Kolombiya kökenli genç sanatçı Gala Porras-Kim’in yeni sergisi ‘Doğada Bir El’, 8 Mart’ta kapılarını açtı. Özellikle son dönem çalışmalarında sanat ve kültür kurumlarının sanat nesnelerini nasıl işlediği ve onlardan nasıl yeni anlamlar inşa edebildiği üzerine düşünen sanatçı, müzelerin ve kurumların koleksiyon politikalarını ve pratiklerini de sorgulayarak kurumsal bir eleştiri geliştiriyor.
Porras-Kim’in ‘Doğada Bir El’ sergisi, doğaya ve yaşanmış çevreye odaklanırken ‘doğal’ olanın ne olduğunu ve insanın bu doğal yaşantıyı nasıl etkilediğini sorguluyor. Serginin fikri, sanatçının tarihi koleksiyonlar üzerine yaptığı bir araştırmanın sorularından ortaya çıkıyor. Amerika’nın Colorado eyaletinin önde gelen çağdaş sanat müzelerinden MCA Denver’de yer alan ‘Doğada Bir El’, izleyiciyi doğal hayatın içindeki fenomenlere projeksiyon tutarken doğada kendiliğinden oluşan eserleri izlemeye davet ediyor.
Sergi, bir nem cihazı aracılığıyla üretilen su damlalarının damlayarak oluşturduğu soyut bir çizimi, ışık kırılmalarına ait görünümleri, yağmur suyuyla ıslanan reçinelerin oluşturduğu heykelleri, zaman içerisinde gelişen ve bozulan heykelleri içeriyor. Sıcaklık değişimleri sebebiyle müze binasındaki bir pencerede kendiliğinden oluşan çatlağı da serginin içine alan sanatçı, dışardaki havanın o çatlaktan mekana girişiyle ilgilenen bir mekana özgü bir yerleştirme üreterek buna ‘Doğayı Kontrol Eden Çatlaktan Geçen Akımlar’ ismini verdi.
Porras-Kim’in sergisinde, bir Buz Çekirdeği Tesisi’nden elde ettiği binlerce yıl öncesine ait buz çekirdekleri de yer alıyor. Buz Çekirdeği Tesisi’nin her sene yeni buz tüpleri için elinden çıkardığı belli miktardaki buz çekirdeğini sergi mekanına getiren sanatçı, ‘koleksiyon’ edimine de farklı bir yaklaşım geliştirmeyi hedefliyor. Öte yandan, bu çekirdekler hem arşivsel bir değere sahip hem de içlerinde aynı zamanda o kütleyi koruyan bir havayı da taşıdıkları için erimeleri halinde eski ve yeni hava bir arada buluşabiliyor. Buz katmanlarına sıkışan hava, binlerce yıl öncesine ait olması sebebiyle arşivsel olma özelliğini koruyor. Porras-Kim, bu kütlelerin erimesini de ‘organik bir elden çıkarma’ olarak ele alıyor. Tüm bunların yanında eserin geri dönüşümü tartışması da serginin gündemleri arasında. Sanatçı bu açıdan ‘neden malzemeyi önceliklendirerek korumayı ele alıyoruz’ diye sormayı da ihmal etmiyor.
Sanat eleştirmeni Karen Rosenberg, NYTimes’daki sergi yazısında, Gala Porras-Kim’in sanatının Michael Asher ve Hans Haacke gibi sanatçıların 1970’lerdeki çalışmalarıyla ilişkilendirilen kurumsal eleştiri akımının yeni bir türü olduğuna işaret ediyor. Sergi metninde ise sanatçının sergide yer verdiği eserlerin, doğal güçlere ve doğal hayatın içindeki fenomenlere yaratıcı bir ajans verilmesi halinde nelerin mümkün olabileceğini hayal ettirdiğine yer veriliyor. Metinde serginin çerçevesine dair bir diğer vurgu ise, serginin ziyaretçilerine saygı, haysiyet ve dostluk ile karakterize edilen bir dinamiğe doğru ilerleme umudunu verdiği yönünde. Öte yandan sergi, hem geçmiş, hem de şimdiki zaman kipleri içinde doğa ve diğer canlılarla olan ilişkilerimizi yeniden düşünmeyi teşvik ediyor.