"Kalamar ve çingen salatımı söyleyip, içimde çalan Lou Reed’in “Perfect Day” şarkısıyla şarap bardağımı Dionysos ve Poseidon şerefine kaldırıyorum."
"Yazarınız izinde" diyerek sizi bu buluşmadan haberdar etmeyebilirdim, ama Sanatatak Hanımefendi sabah arayarak görevimi hatırlatınca –ki kendisi Hera kızlarından bence– yazmamak olmazdı.
Dionysos’un izini sürmeye karar vermeme sebep Contemporary oldu. Kalabalığın arasından tanrılara sığınmak istedim… Arada böyle kaçmak lazım! Sonra düşündüm: Bu sene Dionysos için Anadolu topraklarında şenlikler yapılmasına izin verilmediğine göre nereye gitmiştir? Tabii ki Bodrum’a, Poseidon’nun yanına.
Bodrum bu mevsimde şendir, çünkü kendi haline döner. Kalabalık çekilmiş, kasaba kıvamına dönmüştür. Ben gelmeden önce Poseidon ve Dionysos esaslı kavga etmişler, yağmurlar yağdırıp kasabalıyı iyice kendine getirmişler. Nerede kalıyorum? Eski adıyla Gavur Mahallesi’nde yani Kumlu Bahçe’de; kalenin hemen yanı başında.
Şenlik başlamış bile. İlk toplanan zeytinler, soğuk baskıyla mis gibi kokarak zeytinyağına dönüşmüş. Virgine derler böylesine; tertemiz, bekaretine el değmemiş. Giritli yanım hemen uyandı, “Peksimet bulun bu güzel bakireye” dedim. Ot mevsimi şimdi; hardal ve turp masamda, az sarımsaklı yağla diri diri, kusura bakmayın ama Giritlinin ot haşlaması bile farklı oluyor!
Deniz Poseidon’nun emriyle tüm balıklarını görünür hale getirmiş. Önden lidaki yani çipura yavruları geçerken, kefaller su balesine başlamışlar; turna balığı aralarından süzülüyor.
Birden Dionysos kulağıma, “14 Kasım’da bari sen benim adıma şenlik yap” diyerek üflüyor. Suvla Sur bu sene favorim olmayı sürdürebilecek mi? Şarap hassas bir içki, kötüsüne tahammüllüm yok. Anadolu toprağı gibi bereketli bir ortamda, özensizliğe yer olmamalı. Blend yani karışık üzümle yapılan şaraplar son yıllarda favorim olmaya başladı. Kasım ortasından itibaren Beaujolais zamanı; yani genç şaraplar piyasaya çıkmaya başlayacak, iyisini bulunca kaçırmayalım.
Denizin kenarında olmak, benim gibi bir huysuzu bile sakinleştiriyor. Geceye Memedov’da devam etmeye karar veriyorum. Kalamar ve çingen salatımı söyleyip, içimde çalan Lou Reed’in “Perfect Day” şarkısıyla şarap bardağımı Dionysos ve Poseidon şerefine kaldırıyorum.