Fatih Vural, Arap müziğinden 10 parçalık enfes bir seçki sunuyor…
Malumunuz olduğu üzere evvelce çok sınırlı bir coğrafyada konuşulan Arapça, 8. Yüzyıldaki fetihlerle birlikte Akdeniz’in güneyinde lingua franca haline geldi. Haliyle sadece dilleri değil, müzikleri de iç içe girdi. İslam öncesi müziği bir çatı altında derleyip toplayan Farabi olur. Müzikle matematiği ilişkilendiren ilk kişi de o olmalı (Müzik hakkındaki eserleri tabii ki Türkçe dışında birçok dile çevrildi). Farabi ile birlikte Arap müziği kendine has bir renge kavuşur. 11.Yüzyılda Endülüs’e ulaşır. Böylelikle müzik tarihinin belki de en sıradışı ve en lezzetli karışımına tanık olur dünya. Aynı dönemlerde Kuzey Afrika’nın girift ritimli müzikleriyle (başta Gnawa) de harmanlanır. 16. Yüzyılda Hint ve Fars müziğiyle, 20. yüzyılda Batı müziğiyle etkileşimi, Arap müziğinin ritm, ses ve saz olarak benzersiz şekilde zenginleşmesini sağlar. Ekteki şarkıların, her bir etkileşimi temsil etmesine gayret ettim. Baştan söyleyeyim; Arap müziğinin olmazsa olmazı Ümmü Gülsüm’ü listeye almadım. Klasik Arap Müziği bu listede zaptedilemeyecek kadar geniş.
Feyruz – Edeish Kan Fee Nas