“Because I Live Here” (Burada Yaşadığım İçin) Avrupa’ya yerleşmiş göçmen ailelerin ve yeni nesillerinin uğradığı sistematik şiddeti Almanya özelinde mikroskop altına alıyor.
Sergi, Fatih Akın’ın son filminde de konu edindiği sağ kanatlı NSU örgütünün Almanya’ya yerleşmiş göçmenleri hedef alan ve Alman güvenlik güçleri ve adalet sistemi tarafından ısrarla çözülmeyen cinateyetleri Almanya’daki sistematik şiddet ve ırkçılığın doğasını gözler önüne sermek için kullanıyor. Sanat ve belgeselciliğin arasında kalan “Because I Live Here” konusu açısından çağdaş sanatta bir kilometre taşı niteliğinde. Özellikle sergideki “Kunst” adlı video Almanya’nın birleştiği günden bu yana karşılaştığı ve bir müze çatısı altında sergilenen en ciddi ırkçılık eleştirisine sahip.
11 sanatçı ve kolektifi bir araya getiren proje göçmenler sonrası Almanya’daki “Almanlık” kavramını sorguluyor: “Göçmenlik neden bu kadar Almanya’nın gündeminde? Ve eğer ırkçılığı, islamofobiyi ve antisemitizmi Almanya’ya göçmenler getirmediyse kim getirdi?” Tabii bu temalara sergide yer alan Harun Farocki ve Azin Feizabdi’nin daha önceki işlerinden de aşinayız.
Almanya’daki ırkçı söylem ve hadiselere pek yabancı değiliz. Son olarak ülkenin önemli sanat isimlerinden Kasper König’in Türkiye’den gelen göçmenler için söyledikleri tartışma yaratmış hatta sanatçılardan ülkedeki sistematik ırkçılığa karşı bir manifesto yayınlanmıştı. Küratör Susanne Pfeffer, politik ajandanın zaten bu sergi fikri doğduğundan bu yana işin içinde olduğunu ve artık müzelerin çağdaş sanatın bugün olanı anlatmaya uyanmaya başladığını söylüyor. Tıpkı şu an sistematik ırkçılıklığın tartışıldığı Almanya’da “Because I Live Here”ın ziyarete açılması gibi… Sanatçıların da etrafında olanlara odaklanıp bu doğrultuda çalışırlarsa “politikliğin” siyasette yeni normal olacağını iddia ediyor.
Frankfurt’taki MMK’de başlayan “Because I Live Here” sergisi 31 Mart 2019’a dek ziyarete açık olacak.