A password will be e-mailed to you.

Bu kış sinema salonlarında bizi kimler bekliyor, neler oluyor? Burak Kaplan bu kış vizyona girecek filmlerden yaptığı seçkisinin ikinci bölümü sizlerle

Fury

Hollywood, II. Dünya Savaşı’ndan daha kaç film çıkarabilir? Sanırım bu sorunun hiçbir zaman kesin bir yanıtı olmayacak.  Fury, II. Dünya Savaşı’nın son günlerini, bir tank mürettebatının gözünden anlatmaya girişiyor. Elbette Brad Pitt’in oynadığı tek II. Dünya Savaşı filminin Inglorious Basterds olarak kalmasını tercih ederdik; ama ünlü oyuncunun bir de yapımcı kimliği var ki, tahmin edersiniz o görevde para kazanmak esas amaç. Son yıllarda canlandırdığı roller konusunda giderek seçicileşen Pitt’in yönetmen David Ayer’in projesine ‘kabul’ demesinin de bu yapımcı kimliğiyle ilgili olması muhtemel. Yine de David Ayer’in önceki işlerinden biliyoruz ki kendisi aksiyon filmleri konusunda uzman mertebesinde. Bu da Fury için beklentilerimizi en azından iyi bir aksiyon filmi izleyebileceğimize dair güçlendiriyor. Aslında meseleye basit bir şekilde şöyle de bakmak mümkün: David Ayer, kendi End of Watch formülünü bu kez polislere değil de askerlere uygulamış. Daha çok parası var ve daha çok adam öldürüyor. Ortalığı tozu dumana katıyor! Sonra da ‘savaş asla sessizce bitmez’ diyor.

Vizyon tarihi: 24 Ekim 2014

Fragman: https://www.youtube.com/watch?v=hjLXX9oN3sI

 

Wild

Wild’ın fragmanını izlemek bile insanda ‘ben bunu daha önce görmüştüm’ hissini uyandırmaya yetiyor. ‘Bunu daha önce Sean Penn çekmemiş miydi? Danny Boyle’un da böyle bir filmi vardı. Durun durun ama onda adam sakatlanıyordu. Tamam tamam, bir de geçen sezon bir film izledik, kadın yürüyordu kilometrelerce orada; ama develeri vardı onun.’ Tüm bu düşünceler aklınızdan geçiyor olabilir, normaldir! Hollywood, ‘yürüyerek kendini keşfet’ filmlerini seviyor, ne yapalım? Wild’ı da izleriz, bu sefer neyi farklılaştırmışlar ona bakarız hem. Geçen yılın sürprizi Dallas Buyers Club’ın yönetmeni o kadar emek vermiş, yanına da Oscar galibi (hala tam olarak nasıl başardığını anlamış değilim) Reese Witherspoon’u almış. Şans vermeye değmez mi? Sonuçta ileride bir alt-tür haline bile gelebilir bu yürümeli-koşmalı filmler. Sonra bunu görmemiştim, kaçırmışım demek istemeyiz değil mi? Merak ediyorum da bu filmler ileride gerçekten bir alt-tür olarak sayılırsa eğer, Forrest Gump’ı da bu listeye ekleyebilir miyiz mesela? Olur mu olur!

Vizyon tarihi: 06 Şubat 2015

Fragman: https://www.youtube.com/watch?v=tn2-GSqPyl0

 

Interstellar

Christopher Nolan’ın filmlerinin prodüksiyon süreçleri büyük bir gizlilik içinde yürütülür. Yönetmen, bu tercihini ‘hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bir filmi izlemek için sinema salonuna girdiğinizi düşünün, bu şekilde izlediğim tüm filmlerden hep daha çok keyif aldım’ şeklinde açıklar. Interstellar için de bu gizlilik politikasından vazgeçmedi Nolan. Filmin şimdiye dek yayınlanan üç fragmanını da izlemiş olmamıza rağmen film hakkında gerçekten çok az şey biliyoruz. Hatta fragmanların ikisinin filmin asıl başladığı yerde son buluyor olması (her iki fragman da mekiğin uzaya fırlatılmasıyla sona eriyor) bile muhtemel. O yüzden filmle ilgili şimdiden bir şeyler söylemek oldukça zor. Yalnız yine de – en azından kişisel olarak – en çok merak ettiğim şey; bir zamanlar Spielberg’ün ilgilendiği ve hatta geliştirdiği bir projenin Nolan’ın ellerinde nasıl şekilleneceği sorusu. Çünkü her iki yönetmen de gösterişli filmler yapmayı seviyor olsalar da ikili arasında çok temel bir ton farkı var bir yandan da! Umarım Nolan ve kardeşi, Spielberg’ün ilk senaryo taslağından kalan uzaylı istilası kısmını filmden atmıştır. Ya da belki zaten ‘uzaylılar hiç saldırmıyor’ diye ayrılmıştır Spielberg projeden, kim bilir?

