A password will be e-mailed to you.

75. Berlin Film Festivali’nde ödüller bugün (22 Şubat Cumartesi) veriliyor. Bağımsız jüriler öğleyin kararlarını açıklarken, resmi yarışmalar TSİ 20.00’de festivalin hesaplarından ve web sitesinden canlı yayınlanan galada takdim edilecek. Festival sonuna dek yaklaşık 300 bin bilet satılmış olacağı tahmin ediliyor. Son yılların en kalabalık katılımlı festivallerinden biri oldu, 75. Berlinale. Öte yandan son yılların film kalitesi açısından en tartışmalı seçkisi olduğunu da itiraf etmemiz gerekiyor.

Festivalin son hoş sürprizi Güney Koreli usta Hong Sang-soo’nun yeni filmi oldu. Geu jayeoni nege mworago hani (Doğa Sana Ne Söylüyor) festivalin adı konmamış teması olan ve içinde büyüme öyküleri de barındıran sorunlu ebeveyn-çocuk ilişkilerine mizahi yaklaşımı sayesinde keyifle izlendi. Bulanık görüntülerine rağmen! Berlinale Palast’ın o büyük perdesinde ‘flu’ bir yarışma filmi izlememiz mümkün değildir. Nitekim, bu durumun açıklaması filmin kahramanından geldi. Gözleri hafif derecede miyop olan Donghwa dünyanın böyle daha güzel olduğunu düşünüyor! Bu bulanıklık hem kendi için şiir yazan ve geçimini sağlayacak kadar para kazanmayı yeterli bulan Donghwa’nın kişiliği ve hayat tarzıyla ilişkili hem de biraz dijital sinemanın keskin netliğiyle 35mm’nin resim tadı veren daha az keskin hatlı görüntülerinin bir kıyaslaması…

Üç yıldır birlikte olduğu kız arkadaşı Junhee’yi Seul’den ailesinin taşradaki evine getiren Donghwa, arazisi bütün bir tepeyi kaplayan, kendi de bahçesi de özel olarak tasarlanmış olan eve hayran kalır. Eve göz atınca spontane biçimde aileye tanıştırılmış olur… Güney Kore’nin sosyo-ekonomik ve sınıfsal yapısına dair taşlamaları olan bir film Geu jayeoni nege mworago hani. Parazit düzeyinde değilse de eleştirel bir yaklaşımı var. Hong Sang-soo’nun yıllardır yinelediği sinemasında ve temalarında bir öze dönüş habercisi, mesleğe başladığı dönemde uyandırdığı heyecanı tazelemesi diye de düşünülebilir. İçki masasında özel hayatlarını sarhoş kafayla konuşan karakterlerden ibaret değil. Tabii bunu bekleyenleri de düşkırıklığına uğratmıyor!

Güney Kore’de Türkiye’deki gibi gençlerin ebeveynlerinin finansal desteğiyle yaşamını sürdürmesini, sınıfının ve aile çevresinin avantajlarıyla meslek ve pozisyon edinmesini, yani fazla bir çaba göstermeden hazıra konmasını mizahla anlatıyor. Toplumda ev ve otomobil statü sembolü olarak öne çıkarken, sanatla uğraşmak, bu film özelinde şiir yazmak takdir edilesi hobiler olarak görülüyor, ama para kazandırmayan hiçbir iş bir meslek olarak kabul edilmiyor. Hong, bütün bunları aile üyeleri arasında sohbetler, doğa gezileri, sofra başında muhabbet üzerinden ince dokundurmalarla izleyiciye aktarıyor. Diyalogların akıcılığı ve doğallığı bozmadan, durumdan kaynaklanan komikliği filmin en başarılı yanı. Bugüne dek hangi filmle yarıştıyla Gümüş Ayı kazanan Hong Sang-soo bakalım geleneği devam ettirebilecek mi?

Daha fazla yazı yok
2025-02-22 21:30:59