A password will be e-mailed to you.

İzlenmesi gereken sergilerden biri Bim Bam Bom Çarpınca Kalp. Bosna’daki savaşın görüntüleri belleklerde hâlâ sürerken yanı başımızda yaşanan çarpışmalara da rehberlik ediyor.

Her ne kadar serginin başlığı; Bim Bam Bom Çarpınca Kalp neşeli bir anlatım içerse de Sejla Kameric’in işleri savaşın etkilerini tüm sarsıcılığıyla gösteriyor. Arter’e adım attığınızda karşınıza çıkan “Best Friends Forever”in kısaltması BFF başlıklı kocaman ayıdan, harflerin üzerindeki dikenlerle korumaya alınan "özgürlük" kelimesine geçer geçmez, Kameric’in işlerinde dramın yanında naif bir ironinin de yer aldığını anlıyorsunuz.

Saraybosnalı Sejla Kameric, 1992-1995 yılları arasında yaşanan iç savaşının tanıklarından biri, babasını ve iki amcasını savaş sırasında kaybetmiş. Bütün işlerinde o yılların izini sürebiliyorsunuz. Geçmiş bugünde de varlığını sürdürüyor.

“Savaş başladığında bir ergendim, aslında çok erken büyüyüp yeni dramatik koşullara uymak zorunda kaldım. Bir anda, savaşın şokundan sonra hayatın bu şartlarda gitmesi gerektiğine uyum sağlamanız gereken derin bir sessizlik içinde kalıyorsunuz. Aynı zamanda hayatın devam etmesi gerektiğini öğreniyorsunuz. Yaşamaya, istediğiniz şeyleri yapmaya devam ederek, direniyorsunuz. Bu, içgüdüsel bir hayatta kalma mücadelesi. Doğal olarak hayat şeklim tamamıyla değişti,  genellikle elektrik yoktu, yarım yıl aç kaldık, bazen bir ekmeğe sahip olmak büyük bir meydan okumaydı, suyumuz yoktu, diğer şeylerden bahsetmiyorum bile…”

Saraybosna Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirdikten sonra 2007 yılında DAAD – Berlin Sanatçı Bursu’yla gittiği Berlin’de de bir süre yaşayan Kameric’in işlerinde kırmızı renginin önceliği var. Kırmızı Halı adlı işi de serginin en çarpıcı çalışmalarından biri. Halının üzerindeki gündelik hayata dair parçalar, ulaşılmazı yakın kılıyor.

“Kırmızı rengi seçişimin daha çok eğitimimden, grafik tasarımcı olmamdan kaynaklandığını söyleyebilirim. Renkleri ve renklerin sembollerini;  bir rengin neyi temsil ettiğini, neyi kışkırttığını anlamamdan. Bazen gerçekten de istem dışı bir kararla içgüdüsel olarak geliyor; kırmızı halı olayındaysa kırmızı halının taşıdığı anlamdan kaynaklanıyor. Yıldızlar için yapılan önemli halı bu renkte ve aynı zamanda bütün bu fikirlerle bağlantı kuruyor, üzerinde aylarca topladığımız parçalar var. Benim için önemli olan bu halı üzerinde yürünmemesini vurgulaması. Bu, kendi başına yıldız olan bir halı, bu yüzden bu toplu anlatı bir kişinin öneminden önce geliyor.”

Bugüne kadar savaşla ilgili yazıp çizenlerin, film çekenlerin birçoğu savaşı birebir yaşamamış kişiler. Sejla Kameric’in yaşaması sanatı için bir artı olabilir mi, diye düşünmeden edemiyorum.

“Bu artıya sahip olmamayı dilerim ama bu tecrübeye sahip olmam, olup biteni anlamam, tekrar gözden geçirmem açısından  iyi oldu. Aynı zamanda insanlığa tarihî ya da politik görüşten ziyade olup bitenler hakkında tarihsel işaretler verdiğine inanıyorum. Ama bu sadece savaşa giden genç bir kızın deneyimi, sonrasında çok evrensel bir hale geliyor çünkü hepimiz aynı umutları,  düşleri ve korkuları paylaşıyoruz.”