Vizyon tarihi: 07 Kasım 2014

Fragman: https://www.youtube.com/watch?v=zSWdZVtXT7E

 

Foxcatcher

Yönetmen Bennett Miller’ın kısacık bir filmografisi var. Yine de çektiği iki kurmaca filmle Hollywood’da kendine sağlam bir yer edindiğini söyleyebiliriz Miller’ın. İlk filmi Capote ile Philip Seymour Hoffman’a bir Oscar heykelciği kazandırdı, ikinci filmi Moneyball‘la da son yıllarda yapılan en iyi spor filmlerinden birine imza attı. Önümüzdeki aylarda ise Cannes Film Festivali’nde en iyi yönetmen ödülünü kazandığı son filmi Foxcatcher ile karşımıza çıkacak yönetmen. Aslında Foxcatcher’ı Miller’ın önceki iki filminin bir karışımı olarak görmek mümkün. Çünkü bu kez spor dünyası içinde gerçekleşen bir cinayeti izliyor olacağız bu filmde. Üstelik yine bir ‘gerçek yaşam öyküsü’ vakası var ortada! Filmin yabancı basından aldığı övgü ve Miller’ın Cannes galibiyetini de hesaba katarsak, elimizde bu yılın kesin Oscar adaylarından biri var diyebiliriz. Özellikle oyuncularının performansı konusunda filmin iddialı olduğundan haberdarız. Burada özellikle Steve Carell, bu kez komik olmaktan çok uzak olduğu ve kariyerinin en farklı rolüne imza attığı için bir adım önde sayılabilir. Sonuçta kim demiş ‘komedyenler karanlık olamaz’ diye. Peter Sellers yaşasaydı, herhalde Carell’ın performansını en çok o kıskanırdı.

Vizyon tarihi: 14 Kasım 2014

Fragman: https://www.youtube.com/watch?v=PypvNBTdxnY

 

The Disapearance of Eleanor Rigby: Them

Ned Benson’un Eleanor Rigby projesinin ilginç bir yapım öyküsü var. Çünkü Benson en başta bu aşk hikayesini kadının ve erkeğin bakış açısından anlatan iki ayrı film tasarlamıştı. Hikayenin bu ‘iki filmlik’ versiyonu ‘him’ ve ‘her’ alt başlıklarıyla Toronto Film Festivali’nde gösterildi de aslında. Fakat daha sonra ne olduysa oldu ve Benson, filmlerini Cannes Film Festivali’ne göndermeden önce ‘them’ alt başlığıyla yeniden kurguladı ve tek bir film haline getirdi. Herhalde bu ‘aynı hikayenin iki cephesi’ fikrinin daha önce Clint Eastwood tarafından Flags of our Fathers ve Letters from Iwo Jima filmlerinde kullanıldığını fark etmiş olsa gerek. Ya da haydi daha büyük bir komplo teorisi ortaya atalım. Yapımcı Harvey Weinstein, Benson’a filmleri birleştirmesini ve böylece ellerinde bilet satabilecekleri üç farklı filmin olacağı fikrini verdi. Şaka bir yana, Eleanor Rigby’i hakikaten merak ediyoruz. Gerek oyunculukları gerekse rejisi oldukça ilgi çekici görünüyor. Yalnız bu sene Jessica Chastain biraz fazla mı çalışmış, nedir? Bu filmde ortadan kaybolup, o ara Interstellar ve A Most Violent Year’da bir oynayıp geldi galiba.

Vizyon tarihi: 24 Ekim 2014

Fragman: https://www.youtube.com/watch?v=9KrhMbS9uh8

 

