43. İstanbul Film Festivali Musikişinas bölümünü geri getirdi, biz de musikişinas bir festival yazısı yazalım, dedik. Festivalin bu yılki her bölümünden mey ve müzik yayılıyor!
Wim Wenders nihayet festivale geleceği için sevinçten eteklerimiz zil çalıyor! Kış da bitti, madem öyle o güzel Münir Nurettin Selçuk bestesi “Erdi bahar sardı yine neşe cihanı a canım” kulaklarımızda çınlasın. Vecdi Bingöl’ün güzel güftesine saygıyla küçük bir değişiklik yaptık başlıkta.[1]
Ferzan Özpetek’in N Kolay Galalar bölümünde izleyeceğimiz Bir İstanbul Üçlemesi: Meze-Müzik-Muhabbet sanki özetliyor festival ve bahar neşemizi. Özpetek ve oyuncuları da galada hazır bulunarak keyfimize keyif katacak. N Kolay bu yılın ve önümüzdeki dört yılın ana festival sponsoru oldu. Ayakları da uğurlu gelmiş olacak ki yıllar boyuncu kimbilir kaç kez hem İstanbul’a hem Antalya’ya davet edilen, ama işlerinden dolayı hep geri çeviren büyük usta Wim Wenders ilk kez onur konuğu olacak! Festivalin Onur Ödülünü alıp, Salon İKSV’de bir masterclass verecek. Yıllar önce Erivan Altın Kayısı Film Festivali sırasında izlediğim Wenders masterclass’ı olağanüstüydü. Soru-cevap formatına ihtiyaç duymadan bütün hayatını ve kariyerini, sanatını ve felsefesini öylesine duru ve şiirsel bir dille anlatmıştı ki unutamam!
(Wim Wenders)
Programda Wenders’in hem en yeni filmleri Mükemmel Günler ile Anselm hem de 1974 yapımı Alice Kentlerde / Alice in den Städten’in yenilenmiş kopyası gösterilecek. ABD’de yolculuk eden bir Alman gazetecinin, annesinin ona bıraktığı dokuz yaşındaki kız çocuğuyla yola devam etmesini konu alan bu siyah beyaz film, yönetmenin fotoğraf tutkusunu da yansıtıyor.
Wenders’i efsane haline getiren Zamanın Akışında, Paris-Texas ve Berlin Üzerinde Gökyüzü dahil hemen hemen her filmi ya festivallerde gösterildi ya da gösterime girdi. Bir de Avustralya’da çektiği fotoğraflardan oluşan sergisi açıldı. Ancak Wenders bir türlü İstanbul’a gelemedi. İlk kez bir filminin prömiyerinde hazır bulunacak. Zamanımızın önemli sanatçılarından Anselm Kiefer hakkındaki Anselm adlı belgesel, sanatçının eserlerinin hakkını veren bir görkeme sahip. Listelerinizin başına yazın.
Koji Yakuşo ve Tarsem Singh geliyor
43. Festivalde Wenders’in geçen yıl Cannes Film Festivali’nde yarışan Mükemmel Günler adlı filmiyle En İyi Erkek Oyuncu seçilen Koji Yakuşo da Onur Ödülü almak üzere İstanbul’a gelecek. Japonya ile Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin tesisinin 100. yıldönümü vesilesiyle Yakuşo’nun Mükemmel Günler dahil dört filminden oluşan toplu gösterisi yapılacak. Bunlardan Takaşi Miike imzalı 13 Suikastçı 2010 Venedik Film Festivali’nde yarışmıştı. Japonya sinemasının uluslararası alanda tanınan az sayıdaki kadın yazar ve yönetmenlerinden Miwa Nishikawa’nin imzasını taşıyan Gökyüzünün Altında, Kahire’den Seattle’a dünya festivallerini dolaşmış 2020 yapımı bir film. Masayuki Suô’nun yönettiği Aşka Davet ise usta oyuncunun her rolün adamı olduğunu kanıtlıyor. Onu salon danslarına merak saran bir muhasebeci rolünde izleyeceğiz.
Festivalin bir başka ünlü konuğu da Tarsem Singh olacak. Hücre, Düşüş, Tanrıların Savaşı Ölümsüzler, Pamuk Prenses’in Maceraları, Ölümsüzlük Oyunu gibi fantastik sinemanın farklı alt türlerinde filmleri ve başta REM’in Losing My Religion’ı olmak üzere müzik videolarıyla tanınan Tarsem’in yeni filmi Dear Jassi, sinemaseverleri şaşırtacak. İlk kez anavatanı Hindistan’da, Hintçe film çeken Tarsem, farklı kastlara mensup iki sevgilinin trajik aşk öyküsünü anlatıyor.
Macar Rapsodileri
2024 Türk-Macar Kültür Yılı festivalin müziğine müzik kattı. Sinema tarihinin muhteşem klasiklerinden oluşan, hemen hepsini İstanbul Film Festivali’nde, bazılarını Ankara Film Festivali’nde ve Gezici Festival’de izlediğimiz müthiş bir program yapılmış.
