Yeni yılın akşam yemeği herkesin kendisine özel. Ertesi günün, muhtemelen öğleden sonra, hatta akşamüstüne kadar sarkacak büyük kahvaltısı için, geçtiğimiz yıl içersinde sanatatak ‘a yazdığım romanlardan bir edebiyat mönüsü hazırladım. Kimbilir, belki bazılarını yazarları ve kahramanlarını hatırlamak için koyarsınız masanıza.
1. Biz Burada İyiyiz- Barbaros Altuğ: Altuğ’un novellasından, ölü oğlunun hatırasına evinin bir odasını türbeye çeviren annenin pişirip, sunduğu, ‘Son Akşam Yemeği’ mönüsü: Yoğurtlu semizotu salatası, tarhana çorbası ve kavurma.
2. Deliduman- Emrah Serbes: Roman kahramanı Çağlar’ın kız kardeşinin, diyeti bozduğu sabahki, ‘cinnet mönüsü’ önemli lakin, Çağlar’ın ruh halini hatırlamak için bir pasta koymanızı öneririm, masaya. Şu sözlere istinaden: ‘Çağlar… Evladım, hayat pastasının lezzetli dilimleri başka yerlerde kalmış, bugün senin payına düşen yalnızlıktır, acıdır, çamurdur ve boktur. Buna alış artık. Alış oğlum. Alış ki daha fazla üzülme.’
3. Hayalet Ağrı- Ayça Şen: İşten, aşktan – hayattan?- kovulmanın acısının üstüne bir de tuhaf bir hastalık teşhisi gelince, bir hafta eve kapanarak, acısını geçiştirmeye çalışan kahramanımızın yediklerini unutmayalım: Tereyağlı ekmek, ballı yoğurt, sert kahve. Bira. Cips, patlamış mısır ve bol pizza.
4. Kafamda Bir Tuhaflık- Orhan Pamuk: Mevlut’un çok değerli hatırası için, kalmadı artık ama, yine de mümkünse lütfen: ev yapımı boza. Şişelenmiş, fabrikasyon ürün değil. Öyle olursa, kalbi kırılıyor, çünkü!
5. Huysuz Büyüyor.. bari- Vivet Kanetti: Günaşırı, okul çıkışları ikram edilen babaanne mönüsü: Peyniri erimiş muska böreği. Mozaik pasta ve bademli kek. Eşlikçileri; Büyük sevgi ve her seferinde şahane, Hayat Bilgisi dersi.
6. Sol Omzuna Güneşi Asmadan Gelme: Selçuk Altun: Yalnızca bu romana değil, tüm Altun külliyatına ve kahramanlarına ithafen; Karadeniz pidesi, turşu, pastırma ve hellim peyniri.
7. Olduğu Kadar Güzeldik- Mahir Ünsal Eriş: Elbette; Bandırma tostu, yazarın tarifi ile, şöyle: ‘Şahane tost ekmeğinin içinde sucuğa kaynamış kaşarı, yumuşacık karnı, keskin kenarları ve bir yüzüne sürülüp tuzlanmış domates salçasıyla rüyalara giren…’
8. Hikayesi Olan Ölüler- Üstüngel Arı: İnsanın içini yakan Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkence sahnesine istinaden: Soğan. Bildiğiniz; kuru soğan. Peki: Ekmek de olsun yanında, Berkin’i de hatırlamak için bu vesileyle…
9. Gölgeler ve Hayaller Şehrinde- Murat Gülsoy: Tuhaf yol arkadaşı fotoğrafçı Marcel ile İstanbul’a geçmişinin izini sürmeye gelen kahramanımızın, gemide içtiği ‘ucuz ama neşeli’: Marsilya şarabı, edebiyatın efkarını dağıtır belki, bir miktar.
10. Aylak Adam- Yusuf Atılgan: Uyumsuzluğun romanını yazmış ‘Aylak Adam’ın yazlıktaki pansiyonda mutsuzluktan ve sıkıntıdan ölürken yediği, bilumum tencere yemeği, lütfen. Kıymalı patatesten, karnıyarık ve domatesli makarnaya dek…
11. İki Şiirin Arasında- Yekta Kopan: ‘Akşamdan Kaldık! Artık içemeyiz!’ demezseniz, büyük kahvaltının arkasına bir rakı keyfi iliştirebilirsiniz, bol meze ile. Yekta Kopan’ın öykü kahramanlarını hatırlamak, için.
Not: Edebiyat mönüsüne kaynaklık eden roman ve öyküleri önem sıralamasına göre yazmadım. Ayrıca, bu küçük derlemeye katamadıklarım da var. Ek olarak; adı geçen kitapların mönüleri, yukarıdakilerden ibaret değil. Şunun da altını çizmek isterim: Bir çoğu, büyük keyifleri de hatırlatmıyor. Hatta, tam tersi geçerli- neredeyse. Lakin, iyi edebiyat, hayat gibi. Bir tarafıyla: Yakıcı. Huzursuz edici. Dolayısıyle, büyük kahvaltıdan ilk çatalı almak muhtemelen bir miktar cesaret isteyecek! Yine de; afiyet olsun! Şunu unutmadan; evlerdeki, yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarında olanlar için değil, kapı kenarındaki, sokak köşesindeki aç-açık, kessiz kimsesiz köpeklere de bir şeyler ayırmanızı dilerim, kurduğunuz masadan: Kemal Varol’un Haw romanındaki aşık ve temiz kalpli Mikasa’nın yüksek hatırı için.