Whiplash

Whiplash, yönetmen Damien Chazelle’in geçtiğimiz yıl çektiği bir kısa film projesiydi. Film, caz dünyasına kısa bir bakış atıyor ve bir müzik okulunu merkeze alıyordu. Başrolünde deneyimli oyuncu J.K. Simmons’ın yer aldığı bu kısa film projesini, bu yıl bir uzun metraj film olarak izleyeceğiz. J.K. Simmons’ın tıpkı kısa filmde olduğu gibi yine bir müzik öğretmenini canlandırdığı filmde, genç ve tutkulu bir davulcunun büyük bir caz müzisyeni olma yolundaki çırpınışlarını izleyeceğiz. Whiplash’in Sundance Film Festivali’nde seyirci ödülünü ve büyük jüri ödülünü kazanması, Amerika vizyonu ve ödül sezonu için filmin şansını büyük ölçüde artıracaktır, buna şüphe yok. Herşey iyi giderse, Whiplash’i bu senenin sürprizi olarak Oscar’larda bile görme ihtimalimiz yüksek. Olur da bu senaryo gerçekleşirse, Chazelle için bu senenin Benh Zeitlin’i olacak (Chazelle de Zeitlin gibi genç bir yönetmen, 85 doğumlu) diyebiliriz hatta! Whiplash için yapılabilecek ilk yorumsa; caz dünyasında geçen ve ‘gerçekliği’ daha ağır basan bir Black Swan izleme ihtimalimizin kuvvetli olduğudur. J.K. Simmons’ın Vincent Cassel’den daha sert bir hoca olacağı konusunda şüphem yok tabi.

Vizyon tarihi: Henüz kesinleşmedi

Fragman: https://www.youtube.com/watch?v=7d_jQycdQGo

 

Inherent Vice

Fark etmişsinizdir, bu yılın filmlerinde ölen eşler, kaybolan sevgililer gibi tematik bir bütünlük var. Bir yanda Gone Girl bir yanda Eleanor Rigby… Diğer bir yanda da Amerika’nın en yetenekli yönetmenlerinden Paul Thomas Anderson’ın yeni sürprizi Inherent Vice var. Anderson ne yapsa olay yaratan bir sinemacı ve yaptığı her iş de genel izleyici tarafından pek destek bulamasa da eleştirmenler tarafından övgüyle karşılanıyor. Bu yüzden yönetmenin Inherent Vice isminde bir romanı uyarlayacağının haberi ilk duyulduğunda da yine bir heyecan dalgası oluştu elbette. Sonra bir de bu projenin bir kara-film olacağını duyduk ve hemen filmin gösterim tarihine gün saymaya başladık. Inherent Vice, sinemaya uyarlanacak ilk Thomas Pynchon romanı olacak. Bu yüzden de ayrıca önemli aslında. Anderson’ın unutulmuş yazarları tozlu raflardan indirip, o kitaplardan çok iyi filmler çıkarabildiğini Upton Sinclair’ın Oil örneğinde (There Will Be Blood, 30 yıllık aradan sonra Upton Sinclair kitaplarından uyarlanan ilk filmdi) gördük zaten. Bu yüzden şimdiden bu seneki tüm ‘uyarlama senaryo’ ödüllerini ona verelim mesela! İtiraz edeniniz olur mu bilmem.

Vizyon tarihi: 09 Ocak 2015

Fragman: Henüz yayınlanmadı

 

While We’re Young

Sinemaya kariyerine The Squid and the Whale ile hızlı başlayan Noah Baumbach bu filmin hemen sonrasında formdan düşmeye başlamış ve vasat işlere imza atmıştı. Fakat geçtiğimiz yıl Frances Ha ile adeta tüm sinema sevdalılarının akıllarını başlarından aldı. Bu filmin beklenmedik başarısı yönetmeni yeniden bir ilgi odağı haline getirdi. Pek çok sinemasever de Baumbach’ın bir sonraki işi ne olacak acaba diye fısırdama işini üstlendiler tabi hemen! Baumbach da bu merakı çabuk giderdi açıkçası. Çünkü yönetmenin yeni filmi While We’re Young gösterime hazır bile! Film, bir belgesel yönetmeni ve eşinin genç bir çiftle tanışmalarının ardından kendi hayatlarının ‘sıkıcılığını’ sorgulamasını konu ediniyor. Fakat filmin konusundan daha ilginç olan şey: Baumbach’ın While We’re Young projesine girişmeden önce gerçekten de bir belgesel film çekiyor oluşu. Dolayısıyla şimdilik bir komplo teorisinden ibaret olsa da While We’re Young’ın yarı otobiyografik bir film olma olasılığı yüksek. Üstelik planlandığı gibi gitseydi Amanda Seyfried’in filmdeki rolünü Greta Gerwig (yönetmenin kız arkadaşı) oynayacaktı. Bu teorinin azıcık doğruluk payı varsa, Baumbach’ın çektiği belgesel filmin reklamını en iyi şekilde yaptığı kesin. İzlenir yani o belgesel!

Vizyon tarihi: Henüz kesinleşmedi

 

Fragman: Henüz yayınlanmadı

Daha fazla yazı yok
2024-11-22 01:59:19