Ai Weiwei, halen Nazi olarak gördüğü Almanya’dan İngiltere’ye taşındı. En azından burada insanlar Almanya’dan daha kibar” diyen sanatçı Guardian’a verdiği röportajda son sanal gerçeklik çalışmasından ve hayatındaki değişimden bahsetti.
“Unemployed Elephants” (İşsiz Filler) Ai Weiwei’nin ilk sanal gerçeklik işi. “Filme aldığımızda filler ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Bir zamanlar emek için kullanıldılar ve şimdi işlerini kaybettiler. İşlerini kaybettiklerinde, onlara bakan insanlar da işlerini kaybettiler” diyor.
Ve VR projesinin ikinci bölümünün konusuyla ilişki kuruyor, bir Bangladeş kampındaki Rohingyalı mültecilerin yaşamlarıyla… Ai Weiwei, bu kez, kamptaki ıstırabı göstermek yerine neşe dolu anlara odaklanıyor. Yemek kamyonları geldiğinde çocukların neşesini görüyoruz. “En kötü koşullarda bile insanlık hakkında pek çok olumlu şey olduğunu hissediyorum. Sadece üzüntü olduğunu göstermek istemiyorum” sözleriyle anlatıyor yeni işini.
“Nazizm bugün Alman günlük yaşamında mutlak bir şekilde var”
2015’te Çin‘den kaçtıktan sonra yurt dışında yaşamaya başlayan ve 4 ay önce Almanya’dan İngiltere’ye gelen sanatçı yeni ülkesine İngiliz çayına tiryaki olacak kadar hızla alışmış. “Almanya hoşgörüsüz, bağnaz ve otoriter” diyor. Britanya’dan da büyük beklentisi olmadığını söylese de, bunun ailesi için daha iyi olacağını düşünüyor:
“Britanya kolonyaldır. Ama en azından kibarlar. Almanya’da bu kadar nezaket yok. Almanya’da Almanca konuşmanız gerektiğini söylerlerdi. Günlük hayatta çok kaba davrandılar. Yabancıları derinden sevmiyorlar. Almanya çok hassas bir toplum. Halkı, baskı altında olmanın rahatlığını seviyor. Çin’de de bunu görüyorsunuz. Bir kez alıştığınızda çok keyifli olabilir. Verimliliği, şovu, güçlerinin bağlantılı zihin koşuluyla genişletildiğini görebilirsiniz. Yani bireyselliğe yer yok mu? Evet. Farklı bir kıyafetleri var: 1930’larda giydiklerine benzemiyor, ama yine de aynı tür işleve sahip. Otoriter zihniyetin kültüyle özdeşleşiyorlar.”
2017’de, aşırı sağ unsurlara sahip göçmen karşıtı, sağcı popülist parti olan AFD’nin yüzde 12,6 oyla ilk kez federal parlamentoya girmesi ve Almanya’nın en büyük muhalefet partisi olması onu yıkmış. Berlin’de üç kez farklı bahanelerle taksiden atılmış. Nazizmin devam ettiğini söylüyor: “Faşizm, bir ideolojinin diğerlerinden daha yüksek olduğunu düşünmek ve bu ideolojiyi diğer düşünce türlerini bir kenara atarak arındırmaya çalışmaktır. Nazizm budur. Ve bu Nazizm bugün Alman günlük yaşamında mutlak bir şekilde var.”
İLGİLİ HABERLER