Guardian sanat eleştirmeni Jonathan Jones, "Pardon Facebook! Ama en güzel sanat, seks ve ölüm hakkındaki sanattır" diyerek içinden geçtiğimiz sansürlü günlere en güzel yanıtı verdi. Biz de böyle dediği yazısını Özlem Akarsu’nun titiz çevirisiyle yayınlıyoruz.
Sosyal medya sitesinin Gustave Courbet’nin şahaserini aptalca sansürleme girişimi, sitenin hayatın kendisi hakkındaki cehaletini ortaya çıkardı Gustave Courbet’nin, 1866 tarihli Dünya’nın Kökeni adlı, bir kadını duygusuzca röntgenleyen resmi Paris’teki Orsay Müzesi’nde ressamın Ornans’da Bir Cenaze Töreni (1849-50) adlı çok daha büyük bir resminin karşısında asılı durmaktadır. (Ornans ressamın doğum yeridir.) Acımasızca kırpılan yüzü gibi tüm dikkat dağıtıcı unsurlardan arındırılan kadın, resimde birebir biçimde ve sadece bir seks nesnesi olarak gösterilmektedir. Bu olağanüstü güçlü bir biraradalık, unutulmaz bir çifte etkidir.
Küçük fakat beyaz, aydınlık ve kaçınılmaz bir biçimde şok edici Köken; büyük, karanlık cenaze töreni sahnesindeki gölgeli alanı seyretmektedir. Cenaze töreni bir mezarın siyah boşluğu etrafında toplanmış gizemli köylü yüzlerini resmetmektedir. Bu sergileme, Courbet’ye neye inandığı sorulabilseydi vereceği yanıtın,Woody Allen’ın Uykucu’da (Sleeper) verdiği yanıtla aynı olacağını apaçık göstermektedir:
“Sekse ve ölüme. İnsanın başına hayatı boyunca bir kez gelen iki şey, fakat en azından öldükten sonra iğrenç olmuyorsunuz.”
Öyle görünüyor ki, Facebook Dünya’nın Kökeni’ne baktığında tiksinmiş. Courbet’nin 19. yy resmini sansürledi ve Fransız sanatsever Frederic Durand-Baissas’ın Facebook sayfasını,kendisinin çıplaklık politikalarını ihlal ederek bu resmi sergilemiş olduğu gerekçesiyle kapadı. Şimdi Frederic Durand-Baissas uğradığı zararı karşılamak için yargıya başvuruyor ve Facebook haklarının iade edilmesini talep ediyor. Baissas kuşkusuz haklı. Courbet büyük bir sanatçı ve Dünya’nın Kökeni onun tutkulu ve devrimci inançlarının çok uç, fakat mükemmel ve somut bir örneğidir. Courbet ham gerçekliği resmetmek istiyordu. En temel insani temaları arayıp buldu çünkü sanatın konformist kalelerinden kaçmak ve sanatı hayatın ta kendisinin ifadesi kılmak istiyordu. Ölümü olduğu gibi –anlaşılmaz bir gizem olarak- resmetti ve yas mı tutuyor yoksa miraslarını mı hesaplıyor oldukları belli olmayan oldukça esrarlı yüzlerle ağıt yaktı.
Onun sanatı Flaubert ve Zola gibi romancıların kirli gerçekçiliğini paylaşmaktadır. Courbet, resimlerinin herhangi bir biçimde, cinsellikten arındırılmış “nü”ler gibi tanıdık konformist bir tarzda algılanmalarından kaçınmak için, çıplak kadını açıkça rahatsız edici ve hatta kiş denilebilecek bir tarzda resmetti.
Courbet özel bir müşteri için Dünya’nın Kökeni’ni resmetmiş olduğu yıl içinde, halka açık bir sergide gösterilmek üzere Papağanlı Kadın adlı resmini yaptı. Bu resim kendisini cinsel açıdan çok daha gerçek kılacak biçimde komik bir poz vermiş olan bir nü idi. Sen Kıyısındaki Genç Kadınlar resminde Courbet, belki de sevgili olan iki fahişeyi tasvir eder. Dinlenmekte olan kadınlardan biri iç çamaşırlarını göstermektedir. Bu gerçeklik iksiri olarak sekstir, sanatı tam anlamıyla hayat dolu kılan gizdir. Bu devrimci sanatçı -Courbet 1871 Paris Komünü’nde yer almış gerçek bir devrimciydi- Facebook’un sansürünün arka planında yer alan ahmakça yok saymayı değil; selamlanmayı ve saygıyı hak etmektedir.
Dünya’nın Kökeni’ni baskı altında tutmak, Caravaggio’nun Muzaffer Eros’unu ya da Antik Pompei’deki erotik duvar resimlerini sansürlemek kadar saçmadır. Öte yandan resim bizi şok eder ve “pornografik” kelimesinin pek çok tanımına uygundur. Hatta en kaba tanımlara bile… Dünya’nın Kökeni sert bir sanat çalışmasıdır. Acımasız kadrajı saldırgandır. Gerçek bir kötülük ve delilik hissine sahiptir, cinselliğin karanlık tarafına dair David Lynch tarzı bir çağrıştırmadır. 20. yy’da onu Fransız avangardının böylesine kült nesnelerinden biri yapan şey tam olarak budur. Bu resim uzun bir süre, yarattığı aşırı cinsel şoka hayran olan bohem eksperler arasında kişisel bir sergi, paylaşılan bir sır olarak dolaştı durdu.
1955 yılında resmi satın alan Jacques Lacan, daha önce yazar George Bataille ile evli olan Sylvia Bataille ile evliydi. Bataille ismi bizi Dünya’nın Kökeni’yle ilgili kışkırtıcı gerçeğe biraz daha yaklaştırır. Bu muhalif sürrealist pornografik romanı Gözün Öyküsü’nde cinayet ve işkenceyi bir uyanış olarak tarif eder. Sözkonusu olan göz, rahibin erotik haz yüzünden oyulmuş olan gözüdür. Böyle bir çalışma edebiyat olabilir mi? Bataille teorik yazılarında buna evet yanıtını verir ve Penguin Yayınevi’nin Modern Klasikler dizisi de onunla aynı fikirdedir. Fransız avangardının 1850’lerden 1950’lere uzanan cüreti şuydu: Seks tehlikeli ve aklı tahrip eden bir şey olduğundan onu sanatın hammaddesi olarak görmek. Courbet’nin uçuk şahaseri bu geleneğin tepesinde yer alır.
Bu şahaser büyük bir sanat eseridir ve pornografidir. Facebook, bununla ilgili bir derdin mi var?