Colin Wood fotoğraf sanatçısı Diane Arbus’ın objektifine elinde oyuncak bir el bombası ile yakalandığında henüz 7 yaşındaydı. Hem canı sıkkın hem gülümseyen bir surat ifadesine sahip o çocuk savaş karşıtı ve anarşist hareketlerin sembolü haline geldi. Vietnam Savaşı sırasında çekilen “Child With Toy Hand Grenade in Central Park, N.Y.C, 1962” (Central Park’taki Oyuncak El Bombalı Çocuk, New York, 1962) fotoğrafçının en sarsıcı karesi oldu. Hatta Matt Groening TV tarihinin en uzun süreli animasyonu Simpsons’ın başkarakteri Bart Simpson’ı yaratırken o kareden esinlendi.
Bugün 63 yaşına gelen Colin Wood, o günleri anlatırken “Hayatımın en mutlu dönemi değildi” diyor. Annesi ile babasının boşanmasının hemen ertesinde öfkeli ama bunu nasıl ifade edeceğini bilmeyen bir çocuk olduğunu ve hayata/insanlara karşı suratında düşmanca bir gülümsemeyle gezdiğini hatırlıyor. Gülümsemesi ise bugün bile çok değişmiş değil… Otoriteyle arası asla iyi olmamış, kendisine söylenenleri yapmaya, herhangi bir gruba ait olmaya hep karşı olmuş. Karakteri fotoğrafın yarattığı algıdan pek uzak olmasa da “o çocuk” olmanın yükünün ağır olduğunu itiraf ediyor.
Herkesi bir bombayla havaya uçurmak isteyen çocuk olunca “O çocuğa ne oldu?”, “İntihar mı etti?”, “Hapse mi düştü?” gibi çokça soru duymuş hakkında. Asla bir şiddet eylemine karışmamış ancak 12 yaşındayken ölen annesinin ardından durmadan evlenen babası yüzünden üvey annelerin kötü muamelesine ve ilgisizliğine maruz kalmış. Kolejden mezun olduğu sıralarda son evliliğini bitiren tenis yıldızı babasıyla bir iş kurduğundaysa en azından ekonomik olarak şansı dönmüş ve Avrupa’da Afrika’ya sosyete hayatının içine girmiş.
“Bağdat’ta değilsen hiçbir şey zannettiğin kadar kötü olamaz”
Yaşadığı kötü tecrübeleri unutmamış. Sokaklarda kafasına silah doğrultulmuş, tehdit edilmiş, hastalanmış ama iyimser kalmayı hep başarmış ve “Bunlar bittiğinde güzel şeyler olacak” demiş. O yüzden “Eğer Bağdat’ta değilsen yaşadığın hiçbir şey zannettiğin kadar kötü olamaz” cümlesini bir hayat felsefesi gibi benimsemiş.
Kendi hayatında ayrılıkların ceremesini çekse de özel hayatında o da bir boşanma yaşamış ve şu an bir Almanla evli. 1999’dan beri sigortacılık yapıyor, iki oğlunu da okula göndermeden evde eğitmiş. Onlarla arası oldukça güçlü. Tabii tüm bunlar onun anlattıkları. Çünkü ünlü fotoğrafta tam da karakterini yansıtan Wood, konuştuğunda neyin gerçek olup olmadığını kestirmek oldukça güç. Kesin olan gerçekse Arbus’ın insanların bir daha, bir daha bakmaktan kendini alamayacağı kadar çılgın bir enerjiye sahip ve onları korkutmakla sempati duymak arasında bırakacak eşsiz bir portre yaratmadaki başarısı…