A password will be e-mailed to you.

 

...lüferlerin boylarını kontrol ettik ve hala çinekop boyutuna sarıkanat dendiğini görünce bir de Kumkapı kontrolü yapmaya karar verdik. Kumkapı’ya alışık olduğumuz gibi Çemberlitaş’tan yokuş aşağı vurarak indik…

İyi Adamların Gitme Vakti: Dalgalandım Da Duruldum… Bir Tatlı Huzur Almaya Geldim Babil’e Geçtiğimiz gün 50 yıllık dostum Günay ile birlikte şehir turuna çıktık. Hazır pastırma yazı günleri başlamışken, biz biraz yeni biraz eski İstanbul günü yaptık. Eh, bizim ihtisas alanı Sanatatak gibi resim, galeri vesaire değil, bizimki en iyi kahve nerede içilir, tenekede palamudu hala kim en iyi yapıyor gibi karışık noktalar.

Önce Karabatak ile başladık, kahve söz konusu olunca Julius Meinl olmadan olmaz, dostum Günay gerçi Viyana merkezdekini tercih eder, sonra da bir operaya gitmeyi ama Karaköy ‘de de tat yerinde. Kahve ritüelimiz şöyle double espresso (expresso değil), sonra birer Türk kahvesi, kültür karmaşası burada da kendini gösteriyor… Ağzımızda kahvenin güzel tadı ile Karaköy tavafına başladık. Tabii Günay her zamanki gibi Baylan daha iyiydi, oradaki gibi kahve yapamıyorlar dedi, ben gülümseyerek ona baktım. Aslında kahveyi mi özlüyor yoksa Haldun Taner ustayı mı bilemedim…

Balıkçılar çarşısını gezmeden olmaz, lüferlerin boylarını kontrol ettik ve hala çinekop boyutuna sarıkanat dendiğini görünce bir de Kumkapı kontrolü yapmaya karar verdik. Kumkapı’ya alışık olduğumuz gibi Çemberlitaş’tan yokuş aşağı vurarak indik, şimdilerde İstanbul’da yaşayan siyahîlerin, Gürcülerin ve Moldovaların mahallesine dönüşmüş bu muhit. Vakti zamanında ne köşkler ne yaşamlar görmüştü!

Kumkapı girişinde Bulgar Boris’in dükkânına uğramadan olmaz. İlk kahvaltıcılardandır, kaymağı kaymak gibidir. Peynir tatlısı lif liftir. Dükkânı Boris’in yetiştirdiği elemanları işletiyor ve ustalarının yolundan gidiyorlar. Boris’ten çıkın birkaç dükkân ilerinizde “Kör Agop”, la kerrida / istenen-istedikten sonra yani bizim lakerda aslında Yahudi yemeğidir, Ermeni meyhaneme kavuştum.

‘Getir bir yeni’ dedik, lakerda ve kızarmış ekmekle ayini başlattık.

Buralar 80ler ve 90lı yılların başında adeta gazeteciler cemiyeti gibi olurdu dememize kalmadı… Aydın Boysan ve eski Milliyet Gazetesi yazı işleri arkamızdaki masaya kuruldu… Kibarca selamlaştık ve biz ayinimize geri döndük. Agop balıkçı ama demlenmeyi çok seviyor. Bu nedenle Kumkapı sahilinde ilk meyhanesini açıyor. T

ek gözü kör ama ufku geniş Agop, içkinin ferah yerde içilmesinden yana sürekli yer değiştiriyor ama hep aynı semtte. Sonra Madame Marta ile evleniyor ve bugünkü dükkâna taşınıyor. Madame mutfakta döktürüyor, sonra da kocası ile masada demleniyor. O güne kadar erkek egemenliğinde olan meyhanelere kadınlar da gelmeye başlıyor.

75 yıllık bu meyhane ilklerin de başlangıcı oluyor. Fasıl burada başlıyor. Bir zamanlar Balık Ayhan cazdan girer Türk Sanat müziği klasiklerinden çıkardı. Şimdi üçüncü nesil yani Agop’un torunu Daniel iş başında ama biz dedenin zamanından kalmayız.

80lerin sonunda uzun masalar kurar ve dünyayı kurtarmaya soyunurduk.

Saat kaç olmuş umurumuzda olmazdı, Agop ne yapardı; “İyi adamların gitme vakti” der balık çorbalarımızı getirirdi.

Bilirdi aslında o çorba ile ayılıp tekrar yenileri açacağımızı. İlk topiğimi, ilk akciğer yahnimi Agop sayesinde yedim.

Dalgalandım da duruldum, şimdi okuduğunuz bu yazılar o günlerin mirası… Sonra mahalleye dönme vakti geldi, Eminönü oradan vapurla Kadıköy. Mühürdar caddesinin başında durdum bir baktım, Beyaz Fırın ve Caferzade oradalar ama o ne bizim Kadıköylü Roman vatandaşlar konsere başlamış…

Kumpkapı’ya özgü değil miydi bu müzik? Yok artık her şey her yerde… Bu yüzden mahalle kafe ve barları önem kazanmaya başladı. Eskiden Kumkapı aşina yüzlerin bir arada olduğu merkezdi. Şimdi herkes her yerde ancak mahallenizde o eski günlerinizi bulabiliyorsunuz.

Kafamda bu düşüncelerle kendimi Babil Kafe’ye attım, kapıda Aysel ‘neredesin’ diye karşıladı, Erdal ‘sade mi’ diye sordu. Demlenmiş olduğumu anlayan Tuncay muzip gülümsedi.

Taş yerinde ağırdır…

Ben evimin köşesindeki Babil’de mutluyum.

Size de tavsiyem mahallenizde kendinize böyle bir adacık oluşturmanız.

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 17:30:53