Alberto Giacometti‘nin eserleri yıllar içerisinde değerine değer kattı; Giacometti’yi yılın sanatçısı ilan eden Artprice dergisinin yazısını Ezgi Altun çevirdi.
Giacometti’nin, Rodin’den öğrendiği bir şey vardı: Belirsiz yönlerde yürüyen insanlar telaşlı bir güç ve kırılganlığı aynı anda ifade ederler. Eserlerinin psikolojik gücü, onları sanat pazarında peşinden koşulanların arasına sokuyor; 2014 yılında Alberto Giacometti, 90 milyon dolar ile yılın en iyi sanat açık artırması sonucunu elde etti.
Alberto Giacometti, İsviçre’yi terkedip Paris’e yerleştiğinde sadece 20 yaşındaydı. André Breton’un başı çektiği Sürrealist dönemin ortasında, sanat açısından baş döndürücü 1922 yılıydı. Antoine Bourdelle’in altında çalıştı, Kübistleri keşfetti ve bolca tecrübe edindi. Ancak, 1926 yılında, Giacometti’nin arkaik ve geleneksel sanatları –Mısırlı, Sümerli, Kiklad, Afrikalı ve Avustralasyalı – keşfedişi, sanatsal vizyonunu radikal anlamda değiştirdi. Bu döneminin en sembolik çalışması, belirgin bir biçimde bir Afrikalı’ya benzeyen, özellikle bir kaşık şeklinde oluşuyla Dan kültüründen insan biçiminde bir kepçeyi andıran 143 cm uzunluğundaki totemik heykel Femme-cuillère (1926-1927) oldu. Bu bronz heykelin sadece bir versiyonu satıldı. 1990 yılında New York Sotheby’s satışında 1.49 milyon dolara yakın bir fiyata alıcı buldu. Bugün satılsaydı on kat daha fazla ederdi. O dönemine ait çalışmaları bugünlerde oldukça az bulunsa da, tüm büyük ve prestijli Batılı açık artırmacılar, satışlarına onun son çalışmalarını dahil etmeye çalışıyor, özellikle de dünya çapında bilinen ince uzun yumrulu silüetlerini.
Picasso’nun eserleri ile aynı fiyat seviyesinden satılmaya başlandı
Giacometti 2002 yılında dünyanın en pahalı 10 sanatçısından biri oldu (Artprice Top 10). O yıl, açık artırmadan kazandıkları 2001 yılına göre %350 daha fazlaydı; sanatçının mirasının önemli bir bölümünün Christie’s satışında el değiştirmesiyle mümkün oldu bu durum (35 bronz, 28 Eylül 2002). Bu satışın en iyi sonucu, en yüksek tahminin bile iki katına, 1.5 milyon dolara alıcı bulan La Cage‘in prömiyer versiyonu (edisyon 3/8) oldu. Dört yıl sonra La Cage, Sotheby’s satışında 2.2 milyon dolar değerindeydi (edisyon 4/8, Londra, 19 Haziran 2006). Ancak, bu hala ilk zamanlarıydı. 2010 yılında, Giacometti’nin çalışmaları, Picasso‘nun eserleri ile aynı fiyat seviyesinden satılmaya başlandı ve L’Homme qui marche I isimli eseri 3 Şubat 2010’da Londra Sotheby’s‘de 92.5 milyon dolara alındı. Bugün, bu büyük sanatçının değerinde herhangi bir azalma emaresi bulunmuyor. Hatta 2014 yılı, milyon dolar çizgisini aşan 18’den fazla satışla harika bir yıl oldu onun için; 20. yüzyılın en önemli eserlerinden biri olan Le Chariot, 4 Kasım 2014’te Sotheby’s New York’ta tek başına 90 milyon dolar gelir elde etti.
Küçük bronz çalışmaları da değerini arttırdı. Savaş yıllarında çalışma ölçülerini oldukça küçülten sanatçının kimi eserleri bir kibrit kutusuna sığacak boyuttaydı. 10 cm’den küçük olan bronz eserleri, 1990larda 5.000 dolara satılırken bugün 10 kat daha fazlaya satılıyor.
Neyse ki daha az zenginler için Alberto Giacometti’nin pazarında oldukça fazla sayıda baskı var. Giacometti her zaman çalışmalarının kitlesel dağıtımından yana oldu, özellikle de eserlerinin fiyatları kendisi hala yaşıyorken (60lı yıllarda) nispeten yükselmişken. Eserlerinin baskıları, Giacometti’nin pazarındaki işlemlerin yarısından fazlasını temsil ediyor ve bazen sınırlı sayıda litograf açık artırmalarda 1.000 dolardan az bir fiyata satın alınabiliyor.
Yazının orijinali için: http://www.artprice.com/artmarketinsight/1079/Alberto+Giacometti+%E2%80%93+Artist+of+the+year
