Akbank 40. Günümüz sanatçıları sergisinde yer alarak ödül kazanan Zeynep Sude Can’ın intihal yaptığı ortaya çıktı. Akbank 40. Günümüz sanatçıları yarışmasının İpek Duben, Çelenk Bafra, Gönül Nuhoğlu, Derya Bigalı ve Fatoş Üstek’ten oluşan jürisi, sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine resmi yarışmadan çekti. Akbank ödülü derece olarak değil tüm katılımcılara eşit para ödülü olarak vermişti.
Akbank 40. Günümüz Sanatçıları Sergisi’nde yer alan Zeynep Sude Can’ın eserinin Alex Merritt‘in Sun Blide II isimli eserinin benzeri olduğu önce sosyal medyada ortala çıktı. Gelen tepkiler üzerine Akbank Sanat jürisi sessizliğini bozarak resmi incelediklerini genç sanatçı Zeynep Sude Can‘ın, Alex Merritt’in “Sun Blide II” adlı eserinden yola çıkarak üretildiği değerlendirmesine vardığını açıkladı.
“Akbank Sanat, Resim ve Heykel Müzeleri Derneği ve Akbank 40. Günümüz Sanatçıları Yarışması jüri üyeleri olarak Zeynep Sude Can’ın eserinin sergiden çıkarılması ve ödülünün geri alınmasına ilişkin kararımızı kamuoyunun bilgilerine sunarız” diyen yetkililer, ödülü Can’dan alıp başkasına vermeyeceklerini de duyurdu.
New York’ta yaşayan ressam Alex Merritt ise konuyla ilgili ilk kez Sanatatak’a konuştu:
“Kızgın değilim. Ayrıca Türkiye’de resmimin bilinmesi çok hoşuma gitti.”
-Şu anda neredesiniz?
New York’tayım.
-Genç bir sanatçı eserinizi kopyaladı. Türkiye’den sizi takip edenler bu benzerliği fark ettiler ve bunu sosyal medyada duyurdular. Yarışmanın jürisi de bu tespiti doğruladı. Eseri sergiden çıkardı ve ödül iptal edildi.
Bu gelişmeleri duymadım. Bana gelen mesajlar, resmimi birinin kopyaladığına dair mesajlardı. Önce anlamadım sonra yarışmaya katılan resmi inceledim. Önce bir NFT sandım. Ya da dijital bir resim. Benim resmimden yola çıkılarak yapılmış bir dijital resim gibi düşündüm. Ama bir tuval resmiydi.
-Siz de genç sanatçı Zeynep Sude Can’ın sizin resminizi kopyaladığını düşünüyor musunuz?
Evet düşünüyorum. Çünkü bazı izleriniz vardır. Belirli işaretlerdir bunlar… Başka bir kişinin düşünmesi imkansız öznel izlerden bahsediyorum. Resmimin dijital olarak kopyalanıp biraz değiştirilerek tekrar yapıldığını düşünüyorum.
-Kızgın mısınız?
Hayır, kesinlikle kızgın falan değilim. Ama bana mesaj atanları ve o yarışmaya katılan hakkının yenildiğini düşünen sanatçıları çok iyi anlıyorum. Yarışmaya katılsaydım ödül beklentim olurdu. Sergilenmeye değer bulunmayıp kopya bir resmin ödül almasını haksızlık olarak değerlendirirdim. Hiç kızgın değilim. Üzgün de değilim. Sanatçılar daima etkilerle sanat hayatlarına başlarlar. Etkilendiğin, olmak istediğin birileri daima vardır. Etkilenmeden resim yapılamaz. Ama bu resim, söz konusu etkilenmenin sınırını epey aşmış. Öte yandan benim açımdan çok ilginç. Çok tuhaf bu yaşananlar.
-Ne gibi?
