A password will be e-mailed to you.

İki yıl üst üste International Guitar Night projesine davet edilerek dünya çapında yüze yakın konsere imza atan besteci ve perdesiz gitar sanatçısı Cenk Erdoğan, yeni albümü Arıyorum Hâlâ’nın Corona günlüğü olduğunu söylüyor.

Besteci ve perdesiz gitar sanatçısı Cenk Erdoğan, International Guitar Night projesi ile 2019- 2020’de Avrupa, Amerika ve Kanada’da 88 solo konser verdi. Corona virüsünün yaygınlaşmasıyla beraber evlere kapandığımız karantina sürecinde beste yapmaya devam eden Erdoğan, bu besteleri “Arıyorum Hâlâ” isimli yedinci solo albümünde bir araya getirdi. Tamamen enstrümantal parçalardan oluşan albüm, 4 Eylül’de yayımlanıyor. Albümü bir bestecinin korona günlüğü olarak tanımlayan Erdoğan, “Arıyorum Hâlâ’nın rengi yeşil bence. Su yeşilinden, hakisine ve belki de çam yeşiline doğru akan bir müzik diyebilirim. Doğanın biz insanlar yokken ne kadar hızlı iyileştiğini gördük pandemi sürecinde. Bu bende şu soruyu doğurdu: “Neden bize bu güzellikleri veren güce kötü davranıyoruz?” İşte bu sebepten kapak tasarımında hayal ettiğim kara parçasını bir puzzle’a yerleştirdi tasarımcım Anıl Sam. Eğer puzzle’ın diğer parçalarını tamamlarsak belki ideal bir dünyayı görebiliriz” diyor.

 

Birçok müzisyenin albüm yapmaktan kaçındığı bir dönemde neden bir albüm hazırladınız?

Aslında albüm yapmak gibi bir niyetim yoktu. Stüdyomda doğaçlamalar çalarken fark ettim ki aslında sadece teknik ya da çalışma amaçlı şeyler çalmıyorum. Aslında olan biteni anlatıyorum. Bunu fark ettikten sonra çaldığım doğaçlamaları kaydedip içlerinden güzel olan kısımları ayırdım ve o melodileri bestelemeye ve geliştirmeye başladım. “Arıyorum Hâlâ” tamamı ile bir bestecinin Corona günlüğü bu sebepten…

Müzisyenler desteksiz

Karantina sürecinde yaptığınız besteler ile diğer dönemler yaptığınız besteler arasında ne gibi farklar var?

Karantina sürecini kötü geçirmedim dürüst olmak gerekirse. Çok ürettiğim ve araştırdığım, izlediğim bir dönem oldu. Bestecilik açısından diğer albümlerim arasında büyük bir fark var mı? Buna dinleyicilerim karar verecek biraz. Ancak ben her albümde biraz daha olgunlaşan bir tavır seziyorum. Bu albümün teknik bir farkı var ama. İlk defa birçok gitarı üst üste çalıp bir gitar orkestrası gibi aranjmanlar yaptım. Özellikle kulaklıkla dinleyenler bir sürü detay duyacaklar. Merakla yorumları bekliyorum.

 

Arıyorum Hâlâ’nın nasıl bir atmosferi var? Bu albümü bize birkaç cümleyle anlatabilir misiniz?

Arıyorum Hâlâ’nın rengi yeşil bence. Su yeşilinden, hakisine ve belki de çam yeşiline doğru akan bir müzik diyebilirim. Doğanın biz insanlar yokken ne kadar hızlı iyileştiğini gördük pandemi sürecinde. Bu bende şu soruyu doğurdu: “Neden bize bu güzellikleri veren güce kötü davranıyoruz?” İşte bu sebepten kapak tasarımında hayal ettiğim kara parçasını bir puzzle’a yerleştirdi tasarımcım Anıl Sam. Eğer puzzle’ın diğer parçalarını tamamlarsak belki ideal bir dünyayı görebiliriz.

Pandemi sürecinde en çok etkilenen ne yazık ki sanatçılar oldu. Bundan sonrası için müzisyenler adına ne öngörüyorsunuz?

