Sanat tarihi yeniden yazılıyor. Bu yeni tarihte kesinlikle bilinmesi gereken bir isim var, o da Barones Elsa von Freytag-Loringhoven…
Dada akımının önde gelen sanatçılarından bilinen ve 1910’larla 20’lerin tanınmış şairi Baroness Elsa von Freytag-Loringhoven, çalışmaları Ernest Hemingway and Ezra Pound tarafından da desteklenen bir sanatçıydı. Şimdi ise dada ilk Amerikan Dada sanatçısı olarak kabul ediliyor. See All This’in haberine göre, Von Freytag-Loringhoven’ın hak ettiği bir unvan daha var: R. Mutt imzalı “Fountain” (Çeşme) adlı pisuvar… Blog, Marcel Duchamp’in sahiplendiği ve onu sanat tarihinde bir kahraman yapan eserin asıl sahibinin aslında çok uzun zamandır bilindiğini ancak bu gerçeğin dillendirilmediğini iddia ediyor.
Gerçeği ilk olarak ortaya çıkaran 1982’de keşfedilen ve Duchamp tarafından kızkardeşine yazılan 11 Nisan 1917 tarihli bir mektup. Sanatçı Fountain’ın sergilenmesinden sadece birkaç gün önce kaleme aldığı mektupta erkek takma adıyla (Richard Mutt) New York’a çalışmasını gönderen bir kız arkadaşından bahsediyor. Bu yıllarda Freytag-Loringhoven Philadelphia’da yaşıyor, Duchamp de onu çok yakından tanıyor ve hatta ondan “O bir fütürist (gelecekçi) değil geleceğin ta kendisi” diye bahsediyor.
Neden ortaya çıkmadı?
Peki, Freytag-Loringhoven neden eserin kendisine ait olduğunu söylemedi? Yazı bu sorunun cevabını da veriyor. Eser 1917’deki sergiye kabul edilmiyor, hatta bu nedenle Duchamp seçici kuruldan istifa ediyor. Pisuvar muhtemelen çöpe atılıyor ve Alfred Stieglitz’in çektiği fotoğraftan başka geriye bir şey kalmıyor. Freytag-Loringhoven ise 1927’de hayatını kaybediyor.
Fountain’a ilk kez 1935’e gelindiğinde sürrealist André Breton dikkat çekiyor. Eseri Duchamp’e atfediyor, Duchamp de eseri sahiplenerek replikalarını satmaya başlıyor. Hatta 2004’te 500 sanatçı ve sanat uzmanı bir araya gelip Picasso’nun Les Demoiselles d’Avignon’unu bile geride bırakarak Fountain’ın modern sanatın en etkileyici eseri seçiyor.
Tek kanıt mektup değil
Sanat tarihçilerinin eserin Freytag-Loringhoven’a ait olduğunu düşünmesinin tek nedeni bahsi geçen mektup değil. Sanatçının sokaktan bulduğu objeleri “sanat eseri” sözleriyle duyurması da Duchamp’in öne sürdüğü “readymades” (hazırlar) kavramının çok öncesine dayanıyor. Üstelik Fountain’ın basit, çatışmacı ve eğlenceli üslubu tipik Duchamp işlerinden hiçbirine benzemezken baronesin sanatıyla tamamen örtüşüyor.