Tüm yaşadıklarına rağmen umudunu kaybetmeyenlerden biri Kameric.

“Gerçekten de her zaman umut var. Neler olup bittiğini gördüğümde çok kötümser hissetsem de, aynı hataların devam ettiğini görsem de biz yaşayanlardan başka bir şey değiliz. Bir hayat var ve sürdürülmeli. Umut da bu! Daha fazlası değil.”

Savaş sırasında yatak odasının penceresinden çektiği kurşun delikleriyle kaplı duvarın görüntülerini çoğaltarak oluşturduğu kırmızı ışıklı oda; uyumadan önce, bilinç ve bilinçsizlik arasındaki ince çizgide son düşüncelerin kaydedildiği yastık kılıfları; tecavüze uğradıktan sonra ormanda kendini asan genç kızın dramından yola çıkarak oluşturduğu masalsı anlatımda boşlukta asılı beyaz elbisenin ürkütücülüğü; bombalara karşı bantlanan camların kırılganlığı; iflah olmaz ırkçılığın yansıması, Dişşiz…? Bıyıklı…? Leş Gibi Kokuyo…? Bosnalı Kız! portresi; dokuz aylık hamile halini palyaço Pierrot makyajı içinde görselleştirdiği Embarazzada başlıklı fotoğrafı; bir yanda mum, konserve, yemek diğer yanda Oy Sandığı kutuları serginin hemen akılda kalan işlerinden.

Latince “Ab uno disce omnes / Bir şeyden her şeyi öğren” cümlesinden yola çıkarak oluşturulan veri tabanında bugüne dek Bosna savaşında ölenlerin, kayıpların listesi oluşturulurken bir sanat yapıtı faydalı ve gerekli bir bilgi aktarıcısı haline gelmiş.

Yaşadıklarının sanatının belirleyici olması çok doğal. Ancak yine de sanatını besleyen başka unsurlar da vardır diye düşünüyorum.

“Benim için tecrübe hayattan geliyor. Çok iyi bir plastik sanatlar izleyicisi olduğumu söyleyemem. Müzik, film ve tiyatro izleyicisi olarak daha iyiyim. Tiyatroyu çok seviyorum. Beni sergilerden çok konser salonlarında, sineme ve tiyatrolarda görebilirsiniz. Belki de bu belirleyici bir şey. Çünkü sanata maruz kalmanın beni istemediğim şekilde etkileyebileceğini hissediyorum.”

Aynı zamanda iyi bir kısa film yönetmeni Kameric. Berlin’de çektiği ve Milena Dravic’in anılarıyla boğuşan bir yazarı canlandırdığı Glück ve Maribel Verdu’nun Bosna’nın bomboş caddelerinde korku içinde yürürken güçlü performansıyla arzı endam ettiği 1395 Days without Red, Kameric’in sinema dilini anlamak için önemli fırsatlar. Her iki filmde de sanatçıların yüz ifadeleri ve gözlerindeki anlatımla tüm hikâyeyi sırtlandıklarını söylemek abartı olmaz.

“En büyük aşklarımdan biri film ve böylesi büyük sanatçılarla çalışabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum.  Böyle muhteşem sanatçıları yönetmek büyük bir fırsat ve ifade için vücut dillerini kullanan sanatçılar, onlarla çalışarak çok şey öğrendim,” diyor kendi de. 

İzlenmesi gereken sergilerden biri Bim Bam Bom Çarpınca Kalp. Bosna’daki savaşın görüntüleri belleklerde hâlâ sürerken yanı başımızda yaşanan çarpışmalara da rehberlik ediyor. Maalesef. Tekerrür kelimesinden bıkkınlık geldi, Angelopoulos’a olan hayranlığımla, soruyu değiştirip, “Geçmiş ne kadar sürer?” diye sorsam, yanıtın aynı olduğunu biliyorum!

demetelkatip@gmail.com

Bim Bam Bom Çarpınca Kalp / Sejla Kameric / Arter / www.arter.org.tr / 28 Şubat’a dek sürüyor. 

Daha fazla yazı yok
2024-11-21 22:32:00