A password will be e-mailed to you.


Myth-Making Across Boundaries Conference (Sınırların Ötesinde Mit-Üretim Konferansı). Ege Universitesi Avrupa Dilleri ve Kültürleri Araştırma Merkezi (ADİKAM) tarafından organize edilen ve İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından hayata geçirilen etkinlikte İspanya’dan Çek Cumhuriyeti’ne, Hindistan’dan Sırbistan’a, Amerika’dan Pakistan’a çeşitli ülkelerden gelen çeşitli alanlarda akademik çalışmalarını sürdüren çok sayıda konuşmacı bir arada bulundu. 


“Humanities” yani “Beşeri Bilimler” alanında durum şöyle felaket, böyle rezalet, diyen kimi köşe yazarlarına karşılık; bütün bu konuşulanları oldukça sahte bulanlar da var. Ortalığı bu olumsuz gidişata dair bir tür dedikoduyla doldurup, bu masala herkesin inanmasını beklememek lazım, diyenler de var. Araştırmaların gerçeği yansıtmadığını, beşer pat diye ortadan kaybolmadığına göre, beşeri olan hiç bir şeyin de kolay kolay yitip gitmeyeceğini hiddetle savunanlar mevcut. Geçtiğimiz günlerde bir ölçekte küçücük, bir diğer açıdan da devasa bir şey oldu. Beşeri bilimler dünyası için minyatür, bizler için kocaman bir adım!


Yaşlı İzmir’in yaşlı Ege Üniversitesi, yüzü ilanlarla afişlerle örtülü neredeyse görülmez olmuş Edebiyat Fakültesi… Arkasında, şimdilerde alışıldığı gibi pek gösterişli özel şirketler, her ayrıntıya karışabilen patronlar filan da olmadığını sandığım, daha çok akademisyen ve öğrenci eli değmiş gibi duran bir konferans: Myth-Making Across Boundaries Conference (Sınırların Ötesinde Mit-Üretim Konferansı). Ege Universitesi Avrupa Dilleri ve Kültürleri Araştırma Merkezi (ADİKAM) tarafından organize edilen ve İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından hayata geçirilen etkinlikte İspanya’dan Çek Cumhuriyeti’ne, Hindistan’dan Sırbistan’a, Amerika’dan Pakistan’a çeşitli ülkelerden gelen çeşitli alanlarda akademik çalışmalarını sürdüren çok sayıda konuşmacı bir arada bulundu. “Edebiyat ve Kültür Çalışmaları” için tam olarak bir üretim ve gelişim fırsatı diyebileceğimiz bu toplantıda genç konuşmacılar ve tecrübeli konuşmacılar, üç gün boyunca üçer salonda paralel etkinliklerden oluşan programda makalelerini izleyenlere sundular. Yazın ve sinema gibi alanlardan kurulan dünyanın karşılaştırmalı ve kültürler arası okunmasında analizlerle, bağlantılarla, sorgulamalar ve tartışmalarla felsefe, toplumsal cinsiyet, mitoloji gibi alanlara değinildi. Özellikle genç akademisyenlerin ve araştırmacı adaylarının faydalanması olası pek çok başlık, konuşmacılar tarafından incelenirken disiplinler arası bir küçük toplum/camia oluşturuldu. Wrap-up session sırasında, son sözlerini söyleyen organizasyon komitesinin ve katılımcıların bunda hem fikir olduğu ortadaydı.


Konferansın yegane eksiği daha büyük kitlelere ulaşma açısından olabilir. Edebiyat Fakültesi öğrencilerinin tamamının ilgisini toplayabilecek başlıklar olduğu gibi, etkinlik için diğer bölümlerle de işbirliği yapılması belki mümkün olabilir. Yabancı ve yerli akademisyenlerin diğer batı dillerinden yer yer faydalanmakla birlikte, iletişim için İngilizce konuşmaları ne yazık ki bunun önünde bir engel gibi görülüyor. Halbuki akademik paylaşım için ölümcül sayılabilen yabancı dil gereksiniminde pratik olmak adına pekala böyle organizasyonlar bireylerin gelişimine büyük katkıda bulunabilir.

 


Sunulan makalelerin kitaplaştırılması ve organizasyonun tekrarlanması olasılıklar dahilinde. Zaten benzeri toplantılara sıkça ev sahipliği yapan İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü, olanaklarını ve emeğini uğruna kullandığı böylesi tarafsız, keyifli, çok kültürlü ve çok alanlı (disiplinlerarası) atılımlarıyla takip edilmeye değer. Konuşmacı ve dinleyici olarak hemen herkese açık bu gibi konferansların alanlarımızı hayatta ve ayakta tuttuğu, bireylere ilham kaynağı olduğu için emeği geçenlere: Tebrikler! 

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 21:19:49