A password will be e-mailed to you.

Graffittici CANAVAR ile Erman Akçay söyleşti.

Erman Akçay: Canavar merhaba, seni Rad, Cins gibi graffiticilerle yaptığın çalışmalardan hatırlıyoruz. En son Muralist kapsamında devasa bir iş yaptınız. Bizlere biraz kendinden bahseder misin?

CANAVAR: Bir çok tekniği ve yolu denemeye çalışıyorum. Önemsediğim şey yaptığım işiniçeriği. Anlamaya, kavramaya ve anlatmaya çalışıyorum. Daha önce yaşadığım yerin sanayi bölgesi olması ve meslek lisesi okumam. Şimdi ise İstanbul’da olmam. Bana Dünya’da dönen düzeni yakından görmemi sağladı. Ufak bir maket gibi. Bir tarafta gündüzü gecesi karışmış üç kuruşa çalışan insanlar, öte yanda sahte bir zenginliği gösteren insanlar. Samimi olmak, gülmek ve yaşamak zor. Ayakta durmaya çalışıyorum.

Ne zamandan beri graffitiyle uğraşıyorsun?

Aşağı yukarı 10 sene oluyor. Daha çok nerelerde çalışıyorsun? Son zamanlarda ağırlıklı olarak Kadıköy ve çevresine işler yapıyorum.

Graffitinin şehri kirlettiğine yönelik gelen eleştirilere senin cevabın nedir?

Evet, kesinlikle graffiti kirletiyor, keşke graffitiler olmasa . Onların reklam tabelaları, parti afişleri, gökdelenler, büyük evler, pahalı arabalar daha iyi görünse; daha iyi parlasalar da insanlar daha çok arzulasa. Sokakta yürürken, işe giderken bir graffitiyle karşılaşıp insanların kafası bulanmasın sakın !! Sürekli iktidarı düşünüp yükselmenin hayalini kursunlar. Graffiti bir mücadele şeklidir. Evet, graffiti onlara göre estetik değil ama bir durup düşünseler, estetiği düşünücek halimiz mi var ?!

Devasa boyutlarda işlenmiş görüntü panelleri kimi zaman çok da sempatik gelmiyor.

Eminim benim yaptıklarım hiç bir şekilde sempatik gelmiyordur. Fakat büyük yapmak işin zamanı , konumuyla alakalı. Bu duruma göre işin rengi, duruşu, hissiyatı değiştiği gibi boyutun değişikliği de önemli, yani ne anlatmak istediğinizle alakalı bir durum. Graffitiyi çevre planlamanın bir parçası olarak mı görüyorsun yoksa egosantrik izdüşüm daha mı ön planda? ikisiyle de alakası yok. Bir mücadele şekli olarak görüyorum. Bazen de benim için bir paylaşma aracı oluyor.

Bilhassa Muralist gibi geniş ölçekli projelerin gerçekleştiği İstanbul’da graffiti sence nedir?

Graffitinin dünyada popüler bir yanı var. İstanbul’da da bu böyle. Burada gördüğüm, kişisel reklam aracı haline geldiği, üzerinden prim yapıldığı ve içinin boşaltıldığı. Önceden graffitiydi şimdi adını koyamadığım birşey haline geldi. Bir şeyin paraya dönüştürme amacıyla kullanılması o şeyin ruhunu kirletiyor. Günümüz tüketim hızını unutmamalı. Bir ürün haline gelmek, bir süre sonra yok olmak demektir. Muralist gibi projeler güzel adımlar. Daha güzel adımlar için bu topraklarda yaşayan sanatçılara daha fazla omuz vermek gerek. İnsanlık ailesi olarak nereye gittiğimiz belli değil. Bu karmaşanın içinde verdiğimiz mücadelenin sonrasında umarım güzel günler görmek nasip olur.

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 15:23:52