29. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı, 2-10 Kasım tarihleri arasında 21 sanatçının yapıtlarının bir araya geldiği “Esin Keçisi” isimli karma sergiye ev sahipliği yapıyor. Türkiye Yazar Dayanışma Derneği ve Galeri Mod işbirliği ile düzenlenen sergi, çeşitli disiplinlerden sanatçının Türkiye ve dünya edebiyatından şiir, öykü, roman ya da diğer özgün metinlerinden ilhamla üretttiği çağdaş resim, heykel ve fotoğraf çalışmalarından oluşuyor.
Kerem Ağralı, Rafet Arslan, İlgen Arzık, Beyza Boynudelik, Senem Aküzüm, Uğur Çolak, Çağdaş Erçelik, Burçin Erdi, Yunus Emre Erdoğan, Evren Erol, Buğra Erol, Nur Gürel, Tarkan Güveli, Başak Kademoğlu, Ayşecan Kurtay, Defter Kazıyıcılar Kooperatifi, Meliha Sözeri, Füruzan Şimşek, Şenay Ulusoy, Didem Ünlü ve Serkan Yüksel’in işlerinin yer aldığı “Esin Keçisi“, edebiyat ve sanat disiplinleri arasında kurulan diyaloğu, sergi ve söyleşileri ile TÜYAP Uluslararası Sanat ve Kitap Fuarı ziyaretçileriyle paylaşmaya davet ediyor.
Şairin Beatrice’i öldü, esin perisi yok. Her şair, kendi günah keçisini beklesin artık ya da Mefisto’sunu.
İnsanlığın günahları yüklenerek çöle salınacak o keçi, çöllerde değil, sanatçıların ruhlarında geziniyor.
Sanatçı, dünyayı güzelleştirmek için insanlığın günahlarını yüklenmeye hazır. Her gün dağ bayır gezinerek ormanda kaval çalıp kır perilerini oynatan Pan’ı, kıyıda zümrüt saçlarını altın taraklarla tarazlayan deniz kızlarını gördüğünü söyleyen Oscar Wilde’ın esinli gezginidir o. Faust’un Mephistopheles’i ise büyülüdür ama hiçbir zaman büyücülüğün bir parçası olmamıştır. Sanatçı için de her şey büyülü, düşsel bir gerçekliktir. Düş gücüyle yeniden yaratılsın diye var olmuştur yeryüzü.
Esin keçilerinin küçük çanları çınladığında dünya ilk günkü sessizliği ve saflığıyla yeniden ayağa kalkar sanatçının kilinde, mermerinde, tuvalinde, sözcüklerinde.
Kimin için?
İnsan için…