Atak Üçyıldız’ın Ege’den ilk haberleri Cunda’dan. Yarımada’nın kendini geliştiren restoranı Bay Nihat mercek altında…
Cunda yolunda ilerlerken aklıma Maurice Bejart ve Bahar Ayini Balesi düştü, sanırım renklerin bunda büyük bir payı var. Sarılar, kırmızılar ve yeşiller bahar rüzgarı ile öylesine ahenkle dans ediyorlardı ki bir kez daha usta Bejart’a saygı duydum. Cunda meydana geldiğimde hafta içi olmasının da verdiği dinginliği ve rehaveti ile ilk Taş kahve ve Egeli köklerimi uyandırma seansıma başladım. Eskiden buradaki yaşlı balıkçılar Rumca-Türkçe karışık konuşurlardı… Şimdilerde ise herkes sezon nasıl geçicek (Ege dilinde geçecek) derdinde. Oyalanarak saatin 17 olmasını ve anason kokulu masa saatimin gelmesini beklerken dostları ziyarete başladım. Bu kış Cunda’da deniz kenarındaki kurulu düzen yıkılmış ama herkes masalarını sıralamaya başlamış tabii…
Nesos el değiştirmiş sanırım ve maalesef buzdolabına bakınca bile anladım ki iyi gitmiyor. İlk kurulduğu yıllardan beri sevdiğim bir işletmeyi kaybetmek hiç hoşuma gitmedi. Ada’ya uğradım, her şey yerli yerinde. Eski Rum binadaki Ada Restoran bir aile işletmesi, kendi balıklarını kendileri tutuyorlar, temiz ve sakin, sürpriz yok. Ama bugün Cunda’da ilk günüm, yeni bir şeyler tatma günüm…
Bay Nihat mutfağını geliştirmek konusundaki istikrarlı çalışmalarını sürdürüyor. Vitrinini seyretmek bile bana büyük bir zevk veriyor. Şimdi gelincik otu zamanı, ilk gözüme çarpan ve özlediğim tat. Enginar salatası bugünlerde favorim, Kefalaki yani kelle peyniri fırında eritilip üstüne tarçın dökülüyor. Şansınız var da islendirilmiş karanfilli keçi peyniri bulabilirseniz hemen tadına bakın. Masam ve ben şenleniyoruz. Karnım daha fazla doymadan safranlı sübyemi ısmarlıyorum.
Sübyenin değerini pek bilmiyoruz ama eti dolgun ve yumuşaktır. Temizlenmesi zor biliyorum ama balıkçıların çoğu artık bu işi yapmaya gönüllü. Kalamarla aynı aileden gelmelerine rağmen pişirilmesi kolaydır, bol soğanla yahnisi çok güzel olur. Neyse biz Nihat’a dönelim, sübye burada safranlı tereyağlı ve tane karabiberli sosla hazırlanıyor. Güneş karşıdaki adanın arkasından batarken şefin spesiyali ıhlamur soslu sübye yumurtalarım geliyor. Bu yemek için uyarıda bulunmam lazım afrodizyak bir etkisi var.
Cunda’da güneş batırmanın keyfi ile doyduğumu bildiğim halde şarap soslu akudes yani kum midyesini yemekten kendimi alamıyorum. Ekmeğim şamandıra, şef bu sefer de karides köfte gönderince kalkma zamanı diyorum ama burası Cunda, Bay Nihat böyle keyifli. Lor peyniri tatlımdan vazgeçecek değilim.
Bahar en çok Ege’ye yakışıyor, yollarda olmak bana diyerek, önümüzdeki günlerde yapacaklarımı düşünüyorum. Eski Foça ve Urla beni bekliyor. Oralarda neler olup bitiyor merak içindeyim. Seferihisar yakınındaki organik tarım alanlarındaki çalışmaları yerinde izleyip sizlerle paylaşacağım. Çok işim var çok, keyfim yerinde; Midilli adasına selam olsun diyerek hesabımı istiyorum. Bay Nihat ucuz değil ama verilen hizmet ve ürün bu fiyatları hak ediyor.