Yaşasın abur cubur ! Yaşasın fast food! O kadar yoğun sağlıklı beslenme , yeşillik , salata, kinoa, glutensiz beslenme baskısının sonunda olacağı buydu:Snackwave!
Snackwave, her türlü abur cuburu, hamburgeri, pizzayı, mikrodalgada beş dakikada hazırlanıp bilgisayar ekranının başında yenebilecek yemeği, şekerlemeyi, patates kızartmasını yücelten bir akım.
Kadınlar salata yemekten ve salata yiyen sıkıcı insan imajından çok yorulmuşlardı. Tam da o sırada Moshino defilelerinde Mc Donalds logolu iştah açıcı ketçap kırmızısı renginde kıyafetler, kola bardağından zincir askılı çantalar podyuma çıktı. Katy Perry snackwave akımının vücut bulmuş hâli gibiydi. Kliplerinde binbir çeşit abur cuburun içinde yüzüyor, akşam dışarı çıkarken pizza desenli ceketini giyiyordu. Snackwave ,Twitter ve Tumblr ortak yapımı, Pinterest’e yüklenen birbirinden can alıcı cupcake ve sosisli sandviç resimleriyle beslenen, serpilip büyüyen bir akım oldu.
Moda insanın kendine yakışanı giymesiyse eğer, beslenme trendlerine de aynı sağduyulu yaklaşımın faydalı olacağına inananlardanım.
Örneğin, glutensiz beslenme furyası. Her şeyin olduğu gibi sağlık sorunlarının da mı modası var diye düşündürüyor insana. Herkeste neden gluten intoleransı var? Varsa bu ne demek? Hepimiz ölecek miyiz? Birçok özel laboratuvar gıda intoleransını saptamak için York testi, Cambridge testi diye bilinen testleri ortalama 700- 800 TL gibi ücretler karşılığında yapıyor. Oysa bu testlerin gıda intoleransını saptamadaki güvenirlilikleri henüz herkes tarafından onaylanmış bile değil. Hamamlarda spa paketleri ve otellerde serpme pazar kahvaltılarına %50 indirim kuponu veren kimi fırsat sitelerinin peynir ekmek gibi "gıda intolerans testi indirim kuponu" sattığını hep beraber gördük.
Snackwave akımının sadece bir beslenme trendi olduğunu söylemek yetersiz olur. Kollarına hamburger dövmesi yaptıran genç kadın rock şarkıcıları ( ör: Cassie Ramone) sadece bu yemeği çok sevdiklerini mi göstermek istiyor sizce? Hayır! Bu hareket kadınlara dayatılan ince ve güzel olma şablonuna bir başkaldırı. Bedenine ve tercihlerine sahip çıkma durumu. Yemekten zevk alma ve bunu ifşa etme hareketi.
Glutenle vedalaşması gereken, yani sağlık sebeplerinden dolayı glutenden cidden kaçınması gereken çölyak hastalarının dünya nüfusunun yaklaşık %1’ini ,buğday alerjisi olanların ise dünya nüfus pastasının % 0,4 gibi incecik bir dilimini oluşturduğunu okumuştum. Bu iki grubun dışında kalan ve market ve kafelerde vızır vızır glutensiz kek veya kurabiye arayışına giren herkes ama herkeste gluten intoleransı mı var? Büyük olasılıkla bir kısmı snackwave’ciler gibi bir akımın etkisiyle böyle davranıyorlar. Evde mutfağın yolunu bilmeyen bir arkadaşım bu uğurda nohut unundan ekmek yapar hale geldi. Ailecek Hansel ve Gretel’in ormanda karşılarına çıkan pastadan evi bile glutensiz hayal etme noktasındalar.
Snackwave sadece bir grup genç kadının hamburger vesaire yiyip bunu Instagram’dan paylaşması şeklinde cereyan etmiyor. Snackwave’ci kızlar üzerinde abur cubur yemek resimleri olan tişörtler giyiyor veya ünlülerin pizza yeme anlarında çekilmiş fotoğraflarını içeren sosyal medya hesaplarını takip ediyor. Bir ödül töreninde "acıktım, pizza olsa da yesek" diyen Jennifer Lawrence’i, devasa hamburgeriyle çektiği selfiesini paylaşan Cara Delevingne’yi alkışlıyorlar.
Glutensiz ünlüler cephesinde bayrağı Gwyneth Paltrow ve Victoria Beckham taşıyor. Russell Crowe herhangi bir intoleransı olmadığını ama gluteni hayatından bir süreliğine çıkardığını duyuruyor.
Beslenmenin de modası oluyor madem, suşi , kahve ve dondurmayı üç öğün masamıza getirecek her türlü akıma varım. Yaşasın yemek yemek!