A password will be e-mailed to you.

 

Nurinisa Eroğlu, Türkiye’den şimdiye dek duyduğu en iyi Vanitas hikayesine sahip bir Ayça Şen romanı olan Hayalet Ağrı’yı yazdı.

Kabak tadı verdiğinde insan çekip gidebilmeli. Gidemiyorsa, vazgeçemiyorsa, gözünü karartamıyorsa, bu çok yıpratıcı oluyor.

Özsaygın ve varoluşa hayranlığın zedeleniyor. Bu da, hayat coşkusunun zımparalanması demek.’ Aslı Ürgine ile, bir akşamüstü tanıştık.

O, doktor muayenehanesinde başına gelen ‘şey’in şaşkınlığı içersinde. Ben, kanepede uzanmış…

Turgut Uyar makamında..

‘Şimdi gemiler geçer uzaklardan Gönlüm güvertede sereserpedir. Işıklı geceler,saz sesleri, peynir ekmek Ne biletim ne param ne dostum var (…) Bir gece başlar, yarı siyah, yarı kırmızı Cigaramı yakar evime dönerim… -Gidin gemiler, gidin Vardığınız yerlere selam edin Gün olur bütün kaygılardan uzak Ben de gelirim…’ …

Lakin Aslı, önü sonu bir hasta-doktor ilişkisinden daha ilk sayfalarda o kadar akıl almaz güzellikte ve detaylı bir malzeme sundu ki.. Hakikaten: İklim değişti! ‘E, yetti artık, gemiye binilip gidilsin.. ’ formatından acilen çıkıldı. Ziyadesiyle duyarlı ve eğlenceli bir genç kadının refakatinde İstanbul’un yıllarında, yollarında dolaşılmaya başlandı.

Aslı: Korkak ve cesur.

Müşteki ve ümitli. Depresif ve manik. Aşık ve akıllı. Nefret içinde ve sevgi dolu. Ve… yaşantının içindeki bütün savrulmalarında cankurtaran simidi; zekası – mizah duygusu. Adına metropol hayatı denen.. vahşet ormanında pusulayı ne çok kaybetti. Sonra buldu. Buldum.. derken yanıldı…Yanıldım zannettiğinde.. önünde yeni kapılar açıldı.

Daha önemlisi: Elinde kitap; kanepede, koltukta ‘yan gelip yatmayı’, yani… ‘seyirci’ okur olmayı yasaklaması. Mütemadiyen ‘ağır tahrik’ vaziyeti! Aslı’nın arkadaşlığı, insanı diken üstünde tutan cinsten.

Ek olarak; bir yığın konuda aynı fikirde değiliz. Lakin: onunla gezmek, düşünmek, üzülmek, tartışmak ve eğlenerek…itiraz etmek… olup bitene… Güzeldi. Tavsiye ederim.

Notlar:

1. ‘Hayalet Ağrı’ – Aslı, işin ‘tesadüf’ kısmına itiraz edecek biliyorum ama! – hakikaten tesadüfen, bir ‘paralel’ okuma dönemine denk geldi. İki ‘paralel’ birbirini bu kadar mı tamamlar? Alain d. Button, Statü Endişesi’nde yaptığı, zaman içindeki yolculukta insanın insana kulluğunu ne güzel sorguluyor… Kerameti kendinden menkul değer yargılarının- Tanpınar olsa idi: kıymet hükümleri… derdi- insanların hayatını nasıl zindan ettiğini, adına ‘zamanın ruhu’ denen ve esasen o ‘zaman’ kim hakimse onun menfaatlerine göre inşa edilmiş o acımasız labirentlerde mutsuz ve keder içinde yolunu arayanların çaresizliğini.. özgün üslubu ve kuvvetli referanslarıyla… nasıl tarif ediyor?.. Olmadı! ‘Vanitas’ yapın bari kendinize!.. diye… bağlayarak meseleyi.

2. Türkiye’den şimdiye dek duyduğum en iyi ‘Vanitas’ hikayesi, eğer şehir efsanesi değilse… İlber Hoca’nın evindeki mezarlık tablosu. Gerçi Aslı bunlara itibar eder mi bilmem ama… bana sanki bütün o modern hayat velvelesi içersinde inanç tarafı da kuvvetli gibi geldi! Mealen: ‘Serbest bırak.. olsun’ meselesi ayrı hikaye..

3. Ayça Şen, ‘Hayalet Ağrı’ ile çok eğlenceli bir parti düzenleyebilir! Romanın play- list i – yazarın radyocu kimliği düşünüldüğünde.. doğal olarak – son derece renkli bir yelpazede. Güllü’den Sezen Aksu’ya, Chet Baker’dan Verdi’ye genişleyen bir açı. Buna rağmen bu yazı, Statü Endişesi’nin ‘soundtrack’ i, J. S. Bach’ın Si Minör- Missa’sı eşliğinde yazıldı. Bütün zamanların, ‘hayatları zımparalanmış’ statü kurbanlarını hatırlamak için; tıpkı bir gün evde mutsuzluktan ölmek üzereyken kendisinin yanı sıra ‘bütün insan kardeşleri’ için de ağlayan Aslı gibi…

4. İki soru-m var: Leopar giyen kadınların erkek çocuk doğurması? Toplu taşıma araçlarındaki anonsların ‘şahsi algılanması’?.. Bütün bunlar ne demek? Dahası da var ama esas soru şu: Bu kadar mobil zeka! Nasıl yani?

5. Son not, ‘koca memeli’- hain işbirlikçi?- İK müdiresi bağlamında. İşyeri ilişkilerinin artık edebiyata daha fazla konu olması gerekmiyor mu? Bu anlamda elimizde Erhan Bener’in Bürokratları’ndan başka dişe dokunur bir şey yok gibi…Halbuki edebiyat işyerlerindeki mikro faşizmi herkese- hepimize ne kadar güzel anlatır.. Örnek: Hayalet Ağrı. İşyeri bölümleri: Mükemmel.

6. Final her zamanki gibi müzikle.. Romanın sürpriz eseri esasında.. Ali Ekber Çiçek’ten.. Ağlama Gözlerim… Lakin, Aslı’ya ithafen –şimdi- şu olsun:

Daha fazla yazı yok
2024-12-22 21:28:47