A password will be e-mailed to you.

“…yinelemek isterim ki biz sanatçılar ne kadar profesyonelce davranmaya çalışsak da varoluş olarak duygusalız ve her işimiz de bu şekilde izleyiciye birebir geçiyor. Özellikle de performans gibi bir disiplinde bu anlık olarak ortaya çıkıyor ve kendini orada, o anda var ediyor. Hiçbir kurum, hiçbir profesyonel bu duruma müdahale edemez ve kendi amaçları doğrultusunda yönlendiremez.”

 

Mamut’la yollarımızın kesişmesi performans konusunun “Nasılsın?” olarak açıklanmasıyla başladı. Uzun zamandır içinde bulunduğumuz bu kasvetli havanın , sanat yoluyla dışavurulması üzerine düşünüyor ve bununla ilgili herkesin kendini ifade edebileceği bir alan yaratmayı arzuluyordum.

Daha önceden de böyle bir iş yapmak istediğim ve bunu en iyi karşılayacak disiplinin performans olacağını düşündüğüm için Mamut’a başvurdum. Yapılan açık çağrından sonra yaklaşık bir ay kadar bu proje üzerinde çalıştım. En başta bununla ilgili iki fikrim vardı. Aslında temelde birbirine çok yakın olan bu işlerden birinde performans dışında yerleştirme de kullanacaktım.  İlk başvurum mekan dışında gerçekleştirmeyi düşündüğüm yerleştirme ve performans içeren projem üzerineydi.

Mamut’un bununla  ilgili ilk dönüşü: “Fikrinizi kuvvetli bulduk fakat önerdiğiniz prodüksiyonu hem bütçesel, hem de operasyonel(?) olarak gerçekleştirmemiz mümkün değil.  Aynı odayı sanatçılar dönüşümlü olarak kullanacaklar. Bu durumda fikrinizi prodüksüyonsuz(?) , daha minimal malzemelerle ve bedene odaklanarak revize etmenize rica edeceğiz” oldu.

Revize sürem iki gündü ve en başından beri beni bu kadar heyecanlandıran işten vazgeçmek istemediğim için ikinci çalışmamı gönderdim. Gönderdiğim işin konusu evrendeki her şeyin titreşerek bir frekans yaydığı  ve bu frekansın, enerji akışının  kolektif bilicimizi nasıl etkilediği üzerineydi. Buradan yola çıkarak da “Nasılsın?” sorusuna kolektif cevap verilecekti: farkına varabileceğimiz bir alan yaratacaktım. Bunu gerçekleştirebilmek için frekansı görsel ve işitsel araçlardan faydalanarak görülen ve duyulan bir hale getirmeyi amaçlıyordum.

Gönderdiğim proje sunumunda tüm bunları en ince ayrıntısına kadar görsel ve yazımsal olarak tanımlamıştım. Ayrıca tüm sanatçılar aynı mekanı kullanacağı için, öneri olarak Mamut’un son günü ve son saatlerini istedim. Çünkü mekanın tamamını kullanacaktım.

İkinci projem de onaylandı ve programın son gün, son saatlerinde uygun olacağını beyan ettiler. Bu arada hala mekanı görmediğimi ve mekanı görmek istediğimi, ayrıca performans jüri ekibiyle de tanışmak, performans üzerine konuşmak istediğimi  ısrarla maillerimde belirttim. Proje temelde belli olmasına rağmen, performansın mekan ve beden üzerine kurulması gerekliliğinden, bu kısmı zihnimde oturtamıyordum.

Mekanı görme ve tanışma talebim üzerine ‘şu gün, şu saatte bu galeride olacağız, uygunsan seni de bekleriz’ şeklinde bir cevap aldım. O gün başka programlarım da olduğundan ancak vakit yaratabilirsem orada olabileceğimi belirttim.

Görüşme talep ettikleri gün geldiğinde hiç vaktim olmadığı için kendilerini arayamadım. Öğle saatlerinde Mamut performans ekibi tarafından aranılarak bir azarlamayla karşı karşıya kaldım. Saat 12.00 ve 13.00 arasını bana ayırdıklarını, tüm gün sanatçılarla toplantı yapacaklarını, benim attıkları mailden bunu nasıl anlayamadığımı(?) şeklinde devam eden tatsız bir konuşma yaşadık ve “Mutlaka bugün buraya, bu saatler arasında gelmelisiniz!” dediler. Bana verdikleri sürenin son yarım saatine ancak yetişebileceğimi fakat mutlaka orada olacağımı söyleyerek kapattım.

