A password will be e-mailed to you.

Yaşlılık, dünya üzerinde doğumdan itibaren geçirilen süreyi ifade etse de bir genel sağlık ve ruh durumudur aynı zamanda… 75. Berlin Film Festivali’nde uluslararası yarışmaya seçilen birbirinden çok farklı üç filmde yaşlılık temasına yine birbirinden çok farklı biçimlerde değiniliyordu. Reflet dans un Diamant Mort (Ölü Bir Elmastan Yansımalar) yaşlı bir casusun zihninde karışan anılar üzerinden bir casusluk, özellikle de Bond filmleri parodisi. Çok kabaca 1990’ların başında Çin’in orta kısmında yoksul bir köyde ömür tüketmek hakkında diyebileceğimiz İngilizce adı Living the Land olan Sheng xi zhi di iki ninenin cenazesi etrafında şekilleniyor.

Bu yazıyı yazdıran O Ultimo Azul (Son Mavi) adlı distopya ise Brezilya’daki totaliter rejimin gençlerin yararına ve ülkenin geleceği uğruna nüfusu salt yaşına göre sınıflandırmasını konu alıyor. 80’den 75’e indirdiği yaş sınırına ulaşanlara toplayıp ne olduğu belirsiz bir koloniye gönderen rejim, çocuklarının direncini kırmak için de onlara para yardımı yapıyor. Dünya siyasetinde ve bilimkurgu sinemasında koloni olumsuz bir kavramdır. Karıncalar dışında birinin koloni kurması hayra alamet değildir! Distopik Brezilya’da yaşlıların ihtiyacı olmasa da altı bezlenip bir koloniye gönderilmesinin çağrışımları da bir ‘yaşkırım’ı çağrıştırıyor… Ancak filmin odak noktası bu koloninin ne ya da nerede olduğu değil başkaldıranların ne yaptığı.

Gabriel Mascaro’nun yazıp yönettiği film hem bir hiciv olarak işlevini yerine getiriyor hem de başrol oyuncusu Denise Weinberg ve Miriam Socarrás’ın performansıyla ve Amazon nehri boyunca büyüleyici manzaralarla ilgiye değer bir seyirlik sunuyor. Biraz daha akıcı hale gelecek şekilde kurgulanabilse olduğundan daha uzun hissettirmezdi… Senaryosunun çok daha incelikli olması mümkündü, ama bu haliyle de yaşamak, yaşlanmak, devletin bireysel özgürlükleri hiçe sayan kontrol, kısıtlama ve müdahaleleri üzerine insanı düşündüren ve başka filmleri de akla getiren bir niteliğe sahip. O Ultimo Azulun en değerli yanı insan, hayat ve özgürlükle değil sadece ekonomik sürdürülebilirlikle’ ilgilenen sistem ile organik hayat arasındaki uyumsuzluğu vurgulaması. Uzaktan gökdelenlerden oluşan siluetini gördüğümüz modern şehire yaklaşmıyor kahramanımız da kamera da. Küçük ahşap evler, tekneler ve ne kadar tahrip edilmiş de olsa güzelliğini koruyan Amazon nehri boyunca sistemin sınırlı erişimi olan organik bir hayat tarzını gösteriyor bize.

Totaliter bir rejimin kurbanı olacak yaşa değilse de 50’sine gelmiş olanlarımız ’70’li yılların sonunda, dönemin tek kanalı TRT’den yayınlanan Logan’ın Kaçışı dizisini hatırlayacaktır. Bu fütüristik distopyada dünyadaki kıt kaynakların tüketilmesini önlemek için 30 yaşını geçenlerin öldürüldüğü bir düzen kurulmuştu. 1977-78 yıllarında Amerikan CBS kanalında yayınlanan dizi, 1976 yapımı Michael Anderson filminden uyarlamaydı. Michael York, Jenny Agutter, Richard Jordan, Roscoe Lee Browne, Farrah Fawcett ve Peter Ustinov’dan oluşan iyi bir kadrosu vardı. 30’unu geçenleri yok eden Logan, kaçmaya karar veriyordu… O Ultimo Azul da bir özgürlüğe kaçış öyküsü. Filmin adının nereden geldiği şimdilik sürpriz kalsın. Filmin eleştirel yaklaşımını vurgulayan bir timsah mezbahasınnda çalışan 77 yaşındaki Tereza önce “milli değer” ilan ediliyor, “hayatınızın tadını çıkarma zamanı geldi” bahanesiyle zorla emekli ediliyor, vesayeti kızına veriliyor ve koloniye gönderme işlemleri başlatılıyor… Tereza’nın içinde kalan uçağa binme arzusuna kızı izin vermeyince başlayan kaçışı onu Amazon üzerinde bir akışa sürüklüyor…

Sinematik açıdan her yönüyle incelikli olan bir başka film olan, 2022 yapımı Plan 75 kadar sofistike olmasa da O Ultimo Azul, arada kullandığı şarkılarla Latin ruhunu ve neşesini yansıtarak yaşlılığın göreceli bir kavram olduğunu vurguluyor. Chie Hayakawa’nın yönettiği Chieko Baisho’nun rol aldığı Plan 75’te de Japon hükümeti 75 yaşını dolduran yurttaşlarına bir “ötanazi paketi” sunuyordu. Yurttaşlarını yeryüzünde fazla oyalanmadan tedavülden kaldırmak isteyen devlet, akıllarında bir şey kalmasın diye hoş bir harçlık bile veriyordu! Cannes Film Festivali Belirli Bir Bakış bölümünde dünya prömiyeri yapan film en iyi ilk filme verilen Altın Kamera yarışmasında Özel Mansiyon’a değer görüldü. 2022 Selanik Film Festivali’nde de FIPRESCI Ödülü kazandı.

O Ultimo Azul ile Plan 75’te iki kadın kahramanın insan hayatını basit bir hesaba ve yasal formaliteye indirgeyen sistem ve kendisi hiç o yaşa gelip o duruma düşmeyecekmiş gibi işini kayıtsızlıkla yapan bürokratlar karşısındaki halleri sinemanın gücünü kemiklerimize kadar hissettiğimiz anlar arasına girer. Daha önce yaşamadığımız ve yaşamayacağımızı umduğumuz durumlardaki insanlarla empati kurmamızı ve nasıl tepki vereceğimizi düşünmemizi sağlıyorlar.

Daha fazla yazı yok
2025-02-20 19:06:08