Ahmet Öğüt Türkiye’de sanatın sanatçının halini karşılaştığı muameleyi sanat dergisi Spike’a verdiği röportajda anlattı.
Ahmet Öğüt’ün politik iklimi kastettiği "Böyle şeyler olduğu sürece sivil haklar ve ifade özgürlüklerinden bahsedemeyiz" dediği röportajdan gündeme dair kısmın çevirisi şu şekilde:
Jeni Fulton: Şu an Türkiye’deki politik durum için ne düşünüyorsunuz?
Ahmet Öğüt: Suruç Bombalamaları’ndan bu yana şiddet artarak devam ediyor. 2015 Haziran seçimlerinde demokratik bir seçimin en güçlü çözüm olabileceğini düşünüyorduk fakat Kasım seçimleri beklentilerimizi boşa çıkardı. Bir defakto tek parti devletine dönüştük. Sokak çıkma yasakları, şiddet arttı, insanlar bugüne kadar hiç olmadıkları kadar kutuplaştı.
Şırnak, Mardin, Hakkari ve benim doğum yerim Diyarbakır’ın da aralarında bulunduğu 7 şehirde 1 milyon 377 bin insanın etkilendiği 58 sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Gece gündüz süren bu yasakların ne zaman biteceği bile ilan edilmedi. Aralarında çocukların bulunduğu 200’e yakın sivil hayatını kaybetti. Bin 556 okulda eğitim durdu. Bu yüzden şimdi çok kötümserim.
Protestolara karşı yasaklar daha aşikar hale gelmiş görünüyor. Kürt nüfusa karşı yaptırımları protesto eden sessiz barış yürüyüşüne katılan Pınar Öğrenci ve Atalay Yeni’nin aralarında bulunduğu bir grup Sur’da polis saldırısına uğradı ve tutuklandı.
“Barış İçin Yürüyorum” oluşumunu ilk kez sanatçı arkadaşım İz Öztat’tan duymuştum. Bodrum’a gidip oradan 70 kişi ile birlikte Kürt nüfusa uygulanan ağır sokağa çıkma yasaklarına karşı Diyarbakır’a yürüyeceklerdi. Diğer sanatçı arkadaşlarımız Pınar Öğrenci ve Atalay Yeni gruba Ankara’da katıldı. Grup polis saldırısına uğradı. Aralarında Pınar ve Atalay’ın bulunduğu 24 kişi gözaltına alındı ve birkaç gün sonra serbest bırakıldı.