A password will be e-mailed to you.

Çağdaş Türk Sanatı’nda sıra dışı çalışmaları ve projeleriyle tanıdığımız olağanüstü sanatçı ve akademisyen Gülçin Aksoy için bu veda mektubunu derin bir üzüntüyle kaleme alıyorum. Gülçin’in aramızdan zamansız ayrılışı hem kalplerimizde hem de çağdaş sanat dünyasında asla yeri doldurulamayacak bir boşluk bıraktı.

Gülçin ile bazı projelerde yakından çalışma ayrıcalığına sahip olduğum için ziyadesiyle mutluyum ve her bir iş birliğimizde veya ayak üstü bir sergi açılışındaki sohbette dahi onun açık zihnine, tutkusuna ve sanatsal ifadenin sınırlarını zorlama konusundaki sarsılmaz kararlılığına tanık olmak benim için önemli bir deneyim oldu. Ürettiği fikirleri ve çalışmalarında hafıza, kimlik ve cinsiyet alanlarına yaptığı katkılar, Türkiye ve ötesinde çağdaş sanatta silinmez izler bırakmıştır.

Gülçin, insani ve toplumsal açıdan karmaşık konuları çözmek adına sanatını güçlü bir araç olarak kullandı. Hafıza ve kimliğin karmaşık kesişim noktaları üzerinde çalışma konusunda benzersiz bir yeteneğe sahipti. Eserleri sadece birer görsel temsil değil, aksine bireysel ve kolektif tarihi oluşturan katmanlar üzerine derin yansımalar içermiştir. Toplumsal normlara meydan okuyarak ve izleyicileri önyargılı kavramları sorgulamaya davet ederek yapıtlarına ve sergilerine derinlik ve zenginlik kattı.

Öte yandan Gülçin akademi dünyasında da hem öğrencileri hem de meslektaşları için bir ilham kaynağı olmuştur. Bunu çalıştığı her bir isimden rahatlıkla duyabilirsiniz. Verdiği dersler ve atölyeleri sadece bilgilendirici değil aynı zamanda dönüştürücüydü; burada eleştirel bir söylem geliştirmiş ve çağdaş sanatın çok yönlü boyutlarının daha derin bir şekilde anlaşılmasını sağlamıştır.

Bir küratör ve sanat tarihçisi olarak Gülçin ile tanışıklığımın zenginleştirici deneyimler yaşamama neden olduğunu söylemeliyim. Onun vizyonu, etkili küratöryel dinamiklerle birleşince ortaya alışılagelmişin ötesine geçen ve yapıtlarıyla karşılaşma ayrıcalığına sahip olan herkes üzerinde kalıcı bir etki bırakan sergiler çıkmasına neden olmuştur. Gülçin Aksoy bir sanatçı ve akademisyenden çok daha fazlasıydı; o bir öncü, mirası dokunduğu zihinler aracılığıyla devam edecek bir isimdir. Bu yeri doldurulamaz kayıpta onu yalnızca sanat işleriyle değil, her çabasına kattığı cömertlik ve tutkuyla da hatırlayacağız.

Çağdaş sanatın önemli bir aydınına veda ederken, Gülçin Aksoy’un yaratıcılığının anılarını yaşatalım ve onun örneklediği alanları aynı şevk ve adanmışlıkla keşfetmeye devam ederek mirasına sahip çıkalım.

Gülçin! Huzur içinde uyu!

Fırat ARAPOĞLU

Sanat Tarihçisi, Eleştirmen ve Küratör

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 10:23:37