A password will be e-mailed to you.

Küçücük bir virüsün dünyanın her yerinde tüm insanlığı evlere mahkum ettiği bu günlerde gerçek ile bilimkurgu arasındaki çizgi belki ilk kez bu denli inceldi. Her birimiz geçmişte izlediğimiz Kassandra Geçidi, Salgın, Tehdit, Veba, Körlük gibi salgın filmlerinin birer kahramanı gibiyiz adeta. Olağan ve olağan dışı, bir ölçüde geçişti bu süreçte. İngiliz yazar ve yönetmen Alex Garland’ın 5 Mart’ta FX/Hulu üzerinden gösterime giren bilim kurgu-gerilim türündeki mini dizisi Devs tam da bu anlamda gerçek ve bilim kurgu arasındaki sınırları zorluyor.

Son derece sade bir dekor önünde yaşanan öykünün kahramanları fona uyumlu, sıradan görünüşlü karakterler. Birbirlerine aşık sevgililer Lily (Sonoya Mizuno) ve Sergei (Karl Glusman) AMAYA isimli, kuantum bilgisayarları üzerine araştırmalar yapan bir şirkette çalışmaktadırlar. AMAYA’nın sahibi Forest günümüzün bilişim alanında çalışan, fütüristik teknoloji patronları gibi dış görüntüsüne önem vermeyen, arabasını bile yıllardır değiştirmemiş bir araştırmacıdır. Nasıl Elon Musk beyne yerleştirilerek unutma sorununu ortadan kaldıracak, yeni bilgilerin ve dillerin beyne yüklenebilmesini sağlayacak çipler gibi aklımızın sınırlarını zorlayacak projeler üzerinde çalışıyorsa, Forest da sanal dünyada gerçekliğin farklı bir katmanını yaratmaya uğraşmaktadır. Forest yıllar önce eşini ve kızını trafik kazasında kaybetmiştir ve bu acıyla başa çıkamamaktadır. Kızına özlemi öylesine rahatsız edici bir takıntı boyutuna gelmiştir ki, şirketin kurulu olduğu orman sahasının orta yerine kızının devasa, ürkütücü bir heykelini dikmiştir.

Sergei işinde gösterdiği başarı sayesinde şirketin gizli projesi Devs’de çalışan sayılı araştırmacının arasına katılmaya hak kazanır. Devs projesinin yürütüldüğü yapı, metal ve cam kaplı dış cephesi ve girişindeki altın sütunlarla brütalist mimariye özgü anıtsal bir görüntü sergiler. Yapının içinde oluşturulan boşlukta manyetik etkiyle asılı durun ofis bloğundaki düzen, Silikon Vadisi’ndeki ofislerin yerleşim mantığını yansıtmaktadır: Özel odaların olmadığı, açık çalışma ve ortak dinlenme alanları… Sergei’nin işteki ilk günü beklediği gibi gitmez ve günün sonunda kendini yakarak intihar eder. Lily sevgilisinin intihar etmediğini düşünmektedir ve var gücüyle bu gizemli olayı çözmeye uğraşır. Lily’nin araştırma sürecinde çok basit, anlık bir olayın neden olduğu büyük yıkıma ve teknolojinin yaşamlarımıza yerleştirdiği sanal gerçekliğin dönüştürücü gücüne tanıklık ederiz.

Forest, kaos gibi görünen yaşamlarımızın gerçekte tramvay hattı üzerinde yaşandığını, önceden belirlenmiş ve yolundan şaşmaz bir düzen içerdiğini düşünmektedir. Gerçekte hepimiz bir özgür irade illüzyonu içindeyiz. Çünkü tramvay hattını görmemekteyiz. İşte tam bu nedenle öznel halimize, hislerimize, düşüncelerimize, yargılarımıza çok güveniriz. Oysa önceden belirlenmiş, deterministik bir evrende yaşıyorsak, bu kararlar yalnızca öncesinde oluşan nedenlerin sonuçları olabilir. Yalnızca yapabildiğimizi yaparız. Başka bir yol yoktur. Özgür irade bir yanılsama mıdır? Yaşamlarımıza hükmeden sosyal medya özgürlük alanı mıdır yoksa demokrasiyi yerle bir eden esaret midir? Yapay zekanın tüm işlerin yüzde 60’ını yok edeceği düşünülürse bu düzlemdeki hükmü ne olacaktır?

Sanal dünyada gerçeklik yaratılabilir mi?

Forest, kuantum sistemini bir tahmin algoritması geliştirmek için kullanmaktadır. Olası tüm geçmiş ve geleceklerin sonsuza yakın sayıdaki gerçeklenmelerini elde etmek ne kadar tehlikeli olabilir ya da bizi ne kadar güvende hissettirebilir? Bu noktada muhteşem bilim insanı Carl Sagan’ı da anmak gerekir. Acılarımızı dindirmek, yasımızı sonlandırmak için sanal dünyada gerçekliğin farklı bir katmanını yaratmak mümkün olabilir mi? Gözlemlediğimiz bir davranışın, gelecekte bizi mutlu edecek algoritmalarından var edilen bir dünya insanı huzura kavuşturur mu? İstediğimiz gerçeğin acı yüzü mü, kurgunun yumuşak yatağı mı? Ya da kurgu dediğimiz “yeni gerçek” mi? Ya da gerçek dediğimiz “eski kurgu” mu? Olası yeni katmanlarda, olası yeni dünyaları yaratacak olanlar bu dünyaların yeni tanrıları mı?

Belli ki Devs de Matrix gibi beyninizin kıvrımlarına yollayacağı çeldirici sorularla bundan sonraki günlerde tanrı, kader, din, özgür irade, sosyal medya, bilişim, yapay zeka gibi pek çok konuda ilginç tartışmaların kaynağı olacak.

Bunun yanında dizideki sahnelerle mükemmel örtüşen, olay örgüsünü güçlendiren fon müziklerine değinmeden geçmemek gerekir. Mükemmel oyunculuk izleyemeseniz de sonuna kadar sürükleneceğiniz, kafa açıcı bir çalışma Devs.

 

İLGİLİ HABERLER

Salgın temalı 13 film

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 10:26:30