A password will be e-mailed to you.

Naz Köktentürk ve Mustafa Bilge Satkın, Blok Art Space’teki “Burka I Buzkashi” sergisindeki fotoğraflarıyla Afganistan’ın günlük yaşamına dair ipuçları veriyorlar. 

Dünyanın en talihsiz ülkelerinden birinde otuz beş yıldan fazladır süren savaşların yok ediciliğine, “uluslararası destek”in tahribatı da eklenince ortaya çıkan insan manzaraları üzerine bildik cümleler sarf etmenin hiç anlamı yok. Zulüm ve çaresizlik, Afganistan’da yaşayanların aynası. Uzaktan gönderilen ahlar vahlar uzakta; oldukları yerde kalıyor. Yakınına gidenler ise tanıklıklarıyla tarihe not düşüyor.

Naz Köktentürk ve Mustafa Bilge Satkın, Blok Art Space’teki “Burka I Buzkashi” sergisindeki fotoğraflarıyla Afganistan’ın günlük yaşamına dair ipuçları veriyorlar. Ülkenin politik iklimini yansıtan, ürpertici, dramatik fotoğraflar değil onlarınki. Gündelik hayatın yalınlığını, sıradanlığını, olağan hallerini gösteren fotoğraflar. Her biri izleyenin hayal dünyasındaki farklı okumalara, hikâyelere açık.

Aslında Mezopotamya yolculuğuna hazırlanan ikili, Suriye savaşının çıkmasıyla yönlerini Afganistan’a doğru çevirmişler ve 2011 yılından bu yana değişik mevsimlerde ülkeye gidip geliyorlar. Doğal olarak da Afganistan’daki esnafa, geleneksel oyunlara, camii etrafındaki, sokaklardaki, hastanelerdeki hayata dair görüntüleri biriktiriyorlar. 

Bu sergi için binlerce fotoğrafı süzgeçten geçiren Köktentürk ve Satkın, temel iki konuyla Afganistan’ı en yalın haliyle anlatıyorlar. Kadınların baştan ayağa örtünmesini sağlayan burka ve ülkenin geleneksel oyunu buzkashi.  “Otuz beş yıldır savaşın olduğu bir coğrafyadan bahsediyoruz, çok ciddi dramlar yaşanıyor ve bu, fotoğrafa yansıyor. İzleyiciyi bu fotoğraflara baktırabilmek için bu dramı anlatacaksınız ama bakılabilir olacak. Yani alt metinde dram okunabiliyor ama bakılabilir fotoğraflar” diye anlatıyor Satkın, çıkış noktalarını.

Buzkashi, Orta Asya’ya ait bir oyun. Satkın’ın fotoğrafları izleyene oyunun heyecanını, çekişmesini hissettiriyor.  “Çok uç şeyler insana ilginç geliyor, bu oyun mesela çok uç bir şey. Ben baktığımda ‘vay be’ falan demiştim, bu Orta Asya’da ligi olan bir oyun. Bizim futbol ligi gibi. Ama fotoğraflarda görülen bir bayram etkinliği ve biraz daha kuralsız şekli. Hem görsel açıdan da bir farklılık oluyor. Çünkü normalde formalar, polo benzeri kurallar var. Saha standart ölçülerde. Bunda öyle bir şey yok. Bahis var, ciddi ödüller dönüyor…”

Sergide ekrandan akan görüntülerde Afgan kültürünün ilginç yanlarına da rastlanıyor. Mesela Afganların çok meşhur bir vücut geliştiricisi yüzünden ülkede neredeyse bakkal sayısı kadar olan vücut geliştirme merkezlerinden birinin fotoğrafı. Gençler çok mu meraklı bu merkezlere derseniz, değil tabii. Dünyada en çok kıtlık görülen ülkelerden biri Afganistan. Karnı şiş çocuklar ve insanların bol olduğu bir ülkede vücut geliştirme merkezleri nostaljik bir saplantı gibi duruyor ancak.

Pamir dağlarına uzanan görüntülerin ardından zamanın bir noktada durduğu, Çin sınırındaki Kırgız çadırlarındaki çocuk yüzlerinin ifadeleri, başka bir hayata dair akışı görselleştiriyor. Ortalama ölüm yaşının 25 olduğu, kadınların yüzde sekseninin doğum sırasında öldüğü, elektriğin olmadığı; gerçekten de başka bir dünya. 

Serginin başlıklarına dönersek. Kadının sessizliğini, kimliksizliğini tüm yalınlığıyla fotoğraflayan Nazlı Köktentürk’ün burka içindeki kadın figürleri, renklerin ve mekânların uyumuyla uçucu, düşsel bir estetiği yansıtıyor. Her şeye rağmen, drama karşı hayatı savunan bir duruşu var fotoğraflarının. 

Mustafa Bilge Satkın, iki projenin tamamen insanı anlattığını ama Afganistan hakkında biraz da bilgi sahibi olmak gerektiğini hatırlatıyor.  “Burada Afgan halkının onurlu duruşu da, otuz beş yıllık savaşa direnmesi de var. Kahramanlığını da anlatıyor, çünkü buzkashi tarihi çok eski, göçebe savaşlarına dayanan ve normalde Türklerle Moğolların oynadığı bir oyun. Zaten oynanan bölge de Türk bölgesi. Yani Taciklerin, Kırgızların, Özbeklerin hâkim olduğu bir bölgede oynanan bir oyun bu. Burkada ise dinsel baskıdan dolayı kapanma eylemini anlatarak Afganistan’daki Taliban’ın varlığına da göndermede bulunuluyor. Alt metinleri okuduğunuzda, evet bu iki proje Afganistan’ı anlatıyor ama onun dışında tabii ki yüzde üçlük okuma yazma oranını anlatmıyor. Dünyada en fazla çocuk ölümünün, en fazla uzuv kaybının görüldüğü ülke olduğunu anlatmıyor. En çok mayın olan üç ülke içinde üçüncü olduğunu da anlatmıyor…”

Görünen, görünmeyeni anlamaya yetiyor aslında. Hiçliğe, sessizliğe karşı coşku ve mücadelenin tezatlığı, erkek ve kadın dünyalarının farklılığını görselleştiriyor. Sonrasında, anlatacak hikâye çok.


demetelkatip@gmail.com

Burka I Buzkashi” / Blok Art Space / 24 Aralık’a dek sürüyor/ www.blokartspace.com


Daha fazla yazı yok
2024-11-02 14:29:58