Çok yıllı açık hava sanat etkinliği Seeds of Art (Sanat Tohumları), ilk yıl sergisi “Dünyaya Orman Denir” ile yolculuğuna başlıyor.
“Dünyaya Orman Denir”, kendi mütevazi ölçeğinde, küresel yaşam krizlerine ve sistematik sorunlara karşı oluşan bilinç ve dayanışmaya katılıyor. Öz kaynaklarını uyumla kullanarak kendisini gerçekleştiren bir canlı, kendine yeterli bir sistem ve tüm canlılar için besleyici, koruyucu ve kapsayıcı örnek bir model olan ormanı sanatsal ifadelerle ilişkilendirmenin yollarını araştırıyor.
Sergi başlığı, doğayı bir metafor olarak kullanan Ursula K. Le Guin’in aynı adlı romanından ilham alıyor. Teknolojik açıdan gelişen insan ırkının dünyayı bir beton yığınına dönüştürdükten, hayvan ve bitki türlerini yok ettikten sonra kolonileştirdiği başka bir gezegende yaşanan bir direniş öyküsünü anlatan romanla günümüz arasında paralellik kuran “Dünyaya Orman Denir”, günümüzde dünyanın insan eliyle bozulmasının son derece hızlanmış olduğu gerçeğini yadsınamaz bir olgu olarak araştırmasının merkezine koyuyor.
Lale Altuner, Bağdagül Demirtaş, Tao Ulusoy ve Doğu Çankaya’nın eserlerinden oluşan sergi, çevre felaketleri, su, enerji, küresel iklim ve gıda krizleri, kentsel adalet meseleleri, nesli tükenen canlılar gibi derin sorunlarla kendisini belli eden bozulma karşısında doğaya yanıt veren eserleri bir araya getiriyor.
Atölyelerinde çalışmaya başlayan sanatçılar 25 Mayıs itibariyle arazide çalışmaya devam ederek eserleri alanda bitirecekler ve sergi 4 Haziran’da ziyarete açılacak.
Küratörlere göre ‘Dünyaya Orman Denir’
İpek Çankaya, serginin 1960’larda gelişen ve farklı coğrafyalarda giderek yaygınlaşan arazi sanatı, toprak sanatı, çevre sanatı, yeryüzü sanatı gibi yaklaşımların gittiği yolu izlediğini belirterek doğada var olanı korumak, kaybedilene dikkat çekmek ve farklı yöntemlerle yeni yaşam tohumları atmak için doğa temelli bir üretim pratiğini cesaretlendirdiklerini söylüyor. Bu yüzden sergide, ormanın kaynaklarına, çeşitliliğine, gücüne, yaşam döngüsüne ve kapsayıcılığına referans veren işlerin yer alacağını ifade ediyor. Sergi ayrıca, bir açık hava sanat pratiği olarak, geleneksel galeri mekanına ve müze pratiğine dayalı sergi yapma biçimlerini sorgulayan alternatif arayışı temsil ediyor. Arazi sanatını, performatif eylemlere, zamanın ve doğa şartlarının eser üzerinde oluşturacağı etkilere de açan “Dünyaya Orman Denir”, bir yandan da açık hava heykel kalıplarını sorgulayan ve yeniden değerlendiren tartışmalara bir pencere açıyor.
Tao Ulusoy ise doğayı, insan gerçeğine en uyumlu habitat ve özgürlük alanı olarak tanımlayan “Dünyaya Orman Denir” sergisi kapsamında doğaya yapılacak müdahalelerin, bu habitata dikkat çekmesini, çevreye dost ve iyileştirici müdahalelerden oluşmasını, formların doğadan esinlenmesini ve doğaya karışabilmesini hedeflediklerini belirtiyor.
“Dünyaya Orman Denir”, Barbaros Farm’ın çiftlik arazisinde gerçekleştirdiği uzun soluklu ilk sanat projesi olan Seeds of Art’ın birinci yıl sergisi ve Halka Sanat Projesi’nin Bodrum’da işbirliği yaptığı ilk sergi olma özelliği taşıyor.
“Dünyaya Orman Denir” Proje Grubu: İpek Çankaya (Kavramsal Çerçeve ve Eş-Küratör), Tao Ulusoy (Sanatçı ve Eş-Küratör), Lale Altunel (Sanatçı), Bağdagül Demirtürk (Sanatçı), Doğu Çankaya (Sanatçı), Pelin Naz Keskin (Fotoğraf ve Görsel İletişim – Barbaros Farm),
“Dünyaya Orman Denir” Ev Sahipleri: (Kezban Alacık (Permakültür Tasarımcısı – Barbaros Farm Operasyon Sorumlusu), Kerem Yılmaz – Barbaros Farm Kurucusu)