Özellikle gençlere 1966’dan bugüne uzanan klasiklerin tamamını hararetle tavsiye ederim. Büyük perdede birer Marta Meszaros, Miklos Jansco, Zoltan Fabri, Zoltan Huszarik, Istvan Szabo, Peter Gothar, Peter Bacso filmi izlemeden ölmemek lazım. Bu seçkiden her birinden bir film var. Ayrıca Macar sinemasının olağanüstü geleceğini sürdüren Ildiko Enyedi, György Feher, György Palfi filmleri de bulunuyor.
Yarışmalar Bereketli
43. İstanbul Film Festivali’nin yarışmalarında bu yıl bir bereketlilik göze çarpıyor. Pandeminin son izleri de sinemadan silinmiş belli ki… Türkiye sinemasının yeni yönetmen potansiyeli de artmaya devam ediyor. Uluslararası Yarışma’da Ulusal Yarışma Jürisi Başkanı Aslı Özge’nin Faruk’u var.
Berlin Panorama’da FIPRESCI Ödülü kazanan bu filmi hararetle tavsiye ederim, ayrıntılı okumak isteyenler bu sayfalarda Berlin’den yazdığım yazıyı bulabilir. Başka hiçbir filmi henüz izlemediğim için bende merak uyandıran bir bölüm oldu Uluslararası Yarışma. Ulusal Yarışma’da geçen yıl dünya festivallerinde prömiyer yapan Türkiye yapımları öne çıkıyor. Ulusal Belgesel Yarışması’nda uzun zamandır filmlerini böyle etkinliklerde görmediğimiz usta yönetmen Ethem Özgüven’in Karanlık Zamanlarda Şarkı Söylemek belgeseli dikkat çekiyor. Bu bölümde yeni isimlerden çok deneyimli, başarılı isimler ağır basıyor. Nefin Dinç, Berke Baş, Eylem Kaftan ve Didem Pekün’ün yeni filmleri yarışacak.
Film önerilerine ve uyarılarına geçmeden önce buraya kakofonik bir parantez açmak zorundayız. Sinemalarla kıyaslayınca daha ucuz gelse de bilet fiyatları bu ekonomik krizde sponsorların varlığına rağmen pahalı. Hafta içi 11.00 seansları festival başlayana kadar 90 TL. O saatte sinemaya gidebilen şanslılar satışa çıkar çıkmaz biletlerini alsın. Hafta içi gündüz seansları (11.00, 13.30, 16.00 ) 120 TL. Hafta içi 19.00 ve hafta sonu (11.00, 13.30, 16.00, 19.00) tam 120 TL. Tüm 21.30 seansları 150 TL. Öğrenciler gündüz seanslarını 20TL’ye izleyebilecek. 65 yaş ve üzeri sinemaseverler tüm seanslarda %25 indirimli bilet alabilir. Bu festival salonları Beyoğlu’nda Atlas 1948 ve Beyoğlu Sineması, Şişli’de CineWAM Premium+ City’s Nişantaşı (Salon 3 ve Salon 7) ve Kadıköy’de Kadıköy Sineması ile Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi.
Lale zamanı
Yıldızlılar ben gördüm, beğendim, siz de izleyin; yıldızsızlar ben izleyeceğim, siz de gelin listesi. Klasikler ve yerli yapımlar hariç:
Dirsek / Aslı Özarslan *
Tutuşan Bir Bedenin Anıları / Antonella Sudasassi Furniss *
En Sevdiğim Pastam / Maryam Moghaddam, Behtash
Sanaeeha *
Mutfak / Alonso Ruizpalacios *
Gidecek Yer Yok / Yuval Abraham, Basel Adra, Hamdan Ballal, Rachel Szor
Kime Aidim? / Meryam Joobeur *
Gloria! / Margherita Vicario *
Dahomey / Mati Diop *
Dünyanın Sonundan Çok da Bir Şey Beklemeyin / Radu Jude
Mükemmel Günler / Wim Wenders
Anselm / Wim Wenders
Kapa Gözlerini / Victor Erice
…Kadın / Malgorzata Szumowska, Michal Englere
Evreka / Lisandro Alonso
Karanlıktaki Adam / Wang Bing
Pepe / Nelson Carlo de Los Santos Arias
Seven Veils / Atom Egoyan *
Tarafsız Bölge
Ne gidin ne gitmeyin diyemediğim, yer yer iyi, hoş da bütün olarak biraz sıkıntılı filmler:
Siyah Çay / Abderrahmane Sissako
Sevgiler, Hilde / Andreas Dresen
Toprak Uğruna / Nikolaj Arcel
Günümüzde / Hong Sang-so
Bir Gezginin İhtiyaçları / Hong Sang-soo
Nâle Zamanı
Olur a gençlerden bilmeyen vardır, nâle inilti demektir. Yazarınız da izlerken inildediği filmleri uyarı mahiyetinde bu bölüme topladı:
- İmparatorluk / Bruno Dumont
- Zamanın Dışında / Olivier Assayas
- Ölmek / Matthias Glasner
Ayrıntılı bilgi ve film listesi için https://film.iksv.org/
[1] Erdi bahar sardı yine neşe cihanı a canım / Eğlenelim raks edelim lâle zamanı / Açtı bu dem naz ile gül gonca dehanı / Dinleyelim bülbülü gel nâle zamanı // Fasl-ı bahar seyrine çık sen bize gel de a canım / Gönlümüzü şad edelim bezm-i emelde / Bağda bahar sinede yâr badeler elde / Mey içelim raks edelim lâle zamanı