Shirley Manson: "Çok iyi figürler seçtim. Siouxsie Sioux’ya, Patti Smith’e, Chrissie Hynde’a aşık oldum." Istancool, İstanbul Uluslararası Sanat ve Kültür Festivali için İstanbul’da bulunan Shirley Manson ile yazarımız Can Çakır görüştü.
Festival öncesi Garbage’ın solisti olarak bilinen, ancak farklı alanlardaki yetenekleriyle de öne çıkan Shirley Manson, acaba gerçekten de yaşayan en karizmatik kadın olabilir mi? Istancool’daki bir panel için Türkiye’ye davetli olan Manson’la başbaşa görüştük, kendisine Kinesis grubunun demosunu verdik ve fazlasıyla keyifli bir sohbet yaşadık. Sanatatak.com’a özel…
90’lar müzik dünyasının senin uzmanlık alanın olduğunu söyleyebilir miyiz?
Uzmanlık alanım diyemem açıkçası, ama festivalde bununla ilgili konuşmak istediler. İlginç bir pozisyonda durduğum kesin, ben ilk müziğe başladığımda hiçbir dijital unsur yoktu, ama şimdi gayet aktif bir sosyal medya tabanımız var. Çok bariz değişikliklerden geçtik. O yüzden sanırım bundan bahsedebilmek için ilginç bir konumdayım. Dijital çağda birdenbire bir dakikalığına ünlü olup, ertesi dakika unutulmanın daha da kolaylaştığını söylemek mümkün.
90’lar ve 2000’ler boyunca müzik dünyasındaki kadınların bir ikonu olarak, dünya müzik sahnesindeki kadınların bir sonraki idolünün kim olabileceğini düşünüyorsun?
İlginç bir soru. İtiraf edeyim ki böyle bir soruya hazırlanmamıştım. Aslında haklısın, dijital çağla beraber bir kariyeri sağlamlaştırmak herkes için zorlaştı. Kariyerini 15 saniyede bir anda patlatıp, eskiye kıyasla çok daha kısa bir zamanda, çok daha büyük bir dinleyici kitlesine ulaşabilirsin, ancak bunun yanısıra bir kitleyi yakalayıp, elinde tutup, kariyerini onun üzerine yükseltmek artık herkes için çok zor. Benim son zamanlardaki en tuttuğum isimlerden biri Lana del Rey. Bence kitlesini kendisiyle beraber sürükleyebilme potansiyeline sahip, çünkü eşsiz biri. Görünüşü, sesi herkesten farklı ve çok görsel biri. Şu ana kadar işaretler iyiyi gösteriyor ikinci albümü için. Ama kim bilebilir tabii? Buna ek olarak genç kadınlardan gelen bir hareketin oluştuğunu hissediyorum, hatta daha genel olarak genç sanatçılardan. Bu genç sanatçılar dijital çağın ilk kuşak sanatçılarını yakından takip ettiler ve muhtemelen çok şey öğrendiler. Şimdi de az evvel konuştuğumuz şeylerin hepsini dikkate alarak nasıl bir kariyer yaratacaklarını planlıyorlar.
Yaklaşık 30 yıldır müzik dünyasının kalbinde bir insan olarak, yeni materyaller yazmak için ilhamı nereden alıyorsun? Çocukken dinlediğin isimleri mi dinliyorsun hâlâ, yoksa bir dinleyici olarak da yeni isimlere olan ilgin devam ediyor mu?
İkisi de. Büyürken dinlediğim müzikler bana hâlâ ilham veriyor. Kişiliğimin oluştuğu yıllarda iyi bir müzik zevkine sahip olduğum için şanslıyım. Çok iyi figürler seçtim. Siouxsie Sioux’ya, Patti Smith’e, Chrissie Hynde’a aşık oldum, bu kadınların üçü de müzik yapmaya devam ediyor. Bana da kariyerimi onurla, zarafetle ve zekayla nasıl sürdürebileceğimi öğrettiler. Muhteşem öğretmenlerim olduğum için çok şanslıyım. Ancak benim için en büyük ilham, bir sanatçı nasıl olmalıdıra çalışmakla geldi. Garbage’la ilk başladığım güne kıyasla bugün çok daha farklı bir sanatçıyım. İlk zamanlarımda komik bir şekilde düşüncesizdim, her şeyi içgüdüyle yapıyordum. Sadece sesimi duyurmak istiyordum. Param yoktu, evim yoktu. Evcilleşmiş zamanıma göre çok daha farklı bir hayvandım. Evcilleşinceyse nasıl vahşi kalınır, nasıl yırtıcı kalınır, nasıl hayatta kalınır, bunları öğrenmek ve rehavete çok fazla kapılmamak gerekiyor. Bunun bir kısmı bana kendiliğinden geliyor, ben bir hayvanım. Gayet dürüst ve net bir insanımdır, kimseden hiçbir şey saklamam. Sadece ilginç bulduğum şeyi yapabilmek için rahat bırakılmak isterim. Hiçbir zaman ne kadar ünlü veya başarılı biri olduğum üzerine kafa yormadım.
Başarılı olmak güzel miydi?
İnanılmazdı! Ama ben hayatımı bununla değerlendirmiyorum, bununla ölçmüyorum. Benim için hayati bir öneme sahip değil. Ne yaptıysam yaptım, şimdi bana ilginç gelense başka bir insanla daha iyi iletişim kurabilmek, onlara ulaşabilmek, rahatlatmak, onları iyi hissettirebilmek.
