Bugüne kadar farklı açılardan ve gözlerden de sıkça işlenen mülteci sorununa farklı bir bakış açısı ve okuma perspektifi sunması ile dikkat çeken “Ruh Dolu Kayıklar, Su ve Düşler!” 5 Nisan-30 Nisan tarihleri arasında Meclis-i Mebusan 25 numara’da.
2013 yılının Eylül ayında Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan rapora göre dört buçuk milyon kişi evinden oldu, üç milyon kişi ise mülteci pozisyonunda. II. Dünya Savaşı’ndan bu yana tarihte yaşanan en büyük mülteci krizi işe karşı karşıyayız. Bu kriz, Orta Doğu’dan Avrupa içlerine kadar uzanan sosyo-kültürel pek çok sorunu da beraberinde getirmekte (mültecilerin hem göç boyunca, hem de sığındıkları coğrafyalarda yüzleşmek zorunda kaldıkları sosyo ekonomik ve kültürel entegrasyon problemleri gibi). Tüm bu sorunlarla baş etmekte zorlanan Batılı ülkeler ise, her geçen gün sığınmacılara yönelik sert uygulamaları devreye sokuyor. Bu kadar geniş ve kitlesel bir problem, ister istemez dünyanın her yerinden gazetecileri, sosyologları, sanatçıları, yardım kuruluşlarını, büyük insani yardım örgütlerini kendine çekiyor; yapılan haberlere, belgesellere, sergilere ve yardım kampanyalarına sürekli bir yenisi ekleniyor. Konunun güncelliğinin, kapsayıcılığının ve tragedyasının yarattğı çekim, küresel ölçekte genişleyerek devam ediyor.
Sanatçı Fırat Engin de duygusal motivasyonlar üzerinden bu çekime kapıldığını, ve bunun üzerine konuya çalışmaya karar verdiğini dile getiriyor. Konu üstünde araştırmalarını yapmak üzere Ege kıyılarına yapmış olduğu seyahatlerde, insanlık onurunun korunması adına savaştan, birbirini öldürmekten kaçan insanların, yaşamın kutsallığı uğruna göç etmeye karar verdikleri bu erdemli duruşlarının hayranlık verici olduğunu belirtiyor. Saha çalışması boyunca gördüklerini, gözlemlediklerini ve dinlediklerini an be an not alan sanatçı, gerek medya aracılığıyla elde ettiği bilgileri, gerekse de kendi deneyimlediği konuya ilişkin birikimleri, düşünsel anlamda bir süre demlendirdikten sonra kendi içsel serüvenine dönüştürmeye karar verdiğini ifade ediyor. Bu karar, özellikle “deniz” imgesi üzerinden; kıyı boyunca uzanan sahillerin, koyların, teknelerin, dalgaların ve balıkçıların; içilen çayların, anlatılan hikayelerin, konuk olunan evlerin ve bunlar karşısındaki kişisel duyuşların sanatçı üzerinde yarattığı şiirsel etki ile ortaya çıkıyor.
Bu şiirsel etki üzerinden, Ege’nin bu kıyısında yer alan Mültecilerin izleri, Denizden Yunan Adalarına geçiş mücadeleleri, sanatçının Gaston Bachelard’ın “Su ve Düşler” kitabı ile kurduğu paralel okuma izleği üzerinden soyut ve sinematografik bir dille ele alınarak başkalaşmaya başlıyor. Bu başkalaşan gerçeklikte; video, fotoğraf ve neon gibi tekniklerle üretilen işler, Bachelard’ın maddenin imgelemi açısından çözümlemeye giriştiği edebi örnekler üzerinden referanslar buluyor.
Ruh Dolu Kayıklar, Su ve Düşler!
Açılış Tarihi: 05.04.2016
Saat: 18:00
Adres: Meclis-i Mebusan Caddesi no: 25, Tophane, İstanbul
Ziyaret Saatleri: 05.04.2016 – 30.04.2016
( Pazar günü hariç her gün saat 11:00 – 17:00 arasında )