Bir yol, bir arayış, bir kayboluş ve bir yeniden yaradılış hikayesi Mavi Sürgün… Kitapla aynı adı taşıyan konserin prömiyeri 15 Mart’ta İş Sanat sahnesinde yapılacak.
Mavi Sürgün; Sabri Tuluğ Tırpan’ın elektronik sesler ile klasik ve güncel müzik ögelerini rock tınılarıyla harmanladığı müziği, Beyti Engin rejisörlüğünde, Kardeş Türküler’in solistlerinden Feryal Öney’in etnik-atmosferik vokalleri, Yetkin Dikinciler‘in anlatımı, Su Güneş Mıhladız’ın koreografisini esere özel olarak yaptığı modern dans gösterisi ve ebru sanatçısı Garip Ay’ın interaktif sunumu ile hayat buluyor.
Şakir, İstanbul’un işgalinden başlayarak cumhuriyetin ilk yıllarına kadar uzanan süre zarfında kendi varoluşunu sorgulayan bir Osmanlı asilzadesi… Hayat onun tüm etiketlerinden sıyrılıp kendi olabilmesi, kendi benliğine dönebilmesi ve kabuğundan sıyrılıp sıradan bir balıkçıya dönüşmesinde diretiyor.
“Mavi Sürgün” etkinliği de Arşipel’e ulaşıp ‘Balıkçı’ya dönüşen Cevat Şakir’in bu yolculuğunu, piyanist ve besteci Sabri Tuluğ Tırpan eşliğinde dinleyiciye sunuyor.
…Karanlığın gözüne yapışan bir paçavra, is ya da kurum değil, bir zindan gece olduğunu anlayınca, kanat hızıyla geceyi aşmaya, güne güneşe ulaşmaya çabalar. Çırpınır, çırpınır, her kanat vuruşu katı kafese çarpar, acır, acır!.. Kara gece aşılmaz bir kara duvardır. Uçucu kanatlardan kat kat güçlü, iç hızıyla ötmeye koyulur, öter öter. gecenin öte tarafında gönlünün gününü güneşini, nur alemini yaratır. Yine o mavi göklerine çıkar, ta altında ufuklara kadar ıssızlaşan yeryüzüne pırıl pırıl pullar gibi renk renk cıvıltısını döker, döker duramaz; çünkü durunca karanlık, ökseci kuşçunun kara parmak ve avuçları gibi varlığını kavramaya koyulur. öter, öter yaradılışa bütün canını, gönül cömertliğiyle harıl harıl döktükten sonra, boynu bükük, şu dar-ı dünyaya kör gözleri açık, aramızdan şükranla ayrılır. O da en kısa tanımıyla iyi insana benzer. Aldığı kadarını, hatta aldığından çoğunu dünyaya verir….
Mavi Sürgün’den, Halikarnas Balıkçısı