A password will be e-mailed to you.

!f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali gözlerimizin önünde büyüyüp serpilen bir çocuk gibi… Hangi ara 16 yaşına geldi bilmem! Ama şimdiden programındaki gelişme ve olgunlaşma göze çarpıyor. Artık İstanbul’da kültür sanat alemi bu festival olmadan düşünülemeyecek bir hale geldi.

Fakat itiraf etmeliyim ki !f çok boy attı, hızına yetişmek mümkün değil! Onlarca film gösterimi ve onlarca etkinlikle bütün Türkiye’ye yayıldı. Kıyısından köşesinden ne izlerseniz kardır. Ben de herkes gibi açılış filmi Moonlight’ı ve kapanış filmi Trainspotting’in devamı olan T2’yi çok merak ediyorum. Festivalin ilk üç gününde Berlin Film Festivali’nde bulunacağım ve her zamanki gibi oradan yorgun, bezgin ve büyük ihtimalle şifayı kaparak döneceğim için !f İstanbul’un devamını yakalayamayacağım ama kendine sinemasever diyenler bu zengin ve çılgın, havalı ve riskli, entelektüel ve eğlenceli programın tadını çıkarmalı.

Certain Women

Eğer denk getiremezsem Kelly Reichardt’ın, Michelle Williams, Kristen Stewart, Laura Dern ve Lily Gladstone’un oynadığı filmi Certain Women / Mutlak Kadınlar’da, Leonor Caraballo’nun Matteo Norzi ile birlikte çektiği ve 2015’teki ölümünden sonra tamamlanan filmi Icaros: A Vision / Ikaros’ta, Theo Anthony’nin Harun Farocki ve Chris Marker’ın çalışmalarıyla kıyaslanan Rat Film / Fare Filmi’nde, kadınların ilham kaynaklarından hakkındaki Maya Angelou And Still I Rise / Maya Angelou: Yine de Ayağa Kalkarım belgeselinde, Sion Sono’nun erotik Japon sinemasını hedef alan Anti-Porno’sunda fena halde aklım kalacak. Yeşim Ustaoğlu ile Birhan Keskin’in 23 Şubat’ta Bomontiada’daki Su ve Nefes başlıklı sohbetinde kalmaz ama, ille de kalkar gider dinlerim!

Koca Dünya

Programda yer alan, daha önce izlediğim filmler arasında başyapıt yoktu. Zaten geçen yıl dünya sinemasında başyapıt çıkmadı korkarım… Ama festivallerde ve gişelerde oldukça başarılı ve iddialı filmler vardı, bir kısmı !f’in programında yer alıyor. Birçok yönden çarpıcı, konuları yönünden ilginç, sinema sanatı açısından önem taşıyan filmler bulunuyor. Reha Erdem’in Koca Dünya’sını, Tamer El Said’in Akher Ayam El Madina / Şehrin Son Günlerinde’sini kaçırmayın, bence. !f Kült bölümünü ise gençler kaçırmasın çünkü biz yaşlılar Trainspotting ve İkiz Tepeler’in vizyona girişini yaşadık! John Waters’ın Masmanyaklar’ını büyük ekranda izlemek de ayrı bir keyif olacak, kuşkusuz.

Akher Ayam El Madina

Michael Dudod de Wit’in Red Turtle / Kırmızı Kaplumbağa’nın anlattığı öyküyü hiç mi hiç sevmedim eril bakışı nedeniyle ama estetik açıdan hoş bir canlandırma… Michael O’Shea’nın Transfiguration / Dönüşüm’üne de hiç ısınamadım, beylik bir bağımsız film örneği olarak… Serde eleştirmenlik olunca her filme bir kulp takabilir insan. Örneğin Zoologiya / Hayvanoloji ve Corki Dancingu / Deniz Kızlarının Şarkısı şöyle damardan feminist yönetmenlerin elinde ne müthiş birer film olurdu diye düşünmekten kendimi alamıyorum! İkisi de mitlerden ve masallardan beslenen senaryoları ve cesur sinematografileriyle izleyeni yakalıyor ama birer manifesto olma şansına teğet geçiyorlar.

Zoologiya

Kısa film seçkisi de oldukça heyecan verici Azra Deniz Okyay, Sezen Kayhan ve oyunculuğun yanı sıra kamera arkasında da iddialı olan Esme Madra misali genç kadınların yönettiği filmlere özellikle dikkatinizi çekerim, gelecek de bağımsızlık da onlardan sorulur!

!f İstanbul 2017’de bu filmleri mutlaka izleyin!

Koca Dünya
REHA ERDEM, 2016

Akher Ayam El Madina / Şehrin Son Günlerinde
TAMER EL SAID, 2016

Córki Dancingu
Deniz Kızlarının Şarkısı
AGNIESZKA SMOCZYŃSKA, 2015

Aquarius
KLEBER MENDONÇA FILHO, 2016

Aloys
TOBIAS NÖLLE, 2016

Zoologiya
Hayvanoloji
IVAN I. TVERDOVSKIY, 2016

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 10:35:48