Drake Doremus imzalı Aşk Uğruna (Equals) insanların duygularından arındırıldığı bir dünyayı anlatan ve distopik bilim-kurgu filmlerinden referanslarla izleyiciyi etkilemeyi hedefleyen bir film.
Günümüz Alman sinemasının önde gelen isimlerinden Oliver Hirschbiegel’in imzasını taşıyan Hitler’e Suikast belki de tarihin akışını değiştirebilecek bir adamın hikayesini anlatıyor.
Geçen yıl Cannes Film Festivali’nin en prestijli yan bölümü olan Belirli Bir Bakış’ın büyük ödülünü İzlanda yapımı küçük bir film aldı. İkinci uzun metrajlı filmi İnatçılar (Rams) ile bu önemli ödülü alan İzlandalı Grimur Hakonarson şimdiden dünya sinemasının dikkat çeken görsel ustaları arasına girmiş durumda.
Cannes’da –yarışma dışı da olsa- bir yönetmen olarak ağırlanmanın onurunu yaşayan Jodie Foster son filmi Para Tuzağı’nda piyasa, medya ve politika üçgeninde kaybolan bireylerin hikayesini anlatıyor.
İlk uzun metrajlı filmi Başımın Belası (Tumbledown) ile gitgide tükenmeye yüz tutmuş romantik komedi türünde şansını deneyen Sean Mewshaw büyük ikramiyeyi bulmasa da oturduğu masadan kârla kalkıyor ve gelecek için umut veriyor.
Shane Black’in ilk gösterimini Cannes Film Festivali’nde yapan yeni filmi İyi Adamlar (The Nice Guys) izleyiciyi 70’lerin Los Angeles’ına götürüyor ve mizahın ön plana çıktığı hareketli bir maceranın içine çekiyor.
Fransız Yeni Dalga akımının öncü isimlerinden François Truffaut’nun, 1962 yılında, ustası olarak kabul ettiği Alfred Hitchcock ile yaptığı dev söyleşi bugün sinema tarihinin temel kitapları arasında gösteriliyor. Kent Jones ise bu kitaptan hareketle çektiği belgeselde Hitchcock sinemasının günümüzdeki izlerini sürüyor.
Fransız Yeni Dalga akımının öncü isimlerinden François Truffaut’nun, 1962 yılında, ustası olarak kabul ettiği Alfred Hitchcock ile yaptığı dev söyleşi bugün sinema tarihinin temel kitapları arasında gösteriliyor. Kent Jones ise bu kitaptan hareketle çektiği belgeselde Hitchcock sinemasının günümüzdeki izlerini sürüyor.
Werner Herzog’un ilk gösterimini Berlin Film Festivali’nde yapan son filmi Çöl Kraliçesi (Queen of the Desert), 20. yüzyılın başlarında ortadoğunun şekillenmesinde önemli rol oynamış Gertrude Bell’in hayat hikayesini anlatıyor.