kişinin kendi varlığını tehlikeye atabilecek bir noktaya kadar çok güçlü bir iradeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
“Kendi varoluşunu tehlikeye atabilecek” bir iradeyle neyi kastediyorsunuz? Erkek sanatçıların bu güçlü iradeyi ve yüzleşme isteğini gösterebilmesinin daha yaygın olduğunu düşünüyor musunuz?
Nietzsche, “Yetenek kendini mücadele ederek gösterir” diyor. Başlangıçta ödün verir ve ana akıma katılırsanız, kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz, ancak sonuçta yaptığınız sanat ana akımdır. Burada erkek ya da kadın olmanın önemi yok.