A password will be e-mailed to you.

Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Bölümü binasında yer alan bronz heykellerin kaldırılmasının ardından Yaygara Güncel Sanat İnisiyatifi’nin kaleme aldığı çağrı metni.

Gazi Üniversitesi  Eğitim Fakültesi Resim-İş Bölümü binası içerisinde yer alan kadın ve erkek bronz heykellerin kaldırılmasıyla örtük bir sansür uygulanmaktadır. Bir hafta önce rektörlük yönetimi, kimseye danışmadan bina içinde yer alan heykelleri başka bir yere taşıyarak alıkoymaktadır.   Bu heykeller yapıldığı tarihte şimdiki  Gazi Üniversitesi rektörlük binasının mimarı olan Mimar Kemaleddin’in projesinde  yer almış ve o tarihte binanın girişine yerleştirilmiştir. O dönemde sanat atölyeleri ve öğrencilerin kaldığı yatakhaneler binanın içindedir. Binanın çatı katında da araştırma  ve bilimsel çalışmalar için bir gözlem evi tasarlanmıştır. Bu nedenle heykeller bilimsel ve sanatsal üretimlerin temsili olmuştur.  Daha sonra durumdan  rahatsız olan yönetim tarafından,  aslında dış mekan heykelleri olan bu figürler, gözlerden uzak bir yere, görme engelliler okuluna konulur. Bu sefer de orada okuyan görme engelli öğrenciler hesapta olmayan bir tehdit oluşturur.  Dokunarak görmeye çalıştıkları heykeller tahrik unsuru yaratabilir  ve  daha büyük bir tehlike yaratmadan dışarı atılır. Burada da fazla durmaz ve Resim Bölümünün girişine gönderilir. Bu zamana kadar da heykellerin parçalanması, kaldırılması için de birçok defa girişimde bulunulur ve bir şekilde bu saldırılar bölümün bazı hocaları ve öğrencileri tarafından engellenir. Rahatsızlık burada bitmez  ve heykeller müzeye kaldırılma bahanesiyle tecrit edilir. Boş kalan yerlerine ise saksı konularak durum daha da manidar bir şekle dönüşür. Saksılar, iktidarın hegomanyası tarafından birer madun’a dönüştürülmek istenen kişilere karşılık gelir. Üniversite yönetimi,  heykelleri tarihi eser kategorisine koyarak müzeye kaldırılmasını, böylece bağnaz anlayışı meşrulaştırmaya ve tarafların onayını almaya çalışmaktadır.  Ne var ki bu heykeller açık alan heykelleridir ve asıl yerleri rektörlük binasının önüdür. Ve bu heykeller, tarihi eser kimliklerini de ve sanat eseri özelliğini de  orada da çok rahat yaşarlar ve yaşatırlar.

Başka ülkelerde de yıkılan bombalanan heykellerin ne türden gerekçelerle yıkıldığını ve buna benzer uygulamaların ülkemizde de sıklıkla yaşanmakta olduğumuzu görmekteyiz. Sergilerin sansüre uğraması, heykellerin yıkılması, yerlerinden kaldırılması, gözlerden ve hafızalardan uzaklaştırılmasıyla bir bilinç kuraklığı yaşatılmak istenmektedir.  Yaşamımızın her alanına  her şekilde müdahaleyi haklı gören bu zihniyet,  sadece muhafazakarlık modeliyle toplumun düşünce ve davranış biçimini belirlemeye çalışmaktadır.  Sadece bu  perspektifle kendilerini her konuda otoriter kabul edip toplumun tüm yaşam alanlarında uyguladıkları örtük şiddetle bireyin kazanımlarını, haklarını, beğenisini, inancını-inançsızlığını, ifade özgürlüğünü   hiçe saymaktadır. “İfade özgürlüğü varlığını kendi kendine idame ettiremez; onu önemseyenlerin daimi uyanıklığıyla sürekliliğinin sağlanması gerekir.” Dolayısıyla bu heykeller bizim ifade özgürlüğümüzün birer sembolüdür ve bu heykelleri tekrar istiyoruz. Asıl yerleri olan bize ait olan alanlarda onları her zaman görebileceğimiz yerlerde olmalarını talep ediyoruz.  Bu konuda muhatabımız Gazi Üniversitesi Rektörlüğü’dür ve talebimizi duyurmak adına bu imza kampanyasını başlatıyoruz. Heykeller yerlerine getirilene kadar bu eylem devam edecektir. Bir çok yayında, sosyal medyada, sivil toplum kuruluşlarında tarihimize ve onurumuza sahip çıkan öznelerle, inisiyatiflerle alanlarda talebimizi dile getireceğiz. Bu nedenle sizlerden  çağrıya destek vermenizi bekliyoruz.

Yaygara Güncel Sanat İnisiyatifi

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 11:21:32