A password will be e-mailed to you.

Digi.logue bu senenin ilk zirvesini gerçekleştirdi. Futuretellers konseptiyle gerçekleşen zirvede çeşitli disiplinlerden uzmanlar kendi perspektiflerinden gelecek olasılıklarına dair fikirler verdiler.

Lalin Akalan’ın artistik direktörlüğünü yaptığı Digi.logue’un uzun zamandır gördüğüm; sadece akademi ve öğrenci kitlesinden değil aynı zamanda çeşitli sektör çalışanlarının da katılımda bulunduğu en kalabalık etkinlik olduğunu söyleyebilirim. Genelde bu tip etkinliklerin konularından dolayı daha niş ve kendine özgü bir izleyici ve katılımcı kitlesi olur. Bu da, bana bazen benzer disiplinlerin kendini tekrar ettiği ve birbirini ağırladığı hissini verir. Bu anlamda Digi.logue’daki kitlenin heterojen bir çeşitliliğe sahip olması mutlu etti. En güzeli ise kitlenin neredeyse akşama kadar süren etkinliğin tüm programına katılma çabasıydı.

Sabah 9:00’da başlayan etkinliğe saat 10:00’da geldiğimi düşünürsek ücretsiz olan etkinlik neredeyse 10:00’da tamamen dolmuştu. Hatta etkinliğe gelen ama yüksek ilgiden dolayı tamamen dolmuş olan ana salona girememiş olanların eşzamanlı olarak ayrı bir salonda yer almaları ve programı takip etmeleri sağlandı. Açıkçası bu durum son zamanlarda azalan etkinlik sayısı ve düşen katılım motivasyonlarnı düşündüğümüzde oldukça olumlu bir atmosfer yaratıyor.

FutureTellers konsepti’nden yola çıktığımızda gelecek olasılıkları üzerine hazırlandığı izlenimiyle şaşırmayı beklediğimiz zirve daha çok geleceğin inşasına neden olan “bugünün dünyasında” elimizde neler olduğunu hatırlatmaya odaklıydı. Beklentim daha yüksekti fakat yine de konuşmacı profilleri ve içerik kalitesini göz önünde bulundurduğumuzda elimizdekileri hatırlamak anlamında oldukça donanımlı bir etkinlikti.

Next Academy Başkanı Levent Erden’in moderatörlüğünde ilerleyen pek çok oturum akıcı, keyifli ve izleyicilerin konunun dışında kalmasının önüne geçilecek şekilde yönetildi. Böyle etkinliklerde kaçtığım durumlardan bir diğeri de konu etrafında moderasyon yapması gerekirken, moderatörün oturumu domine etmesi ya da aksine, sadece söz vermek üzere orada bulunması. Bu anlamda Levent Erden’in rahat ve keyifli tavrı ve oturuma kişisel katkılarını da keyifle izledim.

Blockchain meselesi

İlginç panellerden biri Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Genel Müdürü Dr. Soner Canko, Blockchain Evangelist, Defterhane Kurucu Ortağı Cemil Şinasi Türün’ün Geleceğin Ödemesi: Adil Bir Finansal Gelecek Mümkün mü? başlıklı oturumuna konu olan ve aslında genel olarak neredeyse tüm oturumlar ve sunumlarda gündeme oturan blockchain konusuydu. Blockchain’i kısaca şifrelenmiş işlem takibi sağlayan bir dağıtık veri tabanı olarak tanımlayabiliriz. Fakat genel olarak zirvede finansta blockchain’in bir adım ötesine geçerek dijitalleşen dünyayla birlikte ortadan kalkan aracılar ve katmanlar sayesinde daha erişilebilir bir dünyanın hem ekonomi, hem sanatsal, hem de düşünsel paylaşımlara yansımaları değerlendirildi.

Devamında Otonom Varlıklar adlı konuşmasıyla “Deniz Yılmaz” adlı dünyadaki ilk robot şairin yaratıcısı Bager Akbay yapay zekalarda otonom sistemin çalışma mekanizması hakkında bizi bilgilendirirken, birey olarak bir robotun hakları neler olabilir sorularını sormamıza neden oldu. Otonomi yani “başka bir kişi ya da durumdan bağımsız karar verme, kendi kendini yönetebilme yetisi ve dolayısıyla bu yetiye sahip olan çocuk, robot ya da herhangi bir birey olarak seçme ve kendi kendimize karar verme hakkımız üzerine verdiği örneklerle ufkumuzu açtı.