Kendini sadece başarıyla tanımlamıyorsun yani?
Bir noktada aşırı başarıyı reddettiğimizi bile söyleyebilirim, çünkü bunu yapabilmek için şeytanla bir tip anlaşma yapman gerekiyor. Ben ve gruptaki hepimiz bunu reddettik. Kariyerimizi daha “başarılı” hale getirebilecek hareketler yapabilirdik, ama kişiliklerimize uygun olacak seçimler yapmayı tercih ettik. O zamanlarda (Garbage’ın verdiği 7 yıllık aranın öncesinden bahsediyor) bizden birçok şey yapmamızı istediler, ama bize uygun gelmiyordu ve bunun bir parçası olmak istemiyorduk. Bazı seçimler yaptık, bunun için bazen cezalandırılırsın ve/veya uzun vadede ödüllendirilirsin. Gayet uzun bir kariyerimiz oldu ve sanırım kredimizi iyi harcadık. Bir sanatçının sabırlı olması gerekir.
Gelecek projelerinle ilgili birkaç ipucu verebilir misin? Özellikle yakın zamanda çıkması beklenen yeni Garbage albümüyle ilgili?
Bir süredir ertelenmekte, çünkü davulcumuz Butch, Foo Fighters’ın albümünde prodüktörlük yapıyor. Bunu duymak güzel! Eğer büyük bir Foo Fighters hayranıysan, senin tarafından bakınca güzel tabii! (Gülüşmeler) Senin tarafından bakınca pek öyle olmasa gerek, hahaha. Yanlış anlaşılmak istemem, ben de Foo Fighters’ı çok severim, ama artık davulcumu geri istiyorum! Butch’a habire “Söyle şu Dave Grohl’a acele etsin de bitirin şu işi, evde oturup beklemekten sıkıldım!” diyorum. Neredeyse işleri bitti, biz de Temmuz’da 6. stüdyo albümümüzü kaydetmek için stüdyoya giriyoruz. Sonra önümüzdeki yıl albüm turnesine çıkacağız, aynı zamanda ilk albümümüzün 20. yıldönümü olması sebebiyle ona özel bir şeyler yapacağız. Bakalım, 2015 bizim için ilginç bir yıl olacak.
Son sorumu sorayım. Türkiye geçtiğimiz yıl çok zor zamanlardan geçti. Olup bitenlerin, gösterilerin, protestoların vs. ne kadarını takip edebildin? Ne düşünüyorsun bunlarla ilgili?
Elbette neler olup bittiğinin farkındayım. Bana göre sosyal medyanın en değerli unsurlarından biri, hayranlarımız bizi eğitiyor. Türkiye’deki hayranlarımız bize Facebook’tan, Twitter’dan yazıyorlar, bizleri onlar eğitiyor. Haberleri falan da takip ediyoruz tabii ama sokaklardaki insanlardan birebir haber almak çok daha önemli. Dolayısıyla olayların ve olmakta olanların bir hayli farkındayız. Çok rahatsız edici. Çok endişelendirici. Bir yandan da, bir araya gelen ve vücutlarını sokağa taşıyan insanlar beni çok etkiliyor. Maalesef ne zaman insanlar sokağa çıksa, canları yanıyor ve bu da utanç verici. Cevabın ne olduğunu bilmiyorum, tek söyleyebileceğim şey, eninde sonunda güç halkların elindedir. Hiçbirimiz kesin cevabı bilmiyoruz, ama deneyip yaşayarak kendimiz öğrenmek zorundayız. Kesinlikle. Yine de bölgede benzer zorluklardan geçmiş diğer ülkeleri takip etmenin önemli olduğunu düşünüyorum. İnsanlar zannettiklerinden daha fazla güçlüler, eğer bir araya gelirlerse. Pozitif hareketin, barışçıl hareketin içinde çok ciddi bir güç vardır, ama bunun için mücadele vermek şart. Ancak demokrasilerin en büyük problemi, gücü eline geçiren insanların esas görevlerinin ne olduğunu unutmaları. Dünya başladığından beri böyle bu, insanlığın trajedisi. Güçlerini kötüye kullanıyorlar. Mutlak güç insanı yozlaştırır. Klişe bir laf, ama doğru olduğu için bir klişe. Türkiye halkına desteğimi ve sevgilerimi gönderiyorum. Sizin olan biteni takip ediyor olmanız rahatlık verici, çünkü Türkiye’de ve dünyanın her yerinde medya üzerindeki sansür çok güçlü. Şunu da unutmamalı, insanlar bazen kendi ülkeleri ve kendi durumlarına kafayı takıp başka yerleri unutuyorlar. Bir grup olarak en önemli avantajımız, sosyal medya sayesinde dünyanın her yerinden hayranlarımızın bize ulaşıp gerçekleri anlatmaları. Benzer şeylerden, medya karartmasından çeken çok fazla ülke var dünyada. Meksika, Brezilya, Venezuela vs. O kadar rahatsızlık verici ve üzücü ki… Patti Smith’in de dediği gibi: “Fight the power!”
Bu muhteşem sohbet için çok teşekkür ederim Shirley.
Esas ben teşekkür ederim, benim için bir zevkti.