A password will be e-mailed to you.

Şener Özmen’in Dünya Barış Günü’nde Co-Pilot’ta açılan sergisi “Çıkış Var” sanatçının dilinde bir değişimi ve genel duygusunda bir dönüşümü haberliyor.

“Çıkış Var” bir ‘çıkış yok’ öyküsüyle karşılıyor izleyiciyi. Co-Pilot Galeri’nin merdivenlerinden iner inmez duvara asılı ışıklı panoda yer alan mektubu okuyorsunuz. Sonra bütün eserleri o mektubun yarattığı hüzünle görüyorsunuz…

Şener Özmen sergisi bu, ne hüznü diye itiraz ederseniz haklısınız. Muzip ve kışkırtıcı, eleştirel ve alaycı, hem politik tavır alan hem de bunu ince bir mizahla yapan, yaratıcılığını birbirinden farklı tekniklerde gösteren Özmen’e alışıksınız. Bunların hepsi “Çıkış Var”daki yeni eserlerinde de mevcut. Ama yeniden yorumlanmış ikonik nesneler diye tarif edebileceğim eserlerin ve Özmen’e özgü videoların üzerlerine bir hüzün çökmüş. Olgunluk mu dersiniz, durulma mı yoksa barışın artık uzak bir düşe, hayatımızın savaş alanına dönüşmesinden duyduğu üzüntünün sanatçının eserlerinde bıraktığı tortu mu, yorumu size kalmış:

Şener Özmen 8 Ekim 2014 günü Diyarbakır’daki evinden İstanbul’da önemli bir oturuma katılmak üzere ayrılır ama sokak çatışmaları nedeniyle havalimanına ulaşamaz. Eylemciler ve polis sokaklarda karşı karşıya gelmiştir… Ailesini, küçücük oğlunu, en çok da kundaktaki yeğenini atılan gaz bombalarının etkisinden korumak için çabalar. Özmen, oğlu Robin’e neden İstanbul’a gitmesi gerektiğini açıklayan babadan meslektaşlarına ve sanatseverlerine neden İstanbul’a ulaşamadığını açıklayan sanatçıya geçiyor bu mektupta. Anbean yaşadıklarını onu davet eden Övül Durmuşoğlu’na anlatıyor. Bir durup düşünüyorsunuz Türkiye’nin Kobane’de yaşanan katliama seyirci kalmasını protesto etmek için düzenlenen o eylemlerde ölen ve yaralanan onlarca kişiyi… Ve öncesini ve sonrasını… Ortadoğu’nun neden hep böyle yangın yeri olduğunu…

Köşeyi dönüp galerinin ortasına ilerlemeden, sağ taraftaki duvarda üç parlak nesne gözünüzü kamaştırıyor. Şener Özmen, bölgenin kısmetsizliğine şifa olsun diye kurşun döktürmüş! “Bütün iblisler, bilcümle ifritler, kötünün yapamadığı ve Allah’ın yaratıp vücuda getirdiği bütün şerler, gökten inenlerin ve göğe çıkanların, yerde bitenlerin ve yerden çıkanların kem gözleri, gecenin ve gündüzün fitneleri, hepsi üzerinde! Büyük nazar var sende sevgili Ortadoğu!” diye başlayan metnin devamında kurşunu okuyup siyasi teşhisi koyuyor ve duasını ediyor Şener Özmen… Okuyunca “Amin!” diyeceksiniz.

Aşina olduğunuz Şener Özmen mizahı karşı duvardaki tepside. Güneydoğu’da yaygın kullanılan Şahmaran motifli, elde dövülmüş bakır bir tepsi… Ama Özmen’in o Şahmaran’da ve kenar süslemelerinde yaptığı küçük muziplikten dolayı yüzünde oluşacak olan geniş gülümsemeye kıyamam, gidin görün. İpucu isteyene “Barışı kadınlar getirecek” diye slogan atıyorum!

Mektubu okuyunca çöken hüzün koridordan geçerken biraz olsun dağılıyor ama tam karşınızdaki duvara yansıtılmış videoyu izleyince ve onun bir başka eserle bağlantısını kurunca yine gözleriniz dolabilir… Bu satırların yazarı kadar sulugözlü olmasanız bile. “Canlı Bir Güvercine Barış Nasıl Anlatılır?” elbette ironik bir video. Şener Özmen’in güzel mi güzel, bembeyez bir paçalı güvercine barışı anlatmak için kurduğu cümlelerin ‘muhatabı’ başka… Arkanızı dönüp de sanatçının ilkokulda çekilmiş siyah beyaz sınıf fotoğrafını görünce ve o cümlelerden birinde “çocukluğuyla yeniden bütünleşemeyeceğini” söylediğini hatırlayınca gel de duygulanma! 12 Eylül sonrası çocuk olmak da kolay değildi. Bir ‘baskın’da Özmen’in çocukluk fotoğraflarına da el konulmuş… Almanya’daki bir arkadaşının gönderdiği bu fotoğrafı “Yapışık” başlıklı diptikte değerlendirmiş. Bu yazıyı yazarken sergi tanıtım metnini okudum, “Devletle yapışık geliyorsun dünyaya, senin olan, aynı zamanda onundur,” diyor, Özmen. İyi ki gezerken okumamışım, sonra zırıl zırıl ağla rezil ol açılışa gelenlere.

Oysa bakır tepsi, kurşun, tripod, restoranlarda kullanılan rezerve tabelası ve ipek duvar halısından oluşan ikonik nesnelerin ironik yorumuyla, hele tipik bir Özmen işi olan “İkarus’un Düşüşü” videosuyla “Çıkış Var” yol gösteriyor. Gaziantep’te ipek halıya dokuttuğu, geleneksel motifle çerçeveleyip ülkelerin yerlerini değiştirdiği dünya haritasında somutlaştırdığı üzre başka bir dünya mümkün diyor bütün absürdlüğüyle ve olmayan ülkeleriyle… Hangi ülkeyi nereye yakıştırmış Şener Özmen gidip görmek gerek. Ya da hangisini hiç koymamış… Ondan dinlediğim şu absürd anekdotla daha da anlamlı gelebilir size: Özmen haritasını göndermiş Antepli halıcıya, usta Türkiye’nin yerini değiştirmeye kıyamadığı gibi kırmızı renkte dokumuş! Özmen onu zor ikna etmiş bunun bir sanat eseri, temsili bir harita olduğuna!

Şener Özmen ‘Çıkış Var’ sergisi 10 Ekim’e kadar Pilot Galeri’de. 

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 14:36:26