Covid-19 sonrası hayat nihayet normalleşmeye başlarken, festivaller ve etkinlikler de tekrar fiziksel mekanlarına geri dönüyor. Bugün başlayacak Filmekimi 2021 de onlardan biri…
1- Titane
Bir ilk film için gayet sıradışı bir ivme yakalayan “Raw” ile seyiriciyi şaşırtan Julia Ducournau, bir kez daha beden algısını zorluyor. Bu sefer şiddet, cinsiyet ve aileye dair kalıpları da yıkmayı deniyor. BBC’nin “2021’in en sarsıcı filmi” dediği Titane ile Ducournau, Cannes Film Festivali tarihinde Altın Palmiye’yi kazanan ikinci kadın yönetmen oldu. 2021 Toronto Uluslararası Film Festivali‘nde de İzleyici Ödülü’nü aldı.
Filmekimi‘nin açılış filmi Titane, 10 yıldır kayıp olan bir gencin babasıyla yeniden buluşmasına değin geçen olayları bir dizi cinayet eşliğinde anlatıyor. Film, ateş-metal, gölge-ışık, sıcak-soğuk gibi zıtlıklardan beslenen Titane, Cronenberg’den Refn’e birçok sinemacıdan izler taşıyor.
2- Benedetta
The Name of the Rose (Gülün Adı) ve Black Narcissus filmlerinden aşina olduğumuz ortamı yeni filmiyle skandal dozu yüksek yönetmen Paul Verhoeven ziyaret ediyor. Basic Instinct (Temel İçgüdü), Showgirls ve Robocop‘un yönetmeni Cannes’da Altın Palmiye için yarışan son filminde yine kışkırtıcı bir işe imza atıyor ve 17. yüzyılda yaşamış Benedetta Carlini‘nin gerçek hikâyesinden yola çıkıyor.
Rahibe Benedetta, genç yaşına rağmen hızla yükselerek Toskana’da bir manastırın başına geçer. Gösterdiği mucizelerle saygınlığı gitgide artan Benedetta, başka bir rahibeyle ilişki yaşadığı ortaya çıkınca tutuklanır ve ömür boyu cezaya çarptırılır.
3- Kuzu
Cannes’da Belirli Bir Bakış bölümünde prömiyerini yapan “Kuzu“, Valdimar Jóhannsson‘dan doğayı kontrol altına almaya çalışan ya da aldığını sanan insanlığa bir eleştiri. Yönetmen filmini gerilim ve gizem türlerinin ötesinde “bir şiir” diye tanımlıyor.
İzlanda’nın karlı dağlarında yaşayan ve çocuk sahibi olmayan Maria ile Ingvar, medeniyetten uzak çiftliklerinde baş başa, koyun sürüleriyle geçirdikleri tekdüze hayatı sürdürmekten memnundur. Ama bir gün ağılda hiç tahmin edemeyecekleri, sıradışı bir yenidoğan bularak onu “evlat edinirler”. Ailenin bu yeni ferdi çifte önce neşe getirse de bu yeni durum kısa sürede herkesin mahvına neden olacaktır.
4- Drive My Car
Dünya prömiyerini Cannes Film Festivali’nde yapan Ryusuke Hamaguchi’nin son filmi “Drive My Car” Cannes En İyi Senaryo ödülünün de sahibi oldu. Haruki Murakami’nin bir hikâyesinden sinemaya uyarlanan ve temasıyla Peter Farrelly’nin Yeşil Rehber‘ini de çağrıştıran yapım FIPRESCI Ödülü’nü de aldı.
Kaybettiği eşinin yasını tutan başarılı yönetmen Yusuke Kafuku, Çehov’un Vanya Dayı oyununu sahneye koymak üzere Hiroşima’da bir festivale çağırılır. Festival kendisine 20 yaşında bir kadın şoför tahsis eder; Kafuku, hiç beklemediği bir şekilde, gizemli şoförüyle yalnızlık, kayıplar ve yasla bezeli, sırların karşılıklı olarak açıklandığı bir dizi yolculuğa çıkar…
5- Dune
Son yılların belki de en beklenen ve salgın nedeniyle en uzun süre beklenen filmi Türkiye’de ilk kez seyirciyle Fimekimi’nde buluşuyor. Incendies (İçimdeki Yangın), Arrival (Geliş), Tutsak (Prisoners) gibi yapımlardan tanıdığımız Denis Villeneuve son filmi 2017 tarihli Blade Runner 2049‘dan sonra yine bir bilimkurgu yapımı “Dune: Çöl Gezegeni” ile dönüyor. Frank Herbert’ın aynı adlı kült romanının yeni uyarlaması David Lynch adaptasyonunun ve düşük bütçeli dizi denemelerinin aksine oldukça iyi yorumlara sahip. Ve filmin yine Villeneuve yönetmenliğinde üçlemeye tamamlanması planlanıyor.
Festivalin kapanış filmi Dune, filmin başkahramanı genç asilzade Paul Atreides’in (maalesef Timothée Chalamet) ailesini ve evrenin geleceğini kurtarmak için benzersiz enerji kaynağı “baharat” peşinde verdiği gezegenler arası mücadeleyi anlatıyor.