Söylediğim saat içerisinde oradaydım ve bu performans jüri ekibiyle ilk karşılaşmamızdı. Yarım saat süremiz olmasına rağmen yaklaşık on dakika; “Herkes bu maili anlamış sen nasıl anlayamazsın?”, “Biz bu tarz davranışları sanatçılarla ilgili feedback olarak alıyoruz.”, “Bu durum sizinle ilgili negatif bir durum ve ileride sorunlar yaşar mıyız diye bizi düşündürüyor(?)” gibi suçlayıcı bir tutumla geçti. Kendimi anlatmaya çalışsam da pek dinlenmediğimi fark edip uzatmadan konuyu performansa getirdim. En başta onay verdikleri program saatinin değiştiğini; bu yüzden mekanı kullanabilmem için mekanı kaplamam gerektiğini, bu durumda malzeme konusunu çözmem gerektiğini söylediler. Mekanın on metreye, beş metre ölçülerinde olduğunu, öneri olarak da mekanı muşamba ile kaplamamı söylediler. Materyalin işime uygun olmadığını ve çok maliyetli olacağına söylememe rağmen, “Siz yine de araştırın.” diyerek toplantıyı sonlandırdılar. Bu arada Mamut’a yaklaşık 10 gün kalmıştı ve performansımla ilgili, mekan ve malzeme konusu hala çözümlenmemişti.

Bir gün sonra bana geri dönüş yaparak sergi-kur’la görüştüklerini ‘muşamba’nın çok maliyetli olduğunu öğrendiklerini ve başka bir malzeme araştırmamı istediler.

Hafta içi şans eseri performans programına sosyal medyada denk geldim ve beni Cuma günü öğle saatlerine aldıklarını oradan öğrendim.

Bu konuyla ilgili kendilerine telefon ettiğimde ise; performansımın saatleri değiştiği için, başka bir sanatçının mekanı kullanacağını, bu yüzden günümün de değiştiğini, kurulumu bahane ederek yanıtladılar. Malzeme problemini kendilerinin çıkarttıklarını ve bunu yaşamak istemediğimi, o gün uygun olamayacağımı söyledim. Uzun konuşmalar sonrasında performansım Pazar saat 11.00’a alındı; performans sürem 45 dakikaya düştü, kurulum ve toplanma süremin ise on beşer dakika olduğu dile getirildi. Bu duruma göre tekrar bir malzeme revizesi yapmam istendi.

Mamut’un başlamasından önceki son hafta sonu, tüm malzemeleri tekrar revize ettim. Tüm mekanı kumaşla kaplama, hatta kolay kurulum için oda şeklinde dikilmiş, hazır bir malzeme getireceğimi ve yeni bütçeyi kendilerine tekrar ilettim. Böylece mekana zarar vermeden başka bir sanatçıya bırakabilecek, kolay kurulabilecek ve performansıma en uygun malzemeyle son revizemi göndermiş oldum. Bana yaptıkları geri dönüşte fiyatı yine yüksek bulduklarını  ve bütçe onaylanmadan devam etmemem gerektiğini söylediler. Pazar günü Mamut’tan son aldığım mailde, sergi-kur‘un bu kurulumu gerçekleştiremeyeceğini, bu durumda mekanın yarısını ve tek duvarını kullanabileceğimi, bu yüzden de tekrar bir malzeme ve fiyat revizesi istedikleri yazıyordu. Açılışa üç gün vardı…

Bu gönderdikleri son mail üzerine; işime defalarca müdahale edilip ve bu kadar kısa bir süre kalmasına rağmen performansımı nasıl gerçekleştireceğim konuşulmuyorken hala malzeme, mekan, kurulum ve bütçe konularının konuşuluyor olması, en başta kabul gören projemin geldiği son durumun işimle uzaktan yakından bir ilişkisi olmaması, benim için gelinen son noktaydı.

Bu durumu uzun uzun anlatan bir mail yazdım kendilerine. Bu sürecin ne kadar tatsız olduğu, işime nasıl müdahale edildiği, performansımın başka bir şeye dönüştüğü, sadece mekanın yazılıp çizilmemesinin tek derdimiz olduğu ve bunun profesyonelce olmadığı konularından bahsettim.