Bu resim benim tam da çoktan terk ettiğim bir dönemimin resmi. Şu anda geriye dönüp baktığımda, hiç de beğendiğim bir resmim! Ben çoktan o resmimi aştım. Bambaşka bir noktaya geldim. Türkiye’den bu kadar takipçimin olması öte yandan çok gururumu okşadı. Genç bir ressamın bu resmimi alıp kopyalaması bir bakıma bana tamamlayıcı da geldi. Aslına bakarsanız genç sanatçılar için bir yarışma yapmak iyi bir fikir değil! Sanat neye ve kime göre bir yarışmada yarışabilir? Hele de genç sanatçıların sanatı niye yarışmalı?
-Sanat dünyası çok mekanikleşmedi mi? Yarışmaları, fuarları, bienalleriyle?
Sanat dünyası çok hızlandı. Sanat dünyasının aktörleri tutkularını kaybetti. Belki çok iş yaptıklarından. Belki para kazanmanın güçlüğünden. Belki de para yüzünden. Bir sanatın iyi olduğunu belirleyen tek değer olarak para sabitlenmeye çalışılıyor çünkü. Oysa bir resim birkaç milyon dolara satıldığı için iyi bir resim değil! Başka özelliklere sahip olduğu için ve bu özellikleri ona atfedecek tutkulu yazar, galerici, küratörlerle iyi bir resim sayılmalı.
-Tarihi nedir bu resminizin?
Büyük bir ihtimalle 2017 ya da 2018. Okuldan yeni mezun olmuştum.
-Hangi okuldan?
New York Güzel Sanatlar Akademisi’nden.
–Peki tam da bu dönemde siz hangi etkiler altındaydınız? Ben bu resme yani sizin resminize baktığımda da başka ressamları görüyorum. Eric Fischl gibi.
Kesinlikle haklısınız. Tam isabet! Çünkü Eric Fischl okulda hocamdı.
-Okuldan mezun olduğunuz zaman genç bir ressam olarak sizin için hayat nasıldı?
Ben çok şanslıydım. Okuldan çıktıktan bir yıl kadar bir süre sonra bir galeriyle anlaştım. Bir sergi yapıp para kazanana kadar zor günler yaşadım. Birçok yan iş yaptım. Taşımacılık, sergi kurmak, inşaat gibi… Restoran ve kafelere duvar resimleri yapmak gibi… İlk kişisel sergimi açtıktan sonra herşey yolunda gitti. Pandemiye ve eşim hastalanana kadar. Ameliyat olması gerekti ve ben de bir süre resme ara verdim. Şimdi iyileşme sürecinde ve New York’a geri döndük. Ama eşimin hastalığı döneminde çok değiştim. Sanatıma karşı bakışım kökten değişti. Hayata bakıyorum ve hayatı takdir ediyorum. Başıma gelen herşeyi takdir ediyorum. Yaşadığımız onca zorluktan sonra şu an resim yapabiliyorsam, en çok bunu takdir ediyorum. Çok şanslıyım. Artık resim yapmayı hiç hafife almıyorum. Resim sanatında kendi dilinizi ortaya koymanız vakit alabilir.
Ama şunu da size ve sizin aracılığınızla resmimi kopyalayan sanatçıya iletmenizi istiyorum:
Herkes hata yapabilir. Hepimiz hata yaparız. Bunu kabul edip yeniden başlamak önemli. Her zaman insan baştan başlayabilir. Başına ne gelirse gelsin!
-Çok geçmiş olsun! Bu durumda genç sanatçı Zeynep Can Sude ile empati yapmanız çok yerinde ve çok ince.
Bakın bütün genç sanatçılar bunu yapar! Hepimiz bunu yaparız! Hepimiz bunu yaptık! Aksini iddia etmek ikiyüzlülük. Eğer bu kopya meselesinde bu arkadaşa kızsaydım. İkiyüzlülük etmiş olurdum. Nihayetinde bütün resimler birbirinden etkilenir. Resim diğer resimlerden etkilenerek yapılır. Ama bazen bu yakınlığın sınırı aşılır. Bu da bunun bir örneği. Belki yarışmayı kazanma arzusuyla yapılan bir hata. Ama tekrar ediyorum. Geçmişe gidip tekrar başlayabilir yeter ki hata yaptığını kabul edip hatasından ders alsın!