A password will be e-mailed to you.

Komet’in beşinci kitabı Can Yayınları’ndan çıktı: Esas Mesele idi Fiil. Kitap, “Şair-i Azam” Abdülhak Hamit’ten bir alıntıyla açılıyor: “Ruhumdan çıksın diye yeksan olsun bu beden / Komet gibi yükselip bir anda arşa hemen.” Kitaptaki şiirler göz önünde bulundurulduğunda, bundan daha anlamlı bir alıntı bulunamazdı denebilir. Çünkü Komet, bu “yüksek” (high-argodaki anlamıyla) şiirlerde bir kuyrukluyıldız gibi “uçuyor”. Ve bilirsiniz; kuyrukluyıldızlar kanatsız uçar. Komet şiirlerinin en belirgin özelliği, metafor ve metoniminin ve türlü edebi sanatların bir kategorik karşıtlık dizgesi ve bir bağlam içinde yer alarak şiiri götürdüğü uzama kendi imkanlarıyla, en doğal ve olağan şekilde ulaşarak hiçbir şey olmamış gibi, hiçbir şeyin karşıtlık dizgesinde, boyutsuz, etkileşimsiz, zamansız, doğrudan bir bilgi halinde kalabilmesidir.

İrrasyonel durum ve bağıntıları takdire şayan bir başarıyla olağanlaştırıp, mutatlaştırıp,  kendi gerçeğini ortaya koymanın ötesine geçebilmesi, kendi gerçeğini uzlaşımsal kodların “üzerine yazarak”(overwrite) kabul ettirebilmesidir. Bu üzerine yazma işleminin, bir icra sanatı olmayan şiire tersinden bir seyirci etkisi (audience effect) getirdiği söylenebilir. Bu açıdan, Komet’in metni “örtük okur” yaratmadan kurduğu ve metin-okur etkileşimini, gerilimini, kendi içsel çatışma unsurlarına dağıttığı sonucuna varılır. Komet şiirlerinde kimi zaman tekerleme hissi bile uyandıran doğal akışkanlık ses unsuruyla sağlanmıştır. Sesi “fabrik” bir örüntü olarak kullanır. Ancak imajlar için aynısı söylenemez. Sesin akışkanlığının aksine imajlar kopuk kopuktur. Keskin geçişlerle ilerler. Bir görsel disonans yaratır. Bu çelişkiden doğan bir estetik, şiirlerde göze çarpmaktadır.

Komet, şiirlerinde hem sesi etkin kullanır hem de tekrarlardan doğan ve sözdizim çeşitliliğini azaltarak merkezi yapılar ortaya koyan anafora tekniğinin kolaycılığına başvurmaz. Zaten çok az şiirde şiirsel değer üretebilen bu yaygın teknik, Komet şiirinin merkezsiz ruhu ile bağdaşmamaktadır. Bazı şiirlerde, şairin şiir-dil ilişkisine dair küçük göndermeleri dikkat çeker: “hafiyeler sahte lisan-ı hafiler hasta ettiler zaten.” Ahmet Haşim’in Merdiven şiirinde geçen “lisan-ı hafi”yi (gizli dil) sahicilik bağlamında değerlendirmeye tabi tutar.  Toplumun moral error verdiği mültecileri, bir otomatik yazının sonunda toplumun yüzüne vurur ki ben buna otonomik yazı da diyebilirim. Moda ve modern olanla sorunları vardır. İlerleme, teknoloji ve geleceğin bilgisiyle sorunları vardır. Sürrealizmle, Kübizmle, Romantik Dışavurumculukla, modern ve postmodern sanatın toplumdaki karşılıkları ile sorunları vardır.

Olabilir olabilir’deki bir dizede geçen “ağaçlarımızı sikmeyin” ricasına rağmen ağaçları s.kmeye kararlı görünen devletle, Gezi direnişini çağrıştıran “Sizim” şiirinde karşı karşıya gelir: “bana devlet vurur”. Komet şiirleri, tutarlılık gibi bir sorumluluk üstlenmez. Kendinden bahsederken açık ve net, nesne ve oluşları ele alırken dağınık ve dolayımlıdır. Şiirler zaman zaman bir hız eleştirisi ve durağanlık arzusu bildirir ancak sözdizimin ve imajların akışı hızlı ve coşkuludur. Sanat/Yaşam ikiliği zaten modern sanatın bir sorunsalıyken Komet, bu sorunsalı modern sanat/yaşam şeklinde yeniden üretir: “Uzaylıların resimlerini yapmak istemiyordum”, “el emeğiyle geçinenlerin / esnafın çiftçinin / resimlerini yapmak istiyordum.”

Komet resimlerindeki “landscape” bakış açısının izlerini şiirlerinde de görmek mümkündür. İmgeyi genellikle bir manzara sunmada ve gerçeküstü bir atmosfer yaratmada kullanır. Eylem ve personayı ise bu gerçeküstü atmosferi somut-gündelik gerçeklerle dağıtırken görürüz. Komet şiiri imgeci bir şiir değildir; gücünü imgeden almaz. Gücünü zıtlıklardan alır; “ambivalans” şiirlerdir bunlar. Nükte ve melankoli bir aradadır. Çocuksu bir hayret ve bilgece öngörüler bir aradadır. Heyecan ve bıkkınlık bir aradadır. Karanlık şiirler değildir bunlar ama karartılarla doludur. Şu dizeler kitabın poetikasını özetler: “memleket felaket bir durumdaydı / saçmalamak durumundaydım.”

Esas Mesele idi Fiil, dada’nın gümbürtüsünü bulabileceğimiz bir kitap. Açık sözlü, kapalı sözsüz. Kitlesel absürdün yerine kendi absürdünü ikame ediyor. Çünkü kuyrukluyıldızlar kanatsız uçar.

 

İLGİLİ HABERLER

Evsahipleri misafirleri çağırdığında

Bir Uluma ya da ‘Ululama’ Sergisi

Daha fazla yazı yok
2024-05-02 18:22:31