Yazdığım bu maile karşılık olarak Pazartesi günü Mamut performans jürisi tarafından telefonla aranarak maildeki üslubun ne kadar çirkin olduğu, bunu kendilerine ve ekibe bir hakaret olarak aldıklarını, bu mailden sonra performansımı gerçekleştirmek istememin komik ve tutarsız olduğunu, benimle artık çalışmayacaklarını ve performansımı bu mailden sonra gerçekleştirmek istemediklerini, bu alanda söz sahibi nadir insanlardan olduklarını, çoluk çocuk işiyle uğraşmadıklarını(?), en başından beri bu kadar özverili davrandıkları için bugün bunları  yaşıyor olduklarını ve neticesinde performansımı geri çekmemi istediklerini söylediler.

Ben de bu performansa yaklaşık iki buçuk aydır hazırlandığımı,  bu işe çok inandığım için bu kadar tatsız şeye rağmen hala gerçekleştirmek istediğimi, bunun tarafıma bir soru değil zorunlu bir durum olarak kabul ettirilmeye çalışıldığını ve performansımı  geri çekmek istemediğimi söyledim. Tüm bunlara rağmen bunu kabul etmediler.

Son cümleler “Biz bugün size bunu gerçekleştiremeyeceğimizi söylemek ve durumu tatlıya bağlamak için aradık aslında” şeklinde oldu. Zorla bana kabul ettirdiler ve konuşmamızı bitirmiş olduk.

Katalogun ve performans programının basılmış olduğu için beni çıkaramayacaklarını, dijital mecralardan beni kaldıracaklarını da eklediler.

Bu durum ne yazık ki kendi rızamla gerçekleşmedi ve bana zorla kabul ettirildi.

Böyle bir tutumu ne profesyonel, ne etik bulmuyorum. Verilen emeğe saygı gösterilmediğini düşünüyorum. Birkaç gün üzerine düşündüm:  Kendi deyimleriyle “operasyonel” olarak bu kadar basit bir işin, bu konuda sorumluluk alan kişiler tarafından altından kalkılamayışını kabul edemedim. Yıllardır inandığım ve emek verdiğim işimle ilgili her zaman durduğum yer çok net oldu. Hiçbir müdahale, sansür ve baskıyı asla kabullenmedim. Bu yüzden de işimi hak ettiği gibi, hak ettiği enerjiyle ve bana katılmak isteyen güzel insanlarla yapmaya karar verdim.

Cumartesi günü öğlen saatlerinde; Mamut’un arka bahçesinde, sanatçı dostlarım ve izleyicilerin katılımıyla performansımı gerçekleştirmiş bulunmaktayım. Bir yandan bu bir türlü gerçekleştirilemeyen, sürekli sorun ve müdahale ile karşılaşan bu işi gerçekleştirmenin aslında zor olmadığını göstermekle beraber, işimin izleyici tarafından tam olarak  karşılığını bulması, hiçbir müdahaleye izin vermeyerek ve bu yaşanan  tatsız enerjiyi içinde barındırmayarak, işin nasıl izleyici ile bütünleştiğini, anlamını var ettiğini görmek muhteşem bir deneyimdi.

Yinelemek isterim ki biz sanatçılar ne kadar profesyonelce davranmaya çalışsak da varoluş olarak duygusalız ve her işimiz de bu şekilde izleyiciye birebir geçiyor. Özellikle de performans gibi bir disiplinde bu anlık olarak ortaya çıkıyor ve kendini orada, o anda var ediyor. Hiçbir kurum, hiçbir profesyonel bu duruma müdahale edemez ve kendi amaçları doğrultusunda yönlendiremez. Ancak var olmasını güçlendirmeye çalışabilir, yeni fikirlerle olumlu yönlendirmeler yapabilir.

Sanatçı özgürlüğü, duruşu, düşüncesi ve sanatıyla, çıkar gütmeden, taraf olmadan sansüre uğramadan, müdahale edilmeden var olabilir.

Ümidim daha samimi, içi dolu, karşılıklı anlaşılabilirlik sağlanabilen, sanatı ileriye taşıyabilecek kişiler tarafından, özgür ve desteklenen platformlarda var olabilmek.

Sevgilerimle.

Merve Özyılmaz

2 Mayıs, 2017, İstanbul.

 

Daha fazla yazı yok
2024-12-03 17:59:47