Kurgu bir Elon Musk

İlgimi çeken konuşmalardan bir diğeri ise daha çok Data Fobik kimliğiyle öne çıkmış olan Sosyolog ve Türkiye’nin önemli teknoloji yazarlarından Elif Demirci’nin uluslararası alanda da pek çok kişi tarafından takibe alınmış Elon Mars’ın Maceraları adlı çizgi kurgusunun hikayesiydi. Dahi girişimciler kulvarında elektrikli otomobil ve kendi solar enerjisini üretebilen kiremitler gibi dünyada ülkelerin büyük yatırımcıları tarafından da destek görerek farklılaşan inovatif icatlarının tasarlanmasına öncülük eden Musk’ın renkli dünyası; Elif’in nam-ı diğer Data Fobik’in Elon Musk’ı kurgu bir karakter olarak yeniden ürettiği “Elon Mars’ın Maceraları Serisi”nde hayat buluyor ve dünya gündemine siber-nerd’lerin farklı perspektifinden bakmamızı sağlıyor. Bunu yaparken de yeni nesil, liderlik, şirket kültürü gibi kavramları hümanist bir lider profili çizerek tartışmaya açıyor.

Sanat + Teknoloji = Karmaşıklık adlı konuşmanın sahibi TodaysArt Festivali Kurucu ve Direktörü Olof van Winden ise kendine özgü tarzı ve yaklaşımıyla teknolojinin hayatlarımız ve kültürümüz üzerindeki etkisi artarken bununla doğru orantılı olarak artan yaratıcılık, felsefe ve sanat ihtiyacına işaret ediyor.

Son olarak Refik Anadol’un moderatörlüğünde gerçekleşen Makina Zekası, Yapay Zeka ve Sanatta Karışık Realiteler başlıkları altında “Bir yapay zekanın yüzü olsa nasıl olurdu, peki bir sanal zeka kendi sesini kendisi belirleyebilir miydi, sanal kütüphaneler bizim için deneyim odaklı yeni bir kütüphane tasviri sunabilir mi, makineler öğrenebilir mi, öğrenme yetileri artarsa nasıl bir gelecekle karşı karşıya olacağız, peki ya sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik, hala ilgi çekiciler mi yoksa bunun da bir adım ötesi olabilir mi?” gibi sorulara cevap arandı.

Teknoloji geliştikçe etiğe daha çok ihtiyaç duyacağız

Zirvedeki bir önemli detay ise teknoloji ve gelecekte beraberinde getireceklerine, sanat perspektifinden yaklaşan sanat profesyonellerinin, teknolojik gelişimin hemen yanına daha insani değerleri ve özellikle etiği koymaya ihtiyaç duymalarıydı. Diğer profesyonellerse yenilikçi teknolojik gelişmelerden bahsederken devlet prosedürleri, sistemlerden gelen alışkanlıklar; ekonomi, sosyal ve aynı zamanda güvenlik politikaları ile çarpışmalara neden olabilecek gündemler ile beraberinde hukuki ve yasal olarak tartışma konusu olabilecek başlıklara dair işaretler verdiler.

Yani teknoloji belki de son on yılda geçtiğimiz yüzyıldaki hızını katlayarak gelişiyor ve insanlar olarak teknolojiye adapte olma hızımız gitgide artıyor, teknolojiye doğmuş nesilden söz etmiyorum bile. Peki hem devletler, hem de bireyler olarak teknolojinin beraberinde getirdiklerine sistemsel bağlamda adapte olma hızımız kadar kolay sindirip, güzel bir dünya yaratılmasına hizmet edecek etik  gereklilikleri yerine getirebilecek miyiz?

İhtiyaç duyduğumuz sorular

Sanatın en güzel yanı da bu işte. Dijital teknolojilerle çalışan sanatçılar ve sanat oluşumları çalışmalarını üretir ve sunarken sorulmasına ihtiyaç duyduğumuz bu sorulara işaret ediyor ve aslında bize gelecekten öngörüler sunuyorlar. Yani biraz sezgi, biraz deneyim, biraz da hayal güçleriyle bizlere gelecekten haberler getiriyorlar. Bu anlamda da etkinliğin sadece sektör uzmanları değil aynı zamanda sosyal bilimler ve sanat disiplinlerinden konuklar ağırlaması oldukça besleyici oldu.

Digi.logue etkinliğine katılan herkes eminim kendi perspektifine düşeni almıştır. Bu tip etkinliklerde aynı konuyu dinler ama farklı cevaplar bulur, yeni sorular üretirsiniz. Gelecekten haber verme konusu ise hep muallakta kalacak gibi çünkü olasıklıkların belki de hiç olmadığı kadar arttığı, yakın gelecekle ilgili tahmin yürütmek her geçen gün zorlaşıyor ve sanırım bunun en iyi örneklerini her zaman futurist bilimkurgu yazarları sunuyor. Eski bilimkurgu yazarlarının gelecek tahayyüllerini şu an yaşıyor olmamız bence yeterince fantastik.

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 11:36:20