Pedro Almodovar sineması dendiği anda gözümüzün önüne gelen üç şeyden biri, belki ilkidir, Rossy de Palma. Yönetmen tüm renkleri arasında, bir kırmızıya bir de ona iltimas geçer, ki bu sayede her filminde onu görürüz. Picasso’vari yüz hatları ve doğal oyunculuğu ile Almodovar’ın ilham perisi olan Palma bu kez performans sanatına dair bir çalışmayla gündemde.
1889’da Nellie Bly adlı muhabir, dünyanın etrafını 80 günden az bir sürede (72 günde) gemiyle gezerek uluslararası bir şöhrete kavuşmuştu. Hatta bu başarının yankısı Jules Verne’in “80 Günde Devr-i Âlem” adlı kitabını doğurdu ve Bly romanın başkahramanı Phileas Fogg’a ilham verdi. Genç muhabirin döneminin ötesindeki başarısını 21’inci yüzyılda yeniden duyurmak isteyense Kolombiyalı sanatçı Jessica Mitrani oldu. Dallas’taki Soluna Uluslararası Müzik ve Sanat Festivali için hazırlanan performansta Bly’ı Rossy de Palma canlandırdı. Sanat, sinema, performans, müzik ve tarihi bir araya getiren Traveling Lady (Seyahat Eden Hanım) adlı çalışma Dee and Charles Wyly Theatre’da gösterildi.
Zamanının ötesinde
Mitrani daha kadınların oy verme hakkı bile olmadığı bir dönemde evde oturmayı reddederek dünyayı dolaşan Nellie Bly’ı Giuliana Bruno’nun bir kitabı sayesinde keşfetmiş. Onu bu performansı yaratmaya itense Bly’ın bunları yaparken kadınlığından da vazgeçmediğini gösteren valizi olmuş. Bly valizini hazırlarken kadınlardan beklenenin aksine sadece temel ihtiyaç malzemelerini almış ancak yine de yüz kreminden vazgeçmemiş. Onun kadınlığı detaya bile sığdıran bu tavrı sanatçıyı bu hikayeyi günümüzün cinsiyet ayrımcılığını halen çözemeyen dünyasına anlatmaya teşvik etmiş.