Evde karantina ve sokağa çıkma yasakları bitti ancak müzik sektörü hala cezalıymış gibi sessiz soluksuz. Ülkede ne zaman bir şey olsa ilk topun ağzındaki müzik olduğu için bu duruma çok şaşırmadım, dürüst olayım. Beklediğim şeyler oldu ancak artık normale dönmemiz ve bir yerden işin ucundan tutmamız gerekiyor. Ekonomi kötü durumda ve müzisyenler desteksiz! Belki biraz karamsar olacak ancak ben 2021 Haziran ayından evvel normal rutine dönebileceğimizi sanmıyorum. Tüm müzisyenlere bu kötü öngörüme göre hareket etmelerini ve b planı yapmalarını naçizane tavsiye ederim. Umarım yanılırım ve bana güleriz.

“Toprağımın tınısı beni başka topraklara taşıyor”

2019- 2020 yıllarında üst üste International Guitar Night projesine davet edildiniz ve dünya çapında yüze yakın konsere imza attınız. Bu sizin için nasıl bir deneyimdi?

International Guitar Night projesine davet edilen ilk Türk gitarist olmak benim için çok onur verici. Ülkemi ve perdesiz gitarı dünyaya dinletmiş olmak çok büyük keyif. Bu turda çok şey öğrendim hem iyi hem kötü. Müzikal olarak çok geliştiğimi hissediyorum. Bir diğer yandan da dünyada bu işin nasıl yapıldığına dair engin bir tecrübem oldu. Farklı kültürlerin perdesiz gitara ve Türk müziğine olan ilgisi müthişti. İlerleyen yıllarda artarak devam edeceğini düşündüğüm bir sürecin içerisindeyim diye umuyorum. Toprağımın sesi, tınısı beni başka topraklara taşıyor. Türk müzisyenlerin daha sık yurt dışında çalması en büyük hayalim, inanın. Maalesef kültürümüz hakkında çok az şey biliyorlar. Bize düşen bu algıları kırıp aslında ne olduğunu anlatmak diye düşünüyorum.

 

Birlikte sahne aldığınız, stüdyoya girdiğiniz sanatçılardan sizi en çok etkileyen hangisi?

Hepsi bambaşka tabii ki ayırt etmem zor, inanın. Başta can dostum Ceylan Ertem benim için çok değerli ve önemli hayatımda. Hatta Eylül ayında yine müziği bana sözleri ona ait bir şarkı yayınlayacağız. Tabii ki Mehmet İkiz. İkiz’le çalmak ve müzik üretmek ancak tecrübe edilirse anlaşılacak bir konfor bence. Yıllardır o kadar çok müzisyen ile çaldım ki ayırt etmesi zor, kimse darılmasın bana.

 

Albümde sizin yeni bestelerin yanında bir tane de Neşet Ertaş’a ait bir eser var, ‘Gel Yanıma’. Bu eseri seçmenizin nedeni özel bir sebebi var mı?

Neşet Ertaş benim için yeni bir deneyim değil. İlk albümüm “İle“de de “Neredesin Sen” adlı eserini gitara uyarlamıştım. Bu albümdeki ‘Gel Yanıma’ ise bence Neşet Ertaş’ın en güzel en keyifli eserlerinden. Biraz muzip bir şarkı ve ben ilk duyduğumdan beri bu şarkıya türlü türlü düzenlemeler yaptım. Ama sanırım ki bu son versiyon içime en sinen versiyon oldu. Zamanında Jimi Hendrix neyse bence Neşet Ertaş da odur. Anadolu rock arıyorsak onun distortion’lı bağlamasında buluruz. Funk arıyorsak “Gel Yanıma“da buluruz. Benim için bir vazgeçilmezdir. Benim düzenlememde de dinleyicilerin kafa sallayacaklarını görüyor gibiyim.

 

İLGİLİ HABERLER

ARPIN MELEĞİ GENÇLERE IŞIK OLUYOR

Murat Meriç: “Müzikte ana arter bitti”

Daha fazla yazı yok
2024-11-21 